| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| Common Usage | ||||
| Yaygın Kullanım | confess f. | itiraf etmek | ||
|
He confessed to all of the crimes last night. Dün gece tüm suçlarını itiraf etti. More Sentences |
||||
| General | ||||
| Genel | confess f. | günah çıkartmak | ||
|
Tom confessed his sins to the priest. Tom papaza günah çıkarttı. More Sentences |
||||
| Genel | confess f. | kabul etmek | ||
|
Layla confessed that she was the one who laughed during class. Leyla ders sırasında gülen kişinin kendisi olduğunu kabul etti. More Sentences |
||||
| Genel | confess f. | günah çıkarmak | ||
|
The old man confessed his wrongdoings to the priest. Yaşlı adam yaptığı kötülükler için papaza günah çıkardı. More Sentences |
||||
| Genel | confess f. | itiraf etmek | ||
|
I confess that I tend to favour an opt-in solution. İtiraf etmeliyim ki ben tercihli bir çözümden yanayım. More Sentences |
||||
| Law | ||||
| Hukuk | confess f. | itiraf etmek | ||
|
I have to confess that I do not fully grasp why requests for a reduction in these amounts were made. İtiraf etmeliyim ki bu miktarlarda indirim taleplerinin neden yapıldığını tam olarak anlayabilmiş değilim. More Sentences |
||||
| Politics | ||||
| Siyasal | confess f. | itiraf etmek | ||
|
I must confess I am somewhat surprised at public opinion in Europe. İtiraf etmeliyim ki Avrupa'daki kamuoyu beni biraz şaşırttı. More Sentences |
||||
| General | ||||
| Genel | confess f. | kabullenmek | ||
| Genel | confess f. | söylemek | ||
| Genel | confess f. | ikrar etmek | ||
| Law | ||||
| Hukuk | confess f. | ikrar etmek | ||
