| 1 |
dire |
vahim |
adj. |
|
- Women, of course, are still in a dire situation in all sectors.
- Elbette kadınlar tüm sektörlerde hala vahim bir durumdadır.
- We all know the present dire state of citizens' knowledge about the organisation and policies of the EU.
- Vatandaşların AB'nin organizasyonu ve politikaları hakkındaki bilgilerinin mevcut vahim durumunu hepimiz biliyoruz.
- I can dispense with a description of the dire economic situation in Kosova, well known as it is.
- Kosova'daki vahim ekonomik durumu anlatmaktan vazgeçebilirim, ki bu durum çok iyi bilinmektedir.
- I believe the ISIS reports were the most recent evidence of the dire straits our fishing industry is in.
- IŞİD raporlarının balıkçılık sektörümüzün içinde bulunduğu vahim durumun en son kanıtı olduğuna inanıyorum.
- The situation became very dire.
- Durum çok vahim bir hal aldı.
- It was a dire situation.
- Vahim bir durumdu.
- The situation is dire.
- Durum vahim.
- The situation is becoming more and more dire for me.
- Durum benim için gittikçe daha vahim bir hal alıyor.
Show More (5)
|
| 2 |
dire |
korkunç |
adj. |
|
- That is a dire statistic for the future of the mountains.
- Bu, dağların geleceği için korkunç bir istatistiktir.
- The prognosis was dire.
- Öngörü korkunçtu.
- The situation was dire.
- Durum korkunçtu.
- A dire tragedy has befallen me.
- Başıma korkunç bir trajedi geldi.
Show More (1)
|
| 3 |
dire |
çok kötü |
adj. |
|
- The prognosis was dire.
- Prognoz çok kötüydü.
- The situation is dire.
- Durum çok kötü.
Show More (-1)
|
| 4 |
dire |
büyük |
adj. |
|
- The castle was in dire need of major repairs.
- Kalenin büyük bir onarıma ihtiyacı vardı.
Show More (-2)
|
