Örnek cümleler çeşitli kaynaklardan derlenerek hazırlanmıştır ve her ne kadar editör kontrolünden geçmiş olsa da bazı gözden kaçmalar olabilir. Cümleler kesinlikle, Tureng.com’un ideolojisini ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Sizi rahatsız eden siyasal, sosyal ve hassas içeriğe sahip cümleleri lütfen bize bildiriniz.

	İngilizce	Türkçe
1	funny	komik	adj.
	The GIF was extremely funny. Hareketli resim inanılmaz komikti. Looking at the priorities, it is funny to see that some eleven remain of the original eighteen guidelines. Önceliklere baktığımızda orijinal on sekiz kılavuz ilkeden geriye on bir tanesinin kaldığını görmek komik. Looking at the priorities, it is funny to see that some eleven remain of the original eighteen guidelines. Önceliklere baktığımızda, orijinal on sekiz kılavuz ilkeden geriye on bir tanesinin kaldığını görmek komik. Why do they dress in this funny way? Neden bu kadar komik giyiniyorlar? You will find him funny or not. Onu komik bulacaksın ya da bulmayacaksın. Try and see the funny side of it. İşin komik tarafını görmeye çalışın. The way language works is a funny thing. Dilin çalışma şekli komik bir şey. There was a funny smell in the room. Odada komik bir koku vardı. This will not be a funny book. Bu komik bir kitap olmayacak. Troll Face and his funny friends are heading back to America! Troll Face ve komik arkadaşları Amerika'ya geri dönüyor! Try watching funny movies or reading a funny book. Komik filmler izlemeyi veya komik bir kitap okumayı deneyin. Watch funny things on TV or online. Televizyonda veya internette komik şeyler izleyin. We often associate them with funny behaviors like eating bananas and throwing feces. Bunları sıklıkla muz yemek ve dışkı atmak gibi komik davranışlarla ilişkilendiririz. We have this funny story that will probably go to the grave with us. Muhtemelen bizimle birlikte mezara gidecek komik bir hikayemiz var. Tens of things, funny sounds, mini-games and more are waiting for you. Onlarca eşya, komik sesler, mini oyunlar ve dahası sizleri bekliyor. That funny snail still needs some training! Bu komik salyangozun hala biraz eğitime ihtiyacı var! The funny bone is actually the ulnar nerve. Komik kemik aslında ulnar sinirdir. I was just trying to be funny. Sadece komik olmaya çalışıyordum. I was only trying to be funny. Sadece komik olmaya çalışıyordum. It is not easy to be funny. Komik olmak kolay değil. The descriptions should be a bit funny. Açıklamalar biraz komik olmalı. Haha, are you trying to be funny? Haha, komik olmaya mı çalışıyorsun? How can one person be so funny? Bir insan nasıl bu kadar komik olabilir? The funny thing is that, by doing this, they only end up hurting themselves. Komik olan şu ki, bunu yaparak sadece kendilerine zarar veriyorlar. The funny things they say, the cute things they do. Söyledikleri komik şeyler, yaptıkları sevimli şeyler. The three characters live funny and crazy adventures. Üç karakter komik ve çılgın maceralar yaşıyor. The vaccination left a funny little mark on my arm. Aşı kolumda komik küçük bir iz bıraktı. Fun gifts, alternative and funny pieces will make the bride very happy. Eğlenceli hediyeler, alternatif ve komik parçalar gelini çok mutlu edecek. Here's a funny story that will explain everything to you. İşte size her şeyi açıklayacak komik bir hikaye. I am a funny girl who loves to meet new people and share intimate experiences with them. Yeni insanlarla tanışmayı ve onlarla samimi deneyimler paylaşmayı seven komik bir kızım. A funny subject line will get their attention and keep it from being deleted. Komik bir konu satırı onların dikkatini çekecek ve silinmesini önleyecektir. If someone gets a funny nickname, this is a sign of a special relationship. Birisi komik bir takma ad alırsa, bu özel bir ilişkinin işaretidir. It's funny that I said that, but you know what? Bunu söylemem komik ama biliyor musun? Posting funny sports content several times a day. Günde birkaç kez komik spor içeriği yayınlamak. Register as a kid to choose funny usernames and cartoon avatars. Komik kullanıcı adları ve çizgi film avatarları seçmek için çocuk olarak kaydolun. Rent funny movies and read amusing books. Komik filmler kiralayın ve eğlenceli kitaplar okuyun. Share your funny stories in the comment section below! Komik hikayelerinizi aşağıdaki yorum bölümünde paylaşın! I can be funny and serious when required. Gerektiğinde komik ve ciddi olabilirim. I love the funny things kids say! Çocukların söylediği komik şeyleri seviyorum! But it will certainly be a less funny place. Ama kesinlikle daha az komik bir yer olacak. Comedy is simply a funny way of being serious. Komedi sadece ciddi olmanın komik bir yoludur. Did something funny happen in the class? Sınıfta komik bir şey mi oldu? They can be funny, they can be intense, they can be romantic. Komik olabilirler, yoğun olabilirler, romantik olabilirler. What aspects of the aging process do you find funny, intriguing or unexpected? Yaşlanma sürecinin hangi yönlerini komik, merak uyandırıcı veya beklenmedik buluyorsunuz? But there is something even more funny. Ama daha da komik bir şey var. It may sound funny, but I gave myself to books, to philosophy, to history. Komik gelebilir ama kendimi kitaplara, felsefeye, tarihe verdim. A funny, inappropriate or badly taken picture can become a source of digital abuse. Komik, uygunsuz veya kötü çekilmiş bir fotoğraf, dijital istismarın kaynağı olabilir. So my kid said the funniest thing today. Çocuğum bugün çok