damar - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
vein damar n.
  • Science has since proven that every single finger has veins running to the heart.
  • Bilim o zamandan beri her parmakta kalbe giden damarlar olduğunu kanıtladı.
  • Science has since proven that every single finger has veins running to the heart.
  • Bilim o zamandan beri her bir parmağın kalbe giden damarları olduğunu kanıtlamıştır.
  • Science has since proven that every single finger has veins running to the heart.
  • Bilim o zamandan beri her parmağın kalbe giden damarları olduğunu kanıtladı.
Show More (13)
grain damar n.
  • Wood stains bring out the natural grain of the wood.
  • Ahşap lekeleri ahşabın doğal yapısındaki damarları ortaya çıkarır.
  • It's easier to cut wood with the grain.
  • Tahtayı damar yönünde kesmek daha kolaydır.
  • It's easier to cut wood with the grain.
  • Odunu damarlı kesmek daha kolaydır.
Show More (0)
vessel damar n.
  • The doctors repaired a broken blood vessel in his brain.
  • Doktorlar beynindeki kırık bir kan damarını onardılar.
  • Research and higher education have mutual benefits and are interconnected vessels.
  • Araştırma ve yükseköğretimin karşılıklı faydaları vardır ve birbirlerine bağlı damarlardır.
Show More (-1)
blood vessel damar n.
  • The nurse hit a blood vessel.
  • Hemşire bir damara vurmuş.
Show More (-2)