formulate - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
formulate formüle etmek v.
  • That, though, is why we decided that now was the time to formulate today's resolution by Parliament.
  • İşte bu nedenle bugünkü kararın Parlamento tarafından formüle edilmesinin zamanının geldiğine karar verdik.
  • I think this is so serious that I would like to formulate a kind of warning.
  • Bunun o kadar ciddi olduğunu düşünüyorum ki bir tür uyarı formüle etmek istiyorum.
  • Kyoto was at least able to formulate an objective.
  • Kyoto en azından bir hedef formüle edebilmiştir.
Show More (9)
formulate geliştirmek v.
  • Employees from the different departments attended the meeting to formulate a new strategy.
  • Farklı departmanlardan çalışanlar, yeni bir strateji geliştirmek amacıyla toplantıya katıldılar.
Show More (-2)
formulate açık ve kesin ifade etmek v.
  • They are studying the situation but have not formulated any opinion yet.
  • Durumu inceliyorlar ancak henüz herhangi bir görüş ifade etmediler.
Show More (-2)