komik bir şey söyledi. That's such a funny reason for him to like them. Bu onları sevmesi için çok komik bir neden. And, I mean, funny things like this happen. Ve demek istediğim, bunun gibi komik şeyler oluyor. It's hard to make a talking bear funny. Konuşan bir ayıyı komik hale getirmek zordur. So my kid said the funniest thing today. Çocuğum bugün aşırı komik bir şey dedi. This sounds funny, but there's a lot of truth in it. Kulağa komik geliyor ama içinde çok fazla gerçek var. Tom said he thought that I was funny. Tom benim komik olduğumu düşündüğünü söyledi. Keli’s child is funny. Keli'nin çocuğu çok komik. I thought you were trying to be funny. Komik olmaya çalıştığını düşündüm. That's not even funny. O komik bile değil. The jokes weren't funny. Şakalar komik değildi. Keli’s child is funny. Keli'nin çocuğu komik. Mary is both cute and funny. Mary hem sevimli hem de komik. Mary is smart and funny. Mary akıllı ve komik. Mary is smart and funny. Mary zeki ve komik. This story is interesting, funny and even exciting. Bu hikaye ilginç, komik ve hatta heyecan verici. This story is interesting, funny and even moving. Bu hikaye ilginç, komik ve hatta dokunaklı. This was not funny. Bu komik değildi. He's laughing because the film is funny. O, film komik olduğu için gülüyor. Sentence mixing is funny. Cümleleri karıştırmak komik. Tom said he thought my jokes were funny. Tom şakalarımın komik olduğunu düşündüğünü söyledi. Ermanno told a funny story. Ermanno komik bir hikâye anlattı. Do you find it funny that I feel this way? Böyle hissetmemi komik mi buluyorsun? Do you want to see something funny? Komik bir şey görmek ister misin? Did you really think that movie was funny? Gerçekten o filmin komik olduğunu mu düşündün? Tom laughed at Mary's jokes, even though they weren't funny. Tom komik olmamasına rağmen Mary'nin esprilerine güldü. Tom was funny. Tom komikti. Tom's speech was really funny. Tom'un konuşması gerçekten komikti. You aren't funny. Komik değilsin. Don't you think it's funny? Sence bu komik değil mi? Tom didn't think Mary's joke was funny at all. Tom Mary'nin şakasının komik olduğunu hiç düşünmüyordu. Tom didn't think Mary's joke was funny at all. Tom, Mary'nin şakasının komik olduğunu hiç düşünmedi. Tom doesn't find this as funny as Mary does. Tom bunu Mary kadar komik bulmuyor. Tom doesn't find this as funny as Mary does. Tom bunu Mary'nin bulduğu kadar komik bulmuyor. Tom doesn't think it's funny. Tom bunun komik olduğunu düşünmüyor. Tom entertained us by telling us some funny stories. Tom bize komik hikayeler anlatarak bizi eğlendirdi. Tom has a funny way of laughing, doesn't he? Tom'un komik bir gülme şekli var, değil mi? Tom has a funny way of laughing. Tom'un komik bir gülme şekli var. Tom has a funny way of laughing. Tom'un komik bir gülme şekli vardır. Tom has never been this funny before. Tom daha önce hiç böyle komik olmamıştı. Tom has never been this funny before. Tom daha önce hiç bu kadar komik olmamıştı. Tom is a funny guy, isn't he? Tom komik bir adam, değil mi? Tom said something funny and we all laughed. Tom komik bir şey söyledi ve hepimiz güldük. Tom said something funny and we all laughed. Tom komik şeyler söyledi ve hepimiz güldük. Tom said that he thought that I was funny. Tom benim komik olduğumu düşündüğünü söyledi. Tom said that he thought that I was funny. Tom komik olduğumu düşündüğünü söyledi. Tom says I'm not very funny. Tom pek komik olmadığımı söylüyor. Tom sent me a funny text message. Tom bana komik bir mesaj gönderdi. Tom should've laughed at Mary's jokes, even though they weren't funny. Tom, komik olmasalar bile Mary'nin şakalarına gülmeliydi. Tom thinks he's funny. Tom komik olduğunu düşünüyor. Tom thinks it's funny. Tom bunun komik olduğunu düşünüyor. Tom talks funny. Tom komik konuşuyor. Tom thought it would be funny to put an egg on Mary's chair. Tom, Mary'nin sandalyesine yumurta koymanın komik olacağını düşündü. Tom thought it was funny. Tom komik olduğunu düşündü. What's not funny? Komik olmayan ne? What's so funny about that? Bunda komik olan ne? What's so funny? Bu kadar komik olan ne? What's so funny? O kadar komik olan nedir? What's your favorite funny quote? En sevdiğiniz komik alıntı nedir? What's your favorite funny song? En sevdiğiniz komik şarkı nedir? Tom is funny, isn't he? Tom komik, değil mi? They are funny. Onlar komik. This is funny. Bu çok komik. This is funny. Bu komik. Tom is really funny, isn't he? Tom gerçekten komik, değil mi? This one's really funny. Bu gerçekten komik. This sentence is funny. Bu cümle komik. Your jokes aren't funny. Şakaların komik değil. You want to hear something funny? Komik bir şey duymak ister misin? You're a funny gal. Sen komik bir kızsın. You're a funny girl. Sen de komik bir kızsın. You're a funny girl. Sen komik bir kızsın. You're a funny guy. Komik bir adamsın. You're a funny guy. Sen komik bir adamsın. You're acting funny. Komik davranıyorsun. You're not as funny as you think you are. Sandığın kadar komik değilsin. You're not as funny as you think. Düşündüğün kadar komik değilsin. You're not as funny as you think. Sandığın kadar komik değilsin. You're not as funny as you think. Zannettiğin kadar komik değilsin. You're not funny. Komik değilsin. I'm not trying to be funny. Komik olmaya çalışmıyorum. Tom said it was funny. Tom bunun komik olduğunu söyledi. Is that funny to you? Bu sana komik mi geliyor? Tom asked Mary to tell a funny story. Tom Mary'den komik bir hikaye anlatmasını istedi. Tom