Örnek cümleler çeşitli kaynaklardan derlenerek hazırlanmıştır ve her ne kadar editör kontrolünden geçmiş olsa da bazı gözden kaçmalar olabilir. Cümleler kesinlikle, Tureng.com’un ideolojisini ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Sizi rahatsız eden siyasal, sosyal ve hassas içeriğe sahip cümleleri lütfen bize bildiriniz.
|
İngilizce |
Türkçe |
|
| 1 |
miraculous |
mucizevi |
adj. |
|
- However, there is no unique or miraculous solution that would enable us to resolve this problem.
- Bununla birlikte, bu sorunu çözmemizi sağlayacak benzersiz veya mucizevi bir çözüm yoktur.
- I hope that the Commission will work a miraculous transformation and support most of them.
- Umarım Komisyon mucizevi bir dönüşüm gerçekleştirir ve bunların çoğunu destekler.
- We do not believe that liberalisation has miraculous effects such as the removal of rules.
- Serbestleşmenin, kuralların kaldırılması gibi mucizevi etkileri olduğuna inanmıyoruz.
- So you're telling me that this is miraculous?
- Yani bana bunun mucizevi olduğunu mu söylüyorsun?
- The miraculous fruit contains essential nutrients that you need to maintain a healