decentralised - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
decentralised merkezi olmayan adj.
  • The new Financial Regulation gives its Directorates-General decentralised responsibility.
  • Yeni Mali Tüzük, Genel Müdürlüklerine merkezi olmayan sorumluluklar vermektedir.
  • The emphasis should be on decentralised production using low-cost, sustainable farming methods.
  • Düşük maliyetli, sürdürülebilir tarım yöntemleri kullanılarak merkezi olmayan üretim üzerinde durulmalıdır.
  • The European Parliament was behind the creation of a budget heading for decentralised cooperation in the 1990s.
  • 1990'larda merkezi olmayan işbirliği için bir bütçe başlığı oluşturulmasının arkasında Avrupa Parlamentosu vardı.
Show More (11)
decentralised ademi merkezi adj.
  • What is really needed is for the common fisheries policy to be properly decentralised.
  • Asıl ihtiyaç duyulan şey, ortak balıkçılık politikasının uygun bir şekilde ademi merkezileştirilmesidir.
Show More (-2)
decentralised dağıtılmış adj.
  • At the same time, however, such campaigns must be decentralised to national and regional level.
  • Ancak aynı zamanda bu tür kampanyalar ulusal ve bölgesel düzeye dağıtılmalıdır.
Show More (-2)