asked Mary to tell a funny story. Tom, Mary'den komik bir hikaye anlatmasını istedi. Tom didn't find it funny. Tom bunu komik bulmadı. Tom didn't find Mary funny. Tom, Mary'yi komik bulmadı. Tom didn't find Mary's jokes funny at all. Tom, Mary'nin şakalarını hiç komik bulmadı. Tom didn't know Mary was so funny. Tom Mary'nin o kadar komik olduğunu bilmiyordu. That's not even funny. Komik bile değil. I just don't think this is funny. Bunun komik olduğunu düşünmüyorum. Tom said he thought that I was funny. Tom komik olduğumu düşündüğünü söyledi. I had a funny dream last night. Dün gece komik bir rüya gördüm. Something funny's going on. Komik bir şeyler oluyor. Now, that's funny. İşte bu komik. People are funny. İnsanlar komik. That's funny. Çok komik. That's funny. O çok komik. Fun isn't always funny. Eğlence her zaman komik değildir. You aren't funny. Komik değilsiniz. You aren't very funny. Pek komik değilsin. You can't really think this is funny. Bunun gerçekten komik olduğunu düşünemezsin. You have a funny laugh. Komik bir gülüşün var. You have a funny laugh. Komik bir kahkahan var. You know it's going to be funny. Komik olacağını biliyorsun. You must think this is funny. Bunun komik olduğunu düşünmelisin. You must think this is funny. Bunun komik olduğunu düşünüyor olmalısın. You sound funny. Komik görünüyorsun. You sound funny. Sesin komik geliyor. Tell me if you don't think this is funny. Bunun komik olduğunu düşünmüyorsan bana söyle. Tom said it wasn't funny. Tom komik olmadığını söyledi. Grownups are funny sometimes. Yetişkinler bazen komik oluyor. Have you ever seen something this funny before? Daha önce hiç bu kadar komik bir şey gördün mü? Have you ever seen something this funny before? Daha önce hiç bu kadar komik bir şey görmüş müydün? He amused us with a funny story. Komik bir hikayeyle bizi eğlendirdi. He amused us with a funny story. O, komik bir hikaye ile bizi neşelendirdi. He amused us with funny stories. Komik hikayelerle bizi eğlendirdi. He amused us with funny stories. O, komik hikayelerle bizi eğlendirdi. Tell me if you don't think this is funny. Bunun komik olduğunu düşünmüyorsan söyle. Funny, we all have diarrhea. Komik, hepimiz ishal olduk. Tom said it wasn't funny. Tom onun komik olmadığını söyledi. He did not find it funny. Komik bulmadı. That's really funny. Bu gerçekten komik. You think this is funny, don't you? Bunun komik olduğunu düşünüyorsun, değil mi? He didn't think it was funny. Komik olduğunu düşünmedi. He's so cute and funny. Çok sevimli ve komik. He's so cute and funny. O çok sevimli ve komik. I think it's funny. Bence komik. I think that's pretty funny. Bence bu oldukça komik. I think this is funny. Bence bu komik. How is that funny? Bunun neresi komik? Thanks a lot for this funny and interesting lesson, my teacher! Bu komik ve ilginç ders için çok teşekkürler öğretmenim! Tom didn't know Mary was so funny. Tom, Mary'nin bu kadar komik olduğunu bilmiyordu. You think you're funny, don't you? Komik olduğunu düşünüyorsun, değil mi? I just think it's funny. Komik olduğunu düşünüyorum. It's not even funny. Komik bile değil. It's not funny anymore. Artık komik gelmiyor. Jazz isn't dead, it just smells funny. Caz ölmedi, sadece komik kokuyor. Layla thought Sami was funny. Layla Sami'nin komik olduğunu düşünüyordu. Tom didn't think it was funny. Tom bunun komik olduğunu düşünmedi. Tom said something funny and Mary laughed. Tom komik bir şey söyledi ve Mary güldü. What was so funny? Bu kadar komik olan neydi? It was a funny moment. Komik bir andı. Layla thought Sami was funny. Leyla, Sami'nin komik olduğunu düşündü. Let me tell you a funny story. Sana komik bir hikaye anlatayım. Mary and Tom are a funny pair. Mary ve Tom komik bir çift. Tom said something funny and Mary laughed. Tom komik bir şeyler söyledi ve Mary güldü. That's pretty funny. Bu oldukça komik. That's pretty funny. Çok komik. This was not funny. Hiç komik değildi. He's so smart and funny. Öyle zeki ve komik biri ki. Do you find that funny? Bunu komik mi buluyorsun? You are not funny. Hiç komik değilsin. Do you find that funny? Onu komik mi buluyorsun? Do you really think Tom is funny? Tom'un gerçekten komik olduğunu mu düşünüyorsun? What was so funny? Komik olan neydi? I wasn't trying to be funny. Komik olmaya çalışmıyordum. It's a funny story. Komik bir hikaye. I wonder if Tom is still funny. Acaba Tom hala komik mi? It's funny because it's true. Komik çünkü gerçek. Do you think I'm funny? Komik olduğumu mu düşünüyorsun? Do you think it's funny? Sence bu komik mi? Do you think that was funny? Bunun komik olduğunu düşünüyor musun? Do you think that was funny? Sence bu komik miydi? Do you think that's funny? Onu komik mi buluyorsun? Do you think that's funny? Sence bu komik mi? Do you think this is funny? Sence bu komik mi? Do you think Tom is funny? Sence Tom komik mi? Do you think Tom is funny? Tom'un komik olduğunu mu düşünüyorsun? Do you think you're funny? Komik olduğunu düşünüyor musun? He didn't think it was funny. O bunun komik olduğunu düşünmedi. He has a funny name. Komik bir ismi var. He laughs because the film is funny. Film komik olduğu için gülüyor. He laughs because the film is funny. O, film komik olduğu için güler. Hey, what's so funny? Hey, bu kadar komik olan ne? His jokes are not funny at all. Onun şakaları hiç komik değil. His jokes aren't funny. Esprileri komik değil. His jokes aren't funny. Onun şakaları komik değildir. I always thought Tom was funny. Ben her zaman Tom'un komik