conditional - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
conditional bağlı adj.
  • In other words, the freedom to fish must be conditional on the marine resources available.
  • Başka bir deyişle, balık avlama özgürlüğü mevcut deniz kaynaklarına bağlı olmalıdır.
  • Of course, such a development is conditional upon energy policy generally being developed in the right direction.
  • Elbette böyle bir gelişme, enerji politikasının genel olarak doğru yönde geliştirilmesine bağlıdır.
  • This assistance is, of course, conditional on an IMF agreement with the Macedonian Government.
  • Bu yardım elbette Makedonya Hükûmeti ile yapılacak bir IMF anlaşmasına bağlıdır.
Show More (4)
conditional şarta bağlı adj.
  • The approval we grant in this connection is clearly conditional.
  • Bu bağlamda verdiğimiz onay açıkça şarta bağlıdır.
  • The rights under the Treaty are not conditional in my view.
  • Bana göre Antlaşma kapsamındaki haklar şarta bağlı değildir.
Show More (-1)