expose - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
expose maruz bırakmak v.
  • Might not the loss of certain capacities expose our soldiers to danger?
  • Belirli kapasitelerin kaybı askerlerimizi tehlikeye maruz bırakmaz mı?
  • Our Environment Ministers expose our citizens to increasing levels of noise.
  • Çevre Bakanlarımız vatandaşlarımızı artan gürültü seviyelerine maruz bırakmaktadır.
  • Then they exposed them to a cold virus.
  • Daha sonra da bunları bir nezle virüsüne maruz bıraktılar.
Show More (26)
expose ortaya çıkarmak v.
  • A harsh winter has exposed a new type of safety risk in sea transportation.
  • Sert geçen kış, deniz taşımacılığında yeni bir tür güvenlik riskini ortaya çıkarmıştır.
  • The Eurostat affair exposed the existing weaknesses in the channels of communication.
  • Eurostat olayı, iletişim kanallarındaki mevcut zayıflıkları ortaya çıkarmıştır.
  • But the way in which European unanimity was brought about has once again exposed the cracks in the European edifice.
  • Ancak Avrupa'da oybirliğinin sağlanmasında izlenen yol, Avrupa yapısındaki çatlakları bir kez daha ortaya çıkarmıştır.
Show More (9)
expose ifşa etmek v.
  • Western companies involved in the illegal exploitation of Congolese riches should also be exposed.
  • Kongo zenginliklerinin yasadışı sömürüsüne karışan Batılı şirketler de ifşa edilmelidir.
  • Dan resolved to write a lengthy article to expose Linda's illegal deals.
  • Dan, Linda'nın yasadışı anlaşmalarını ifşa etmek için uzun bir makale yazmaya karar verdi.
  • Sami threatened to expose Layla's affair.
  • Sami, Layla'nın ilişkisini ifşa etmekle tehdit etti.
Show More (4)
expose açığa çıkarmak v.
  • Now everything's exposed.
  • Şimdi her şey açığa çıktı.
  • Tom will be exposed.
  • Tom açığa çıkacak.
  • Sami's secret was exposed.
  • Sami'nin sırrı açığa çıktı.
Show More (3)
expose gözler önüne sermek v.
  • This issue once again exposes the EU's democratic loophole.
  • Bu mesele AB'nin demokratik boşluğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir.
  • All of this cruelly exposes the imperialism of the European project.
  • Tüm bunlar Avrupa projesinin emperyalizmini acımasızca gözler önüne sermektedir.
  • It exposes Europe's impotence for all to see.
  • Avrupa'nın iktidarsızlığını herkesin görmesi için gözler önüne seriyor.
Show More (0)
expose maruz kalmak v.
  • He exposed himself to the ridicule of his classmates.
  • Sınıf arkadaşlarının alaylarına maruz kaldı.
Show More (-2)
expose açığa vurmak v.
  • Speech exposes what the brain is worth.
  • Konuşma, beynin değerini açığa vurur.
Show More (-2)
expose bırakmak v.
  • Don't expose it to the rain.
  • Yağmurda bırakma.
Show More (-2)