olduğunu düşündüm. I always thought Tom was funny. Tom'un hep komik olduğunu düşünmüşümdür. I ate something funny when I was in China. Çin'deyken komik bir şey yemiştim. I didn't find it funny at all. Bunu hiç komik bulmadım. I didn't think it wasn't so funny. O kadar da komik olmadığını düşünmemiştim. I didn't think that was funny. Bunun komik olduğunu düşünmemiştim. I knew something funny might happen. Komik bir şey olabileceğini biliyordum. I knew something funny might happen. Komik bir şeyler olabileceğini biliyordum. He was so funny at the party that I simply couldn't restrain my laughter. Partide o kadar komikti ki kahkahalarımı tutamadım. His story was so funny that everyone could not help laughing. Hikayesi o kadar komikti ki herkes gülmekten kendini alamadı. At least Tom was funny. En azından Tom komikti. I think you're funny. Bence komiksin. He's handsome and funny. O, yakışıklı ve komiktir. I hope this movie is really funny. Umarım bu film gerçekten komiktir. Is this supposed to be funny? Bunun komik olması mı gerekiyor? Is this supposed to be funny? Bunun komik olması mı gerekiyordu? Is this supposed to be funny? Komik mi bu şimdi? Is this supposed to be funny? Komik mi bu? Isn't it funny? Komik değil mi? Isn't that funny? Komik değil mi? It is not funny! Hiç komik değil! It is not funny! Komik değil! Isn't Tom funny? Tom komik değil mi? It seemed funny to me. Bana komik geldi. It seems that something funny is going on. Görünüşe göre komik bir şeyler oluyor. It wasn't all that funny. O kadar da komik değildi. It wasn't all that funny. O kadar komik değildi. It wasn't funny. Komik değildi. It will be funny. Komik olacak. Maybe it just isn't funny. Belki de hiç komik değildir. My jokes are not funny. Benim şakalarım komik değildir. My jokes are not funny. Şakalarım komik değil. My son tried to become a teller of funny stories. Oğlum komik hikayeler anlatmaya çalıştı. Normally this would be funny. Normalde bu komik olurdu. My jokes are not funny. Esprilerim komik değil. Not all clowns are funny. Bütün palyaçolar komik değildir. That isn't funny at all. O hiç komik değil. That joke isn't funny. Bu fıkra komik değil. That joke isn't funny. Bu şaka hiç komik değil. That joke wasn't funny. Bu şaka komik değildi. That joke wasn't funny. Bu şaka/fıkra komik değildi. That joke wasn't funny. Fıkra komik değildi. That's not funny at all anymore. Bu artık hiç komik değil. That's not funny! Bu hiç komik değil! That's not funny! Bu komik değil! That's not funny. Hiç komik değil. That's not very funny. Bu pek komik değil. That's really not funny. Bu gerçekten komik değil. That's what's funny. Komik olan bu. That's what's funny. Komik olan budur. The clown made a funny face. Palyaço komik bir surat yaptı. The clown made a funny face. Palyaço komik bir yüz yaptı. The movie wasn't as funny as the book. Film, kitap kadar komik değildi. It's funny, you know. Komik, biliyorsun. That's funny, you know. Çok komik, biliyorsun. It was so funny, we couldn't stop laughing. O kadar komikti ki gülmeden duramadık. It was funny. Komikti. One was beautiful, intelligent and funny, and the other ugly, stupid and depressing. Biri güzel, akıllı ve komikti, diğeri çirkin, aptal ve iç karartıcıydı. One was beautiful, intelligent and funny, and the other ugly, stupid and depressing. Biri güzel, zeki ve komikti, diğeri ise çirkin, aptal ve iç karartıcıydı. It was almost funny. Neredeyse komikti. It was awfully funny. Son derece komikti. It was extremely funny. Son derece komikti. It was fairly funny. Oldukça komikti. It was kind of funny. Biraz komikti. Tom told me a really funny joke this morning. Tom bu sabah bana gerçekten komik bir fıkra anlattı. I think the audience thought I was funny. Bence izleyiciler komik olduğumu düşündüler. They tell us funny stories. Onlar bize komik hikayeler anlatırlar. Tom told me that he thought Mary was funny. Tom bana Mary'nin komik olduğunu düşündüğünü söyledi. It was pretty funny. Çok komikti. That was funny. Komikti. That was funny. O komikti. Tom told us a funny story. Tom bize komik bir hikaye anlattı. This comedian isn't funny at all. Bu komedyen hiç komik değil. This is a funny sentence. Bu komik bir cümle. That sounds pretty funny. Kulağa oldukça komik geliyor. Tom is funny and charming. Tom komik ve çekici biri. He was in a funny mood today. Bugün komik bir ruh hali içindeydi. He was in a funny mood today. O bugün komik bir ruh hali içindeydi. I didn't think Tom's joke was funny. Tom'un şakasını komik bulmadım. I don't find that funny. Komik bulmuyorum. Here's the funny part. İşte komik kısmı. I don't find that funny. Onu komik bulmuyorum. I don't find that very funny. Bunu hiç komik bulmuyorum. I don't know why that's funny. Bunun neden komik olduğunu bilmiyorum. I don't see what's so funny. Neyin bu kadar komik olduğunu anlamıyorum. I don't think I'm very funny. Pek komik olduğumu sanmıyorum. I don't think it's funny at all. Bence hiç komik değil. I don't think it's funny. Komik değil bence. Tom told Mary a joke, but she didn't think it was funny. Tom Mary'ye bir fıkra anlattı ama Mary bunu komik bulmadı. Does he think he's funny? Komik olduğunu mu düşünüyor? I don't think it's funny. Komik olduğunu sanmıyorum. Sami heard all kinds of funny stories about Layla. Sami, Layla hakkında bir sürü komik hikâye duydu. Sami is the funniest person. Sami çok komik biri. Sami sent Layla a funny picture. Sami Layla'ya komik bir resim gönderdi. Tom told us some funny stories. Tom bize