1 |
depart |
kalkmak |
v. |
|
- This train departs at nine o'clock sharp.
- Bu tren saat tam dokuzda kalkıyor.
- When does your plane depart?
- Senin uçağın ne zaman kalkıyor?
- The train will depart soon.
- Tren yakında kalkacak.
- My flight will depart in an hour.
- Uçağım bir saat içinde kalkacak.
- The next train for the airport will depart from platform two.
- Havaalanına giden bir sonraki tren ikinci perondan kalkacak.
- The train departs in five minutes.
- Tren beş dakika içinde kalkıyor.
- The train departs in five minutes.
- Tren beş dakika içinde kalkacak.
- What time does your plane depart?
- Uçağınız ne zaman kalkıyor?
- What time does the train for New York depart?
- New York'a tren saat kaçta kalkıyor?
- When does your plane depart?
- Uçağın ne zaman kalkıyor?
- What time does the train for New York depart?
- New York treni ne zaman kalkıyor?
- What time does your plane depart?
- Uçağın saat kaçta kalkacak.
- The train departed on time.
- Tren zamanında kalktı.
- The next train to the airport departs from platform 2.
- Havaalanına giden bir sonraki tren platform 2'den kalkıyor.
- The train was ready to depart.
- Tren kalkmaya hazırdı.
- The train will depart soon.
- Tren birazdan kalkacak.
- The next train to the airport departs from platform 2.
- Havaalanına giden bir sonraki tren 2. perondan kalkıyor.
- What time will the plane depart?
- Uçak ne zaman kalkacak?
- When does the train depart?
- Tren ne zaman kalkıyor?
- This train departs at nine o'clock sharp.
- Bu tren tam olarak saat dokuzda kalkar.
Show More (17)
|
2 |
depart |
gitmek |
v. |
|
- When will they depart for Vienna?
- Viyana'ya ne zaman gidecekler?
- Tom has departed for Australia.
- Tom, Avustralya'ya gitti.
- Takuya told me to depart immediately.
- Takuya hemen gitmemi söyledi.
- When will you depart for Paris?
- Paris'e ne zaman gideceksiniz?
- When will he depart for London?
- Londra'ya ne zaman gidecek?
- When will they depart for Boston?
- Boston'a ne zaman gidecekler?
- Mary will depart soon.
- Mary yakında gidecek.
- Heavy snow prevented the train from departing.
- Şiddetli kar yağışı trenin gidişini engelledi.
- Tom has departed for Australia.
- Tom Avustralya'ya gitti.
- Takuya told me to depart immediately.
- Takuya bana derhal gitmemi söyledi.
- He departed for London the day before yesterday.
- Dünden önceki gün Londra'ya gitti.
- When will you depart for Moscow?
- Moskova'ya ne zaman gideceksiniz?
- Mary said that she would depart soon.
- Meryem yakında gideceğini söyledi.
- I'm ready to depart.
- Gitmeye hazırım.
- When will you depart for Berlin?
- Berlin'e ne zaman gideceksiniz?
- He told us to depart at once.
- Hemen gitmemizi söyledi.
- He departed for Australia.
- Avustralya'ya gitti.
Show More (14)
|
3 |
depart |
yola çıkmak |
v. |
|
- We could not get out of Brussels at all; we had to go back, and in the end departed from Charleroi the next day.
- Brüksel'den hiç çıkamadık; geri dönmek zorunda kaldık ve sonunda ertesi gün Charleroi'den yola çıktık.
- Bad weather prevented us from departing.
- Kötü hava yola çıkmamızı engelledi.
- He departed in spite of the storm.
- Fırtınaya rağmen yola çıktı.
- After she said these things, she departed.
- O bunları söyledikten sonra yola çıktı.
- No sooner had he arrived than the bus departed.
- O varır varmaz otobüs yola çıktı.
- Mary said that she would depart soon.
- Mary yakında yola çıkacağını söyledi.
- He told us to depart at once.
- Bize hemen yola çıkmamızı söyledi.
- Tom said that he would depart soon.
- Tom yakında yola çıkacağını söyledi.
- He departed in spite of the storm.
- O, fırtınaya rağmen yola çıktı.
- The group departed as soon as he arrived.
- O gelir gelmez grup yola çıktı.
- He departed for Australia.
- O, Avustralya'ya gitmek için yola çıktı.
- He departed for London the day before yesterday.
- O önceki gün Londra'ya gitmek için yola çıktı.
- As far as I know, she hasn't departed yet.
- Bildiğim kadarıyla, o henüz yola çıkmadı.
- I'm ready to depart.
- Ben yola çıkmaya hazırım.
- We should have departed earlier.
- Daha erken yola çıkmalıydık.
- I'm departing this evening.
- Bu akşam yola çıkıyorum.
Show More (13)
|
4 |
depart |
ayrılmak |
v. |
|
- The fundamental question arises as to whether we want to depart from this practice.
- Bu uygulamadan ayrılmak isteyip istemediğimiz temel bir soru olarak ortaya çıkmaktadır.
- I could not undertake to depart from the institutional agreement.
- Kurumsal anlaşmadan ayrılmayı taahhüt edemezdim.
- The Commission cannot depart from this principle and does not want to do so.
- Komisyon bu ilkeden ayrılamaz ve bunu yapmak da istemez.
- I will depart soon.
- Yakında ayrılacağım.
- Tom said that he would depart soon.
- Tom yakında ayrılacağını söyledi.
- I'm departing this evening.
- Bu akşam ayrılıyorum.
Show More (3)
|
5 |
depart |
kalkış |
n. |
|
- The train was ready to depart.
- Tren kalkışa hazırdı.
- I'm ready to depart.
- Kalkışa hazırım.
Show More (-1)
|
6 |
depart |
hareket etmek |
v. |
|
- My flight will depart in an hour.
- Uçağım bir saat içinde hareket edecek.
- What time will the plane depart?
- Uçak saat kaçta hareket edecek?
Show More (-1)
|
7 |
depart |
uzaklaşmak |
v. |
|
- Two major countries have blatantly departed from compliance with the Stability Pact’s rules.
- İki büyük ülke İstikrar Paktı kurallarına uymaktan bariz bir şekilde uzaklaştı.
Show More (-2)
|