bazı komik hikayeler anlattı. Does she think she's funny? Komik olduğunu mu düşünüyor? It wasn't at all funny. Hiç komik değildi. It wasn't funny at all. Hiç komik değildi. It wasn't that funny. O kadar da komik değildi. It wasn't that funny. O kadar komik değildi. It would be funny, if it wasn't so sad. Bu kadar üzücü olmasaydı, komik olurdu. I don't think that's funny at all. Bence bu hiç komik değil. It would be funny, if it wasn't so tragic. Bu kadar trajik olmasaydı komik olurdu. I don't think that's funny. Bunun komik olduğunu düşünmüyorum. Sami was making funny faces. Sami komik suratlar yapıyordu. Sami was making funny faces. Sami komik yüzler yapıyordu. Tom is really funny, isn't he? Tom gerçekten komik değil mi? Tom is trying to be funny. Tom komik olmaya çalışıyor. Tom isn't as funny as he used to be. Tom eskisi kadar komik değil. Now that's funny. Bak bu komikti. Your story is funny. Hikayen çok komik. Tom is a funny guy, isn't he? Tom komik bir çocuk, değil mi? Tom is a funny guy. Tom komik bir adam. Tom is a funny little fellow. Tom küçük, komik bir adam. I need to think of something funny to say. Söyleyecek komik bir şey bulmam lazım. I need to think of something funny to say. Söyleyecek komik bir şey düşünmem gerek. I said I thought it was funny. Komik olduğunu düşündüğümü söyledim. I said I thought it was funny. Onun komik olduğunu düşündüğümü söylemiştim. I saw a funny clown with a big red nose. Büyük kırmızı burunlu komik bir palyaço gördüm. This is really funny. Bu gerçekten komik. Tom is funny. Tom komik. I saw a funny comedy last night. Dün gece komik bir komedi izledim. I saw some funny people today. Bugün bazı komik insanlar gördüm. Tom is a funny guy. Tom komik bir adamdır. Nothing was funny. Hiçbir şey komik değildi. Please stop trying to be funny. Komik olmaya çalışma lütfen. Please stop trying to be funny. Lütfen komik olmaya çalışmayı bırak. I didn't think that was funny. Onun komik olduğunu düşünmedim. That really isn't funny. Bu hiç komik değil. Remember when Tom was funny? Tom'un komik olduğu zamanları hatırlıyor musun? Remember when Tom was funny? Tom'un ne zaman komik olduğunu hatırlıyor musun? He looked so funny that I couldn't help laughing. O kadar komik görünüyordu ki gülmekten kendimi alamadım. That just sounds funny. Kulağa komik geliyor. I didn't think Tom would be so funny. Tom'un bu kadar komik olacağını düşünmemiştim. Sami sent Layla a funny picture. Sami Leyla'ya komik bir resim attı. That's funny, you know. O komik, biliyorsun. He thinks that gays are funny people. Eşcinsellerin komik insanlar olduğunu düşünüyor. He thinks that gays are funny people. O, eşcinsellerin komik insanlar olduğunu düşünüyor. He told a funny story. Komik bir hikaye anlattı. He told a funny story. O komik bir hikaye anlattı. He told us such a funny story that we all laughed. Bize öyle komik bir hikaye anlattı ki hepimiz güldük. He was a funny president. Komik bir başkandı. He was a funny president. O, komik bir başkandı. He's a funny guy. O komik bir adam. He's a funny man. Komik bir adam. He's a funny man. O komik bir adam. That was a funny joke. Bu komik bir şakaydı. That was a funny joke. Komik bir şakaydı. It's a little bit funny. Bu biraz komik. It's actually funny. Aslında komik. It's actually funny. Bu aslında komik. It's almost funny. Bu neredeyse komik. It's almost funny. Neredeyse komik. It's funny you should mention that. Bundan bahsetmen çok komik. It's funny you should say so. Bunu söylemen komik. It's funny. Bu komik. It's funny. Çok komik. It's kind of funny. Biraz komik. That sounds funny to me. Bu bana komik geliyor. The teacher told us a funny story. Öğretmen bize komik bir hikaye anlattı. The vaccination left a funny little mark on my arm. Aşı kolumda komik bir iz bıraktı. The vaccination left a funny little mark on my arm. Aşı kolumda komik küçük bir iz bıraktı. There's nothing funny about that. Bunda komik bir şey yok. There's nothing funny going on. Komik bir şey olduğu yok. They tell us funny stories. Onlar bize komik hikayeler anlatır. This is not funny. Bu komik değil. You're not funny. Sen komik değilsin. Do you think you're funny? Komik olduğunu mu düşünüyorsun? This situation is funny. Bu durum çok komik. Do you want to hear something funny? Komik bir şey duymak ister misin? You're not nearly as funny as you seem to think. Sandığın kadar komik değilsin. Grownups are funny sometimes. Yetişkinler bazen komiktirler. Your story is funny. Hikayen komik. Why do you think this is funny? Sence bu neden komik? Why is that funny? Bu neden komik? Why is that funny? O neden komik? Why is that so funny? Neden bu kadar komik? Why is this funny? Bu neden komik? You can pretend to be serious, but you can't pretend to be funny. Ciddiymiş gibi davranabilirsin ama komikmiş gibi davranamazsın. You're funny! Çok komiksin! You're funny! Komiksin! You're funny. Komiksin. Tom isn't funny either. Tom da komik değil. Tom isn't funny. Tom komik değil. Tom isn't funny. Tom komik değildir. Tom isn't going to think that's funny. Tom bunun komik olduğunu düşünmeyecek. Tom isn't trying to be funny. Tom komik olmaya çalışmıyor. Does Tom think it's funny? Tom bunun komik olduğunu mu düşünüyor? That joke was funny. O şaka komikti. This situation is funny. Bu durum komik. You're not nearly as funny as you seem to think. Sen hiç de düşündüğün kadar komik değilsin. Tom and Mary are funny. Tom ve Mary çok komik. I saw some funny people today. Bugün birtakım komik insanlar gördüm. Tom thought Mary was funny. Tom Mary'nin komik olduğunu düşündü. Tom thought Mary was funny. Tom, Mary'nin komik olduğunu düşünüyordu. Tom thought Mary wasn't funny. Tom, Mary'nin komik olmadığını düşündü. Tom thought Mary wasn't very funny. Tom, Mary'nin pek komik olmadığını düşündü. Tom thought that was funny. Tom bunun komik olduğunu düşündü. Tom thought that was funny. Tom onun komik olduğunu düşündü. Tom thought this was funny. Tom bunun komik olduğunu düşündü. Tom told Mary a funny story. Tom, Mary'ye komik bir hikaye anlattı. Tom is extremely funny. Tom son derece komik. Tom is just as funny as Mary is. Tom da Mary kadar komik. Tom is quite funny. Tom oldukça komik. Tom is really funny. Tom gerçekten komik. I still don't think it's funny. Hala komik olduğunu düşünmüyorum. It was pretty funny. O oldukça komikti. It was quite funny. Oldukça komikti. What's funny about that? Bunun nesi komik? I still think it's funny. Ben hala komik olduğunu düşünüyorum. It was really funny. Gerçekten komikti. Tom told me a really funny joke this morning. Tom bu sabah bana çok komik bir fıkra anlattı. Tom is real funny. Tom gerçekten komik. Tom's funny. Tom komik. They are funny. Çok komikler. What's so funny about this? Bunun neresi komik? This is an interesting, funny and even moving story. Bu ilginç, komik ve hatta etkileyici bir hikaye. Tom was trying to be funny. Tom komik olmaya çalışıyordu. Tom wasn't funny either. Tom da komik değildi. Tom wasn't funny. Tom komik değildi. Tom wasn't trying to be funny. Tom komik olmaya çalışmıyordu. Tom wasn't very funny. Tom pek komik değildi. Tom won't think that's funny. Tom bunun komik olduğunu düşünmeyecek. Tom won't think that's funny. Tom bunun komik olduğunu düşünmez. Tom, you're not funny. Tom, hiç komik değilsin. Was it funny? Komik miydi? Was Tom funny? Tom komik miydi? This guy isn't funny at all. Bu adam hiç komik değil. This is an interesting, funny and even moving story. Bu ilginç, komik ve hatta hareketli bir hikaye. I think it would be funny. Bence bu komik olurdu. That joke was funny. Bu şaka komikti. Tom is a funny man. Tom komik bir adam. You're not very funny. Hiç komik değilsin. Tom is terribly funny. Tom çok komik. Your joke is funny no matter how many times I hear it. Kaç kere duyarsam duyayım, şakanız komik. Tom is terribly funny. Tom son derece komik. Tom, you're not funny. Tom, komik değilsin. This is no longer funny. Bu artık komik değil. This is no time to be funny. Komik olmanın zamanı değil. I don't think that's so funny. Bunun o kadar komik olduğunu sanmıyorum. Tom isn't very funny, is he? Tom pek komik değil, değil mi? Don't get any funny ideas. Aklına komik fikirler gelmesin. Don't try anything funny. Komik bir şey deneme. Don't try anything funny. Komik bir şey yapma. Don't try anything funny. Komik bir şey yapmaya çalışma. Sami sent Layla a funny picture. Sami Leyla'ya komik bir resim gönderdi. Tom isn't very funny. Tom pek komik değil. Don't try anything funny. Sakın komik bir şey yapma. I don't think you're funny. Komik olduğunu sanmıyorum. I find that funny. Bunu komik buluyorum. We just thought it was funny. Komik olduğunu düşündük işte. We saw a funny movie last Sunday. Geçen Pazar komik bir film izledik. We saw a funny program on TV. Televizyonda komik bir program izledik. We thought it was funny. Komik olduğunu düşündük. We thought it was funny. Onun komik olduğunu düşündük. I find that funny. Onu komik buluyorum. Not all clowns are funny. Tüm palyaçolar komik değildir. Were you a funny kid? Komik bir çocuk muydun? Sami sent Layla a funny picture. Sami Leyla'ya komik bir resim yolladı. Were you a funny kid? Sen komik bir çocuk muydun? You two are funny. Siz ikiniz komiksiniz. Something funny happened to me on my way home. Eve dönerken başıma komik bir şey geldi. That isn't funny at all. Bu hiç komik değil. What a funny man! Ne komik bir adam! You're really funny. Gerçekten komiksin. It's really funny. Gerçekten komik. I think the audience thought I was funny. Sanırım seyirciler komik olduğumu düşündü. I think Tom is funny. Tom'un komik olduğunu düşünüyorum. I thought it was funny, too. Ben de komik olduğunu düşünmüştüm. You're really funny. Sen gerçekten komiksin. Tom's jokes aren't always funny. Tom'un şakaları her zaman komik olmuyor. What's so funny about this? Bunun nesi komik? I thought it was funny, too. Ben de onun komik olduğunu düşündüm. Don't you think it's funny? Bunun komik olduğunu düşünmüyor musun? That's funny and horrifying at the same time. Aynı anda hem komik hem de korkunç. Tom's jokes aren't funny. Tom'un şakaları komik değil. It's a funny market. Komik bir pazar. The movie was less funny than the book. Film kitaptan daha az komikti. It's funny because it's true. Doğru olduğu için komiktir. Some words are inherently funny. Bazı kelimeler doğası gereği komiktir. It'll be funny. Komik olacak. It's a funny movie. Komik bir film. You're real funny. Sen gerçekten komiksin. It's a funny story. Bu komik bir hikaye. She did not find him funny. Onu komik bulmadı. She did not find it funny. O da komik bulmadı. Tom laughed at all of Mary's jokes, even the ones he didn't think were funny. Tom Mary'nin tüm şakalarına güldü, komik bulmadıklarına bile. Sami sent Layla a funny picture. Sami, Layla'ya komik bir resim gönderdi. Tom's jokes aren't always funny. Tom'un şakaları her zaman komik değildir. He's a funny and nice boy. O komik ve iyi bir çocuk. That was a funny movie. Komik bir filmdi. That was pretty funny. Oldukça komikti. Tom's jokes aren't funny. Tom'un esprileri komik değil. That was a funny movie. O komik bir filmdi. That wasn't funny. Komik değildi. That wasn't funny. O komik değildi. That will be funny. Bu komik olacak. That would be funny. Bu komik olurdu. That would be really funny. Bu gerçekten komik olurdu. That would be really funny. O gerçekten komik olurdu. That's funny stuff. Bu komik şey. Don't you think it's funny? Sence de komik değil mi? Don't you think that's funny? Bunun komik olduğunu düşünmüyor musun? A funny thing happened to me today! Bugün başıma komik bir şey geldi! Alcoholism is not funny. Alkolizm komik değil. Alcoholism is not funny. Alkolizm komik değildir. Ambiguous phrases often beget funny interpretations. Muğlak ifadeler genellikle komik yorumlara yol açar. Are you funny? Komik misin? Are you trying to be funny again? Tekrar komik olmaya mı çalışıyorsun? Are you trying to be funny again? Yine komik olmaya mı çalışıyorsun? Are you trying to be funny? Komik olmaya mı çalışıyorsun? Benjamin Franklin then told a funny little story. Benjamin Franklin daha sonra komik bir hikâye anlattı. Coming face to face with a dinosaur was a funny experience. Bir dinozorla yüz yüze gelmek komik bir deneyimdi. That's not a very funny story. Bu pek komik bir hikaye değil. It's really kind of funny. Gerçekten çok komik. You're real funny. Gerçekten komiksin. I thought what Tom said was funny. Tom'un söylediği şeyin komik olduğunu düşündüm. I thought it was funny. Komik olduğunu düşündüm. I thought it was funny. Komik olduğunu düşünmüştüm. I thought Tom was funny as well. Tom'un da komik olduğunu düşündüm. I thought Tom was funny as well. Tom'un da komik olduğunu düşünmüştüm. Funny, isn't it? Komik, değil mi? Why are you talking so funny? Neden bu kadar komik konuşuyorsun? She has a funny face. Komik bir yüzü var. He's charming, funny and intelligent. Çekici, komik ve zeki biri. He's charming, funny and intelligent. O, çekici, komik ve zekidir. He's funny and charming. Komik ve çekici biri. He's funny and charming. O, komik ve sevimli. He's funny and cool. Komik ve havalı biri. He's handsome and funny. Yakışıklı ve komik biri. He's laughing because the film is funny. Film komik olduğu için gülüyor. I don't think that's funny. Bunun komik olduğunu sanmıyorum. I thought what Tom said was funny. Tom'un söylediğinin komik olduğunu düşündüm. She sent me a funny text message. Bana komik bir mesaj atmış. She sent me a funny text message. Bana komik bir mesaj gönderdi. She told some jokes and sang some funny songs at a patient's beside. Bir hastanın yanında bazı şakalar yaptı ve komik şarkılar söyledi. She told some jokes and sang some funny songs at a patient's beside. O bir hastanın yanında bazı fıkralar anlattı ve bazı komik şarkılar söyledi. That isn't funny. Bu komik değil. That isn't funny. O komik değil. Was this supposed to be funny? Bunun komik olması mı gerekiyordu? Funny, I don't remember that. Komik, bunu hatırlamıyorum. That's funny stuff. Bu komik bir şey. Tom laughed at Mary's jokes, even though they weren't funny. Tom, komik olmamalarına rağmen Mary'nin şakalarına güldü. Don't you think that's funny? Sence de komik değil mi? Funny, I don't remember that. Komik, onu hatırlamıyorum. So you think this is funny? Bunun komik olduğunu mu düşünüyorsun? Tom laughed at some of Mary's jokes, but he thought some of them weren't very funny. Tom, Mary'nin bazı şakalarına güldü ama bazılarının pek komik olmadığını düşündü. I told you it was funny. Sana komik olduğunu söylemiştim. I used to think your jokes were funny. Eskiden şakalarının komik olduğunu düşünürdüm. I want to know what's funny. Neyin komik olduğunu bilmek istiyorum. I want to know what's so funny. Bu kadar komik olan ne bilmek istiyorum. I want to know what's so funny. Neyin bu kadar komik ne olduğunu bilmek istiyorum. It's pretty funny. Oldukça komik. Now that's funny. İşte bu komik. This is not funny. Bu hiç komik değil. I was just trying to be funny. Ben komik olmaya çalışıyordum. So you think this is funny? Yani bunun komik olduğunu mu düşünüyorsun? Tom looked so funny that I couldn't help laughing. Tom o kadar komik görünüyordu ki gülmekten kendimi alamadım. This isn't funny anymore. Bu artık komik değil. This isn't funny. Bu hiç komik değil. This isn't funny. Bu komik değil. This joke is not funny. Bu şaka komik değil. This really isn't funny. Bu gerçekten komik değil. Tom made a funny face. Tom komik bir surat yaptı. Tom may not think this is funny. Tom bunun komik olduğunu düşünmüyor olabilir. Tom said he didn't find it funny. Tom bunu komik bulmadığını söyledi. Tom said he thought I was funny. Tom komik olduğumu düşündüğünü söyledi. Tom said he thought my jokes were funny. Tom benim şakalarımın komik olduğunu düşündüğünü söyledi. I was just trying to be funny. Komik olmaya çalışıyordum. I was trying to be funny. Komik olmaya çalışıyordum. I don't think this is as funny as you think it is. Bunun sandığın kadar komik olduğunu düşünmüyorum. It's not even funny! Komik bile değil! Was this supposed to be funny? Komik olması mı gerekiyordu? I don't think this is funny. Bunun komik olduğunu düşünmüyorum. I don't think Tom is funny. Tom'un komik olduğunu düşünmüyorum. I don't think Tom's jokes are particularly funny. Tom'un şakalarının özellikle komik olduğunu düşünmüyorum. I don't think you're funny. Bence komik değilsin. I feel funny. Komik hissediyorum. I found it funny. Komik buldum. Show More (601)
2	funny	eğlenceli	adj.
	Helen Mirren is cultured, classy, intelligent, talented and funny. Helen Mirren kültürlü, şık, zeki, yetenekli ve eğlenceli. The process of getting involved in this project is a bit difficult but funny. Bu projeye dahil olma süreci biraz zor ama eğlenceli. It is one of the funniest games. En eğlenceli oyunlardan biridir. We found him to be very informative, funny, and thoughtful. Onu çok bilgilendirici, eğlenceli ve düşünceli bulduk. This is no longer funny. Bu artık eğlenceli değil. This isn't funny anymore. Bu artık eğlenceli değil. Tom didn't find Mary's jokes funny at all. Tom Mary'nin fıkralarını hiç eğlenceli bulmadı. Tom isn't going to think that's funny. Tom onun eğlenceli olduğunu düşünmeyecek. Tom isn't trying to be funny. Tom eğlenceli olmaya çalışmıyor. Tom thought it would be funny to put an egg on Mary's chair. Tom, Mary'nin sandalyesine bir yumurta koymanın eğlenceli olacağını düşündü. Tom told me a very funny joke. Tom bana çok eğlenceli bir fıkra anlattı. Tom wasn't trying to be funny. Tom eğlenceli olmaya çalışmıyordu. I told you it was funny. Size bunun eğlenceli olduğunu söyledim. Is this supposed to be funny? Bunun eğlenceli olması mı gerekiyor? It's not funny anymore. Eskisi gibi eğlenceli değil. No funny business! Eğlenceli iş değil! The movie wasn't as funny as the book. Film kitap kadar eğlenceli değildi. Coming face to face with a dinosaur was a funny experience. Bir dinozorla yüz yüze gelmek eğlenceli bir deneyimdi. Are you funny? Sen eğlenceli misin? Mary is both cute and funny. Mary hem sevimli hem eğlenceli. He's so smart and funny. O çok akıllı ve eğlenceli. That's very funny. Bu çok eğlenceli. Sentence mixing is funny. Cümle karıştırmak eğlencelidir. This really isn't funny. Bu gerçekten eğlenceli değil. This story is interesting, funny and even exciting. Bu hikaye ilginç, eğlenceli ve hatta heyecan verici. This story is interesting, funny and even moving. Bu anlatı ilginç, eğlenceli ve hatta dokunaklı. Tom told us a funny story. Tom bize eğlenceli bir hikaye anlattı. You know it's going to be funny. Eğlenceli olacağını biliyorsun. Show More (25)
3	funny	tuhaf	adj.
	It was a seriously funny position to be in. İçinde bulunduğu durum gerçekten tuhaftı. They looked at me funny. Bana tuhaf tuhaf baktılar. This milk smells funny. Bu süt tuhaf kokuyor. This room smells funny. Bu oda tuhaf kokuyor. Tom gave me a funny look. Tom bana tuhaf tuhaf baktı. Tom smelled funny. Tom tuhaf kokuyordu. Tom talks funny. Tom tuhaf konuşuyor. Life's a funny thing. Hayat tuhaf bir şey. Do you smell something funny? Tuhaf bir koku alıyor musun? I ate something funny when I was in China. Çin'deyken tuhaf bir şey yedim. If it smells funny, don't eat it. Tuhaf kokuyorsa, yeme. The engine is making a funny noise. Motor tuhaf bir ses yapıyor. Show More (9)
4	funny	garip	adj.
	There's a funny smell coming from the engine of the car. Arabanın motorundan garip bir koku geliyor. There's a funny smell coming from the engine of the car. Arabanın motorundan gelen garip bir koku var. I feel funny today. Bugün garip hissediyorum. Jazz isn't dead, it just smells funny. Jazz ölmedi, sadece garip kokuyor. The engine is making a funny noise. Motor garip bir ses çıkarıyor. Show More (2)
5	funny	hileli	adj.
	Funny businesses can't be OK in our shop. Hileli işler mağazamızda kabul edilemez. Show More (-2)
6	funny	kaçık	adj.
	Everyone thinks that Mr. Lopez is a little funny. Herkes Bay Lopez'in biraz kaçık olduğunu düşünüyor. Show More (-2)
7	funny	rahatsız	adj.
	Working out for 2,5 hours made us feel funny. 2.5 saat egzersiz yapmak bize kendimizi rahatsız hissettirdi. Show More (-2)
8	funny	gırgır	adj.
	Who's the funniest teacher in your school? Okulunda en gırgır hoca kim? Show More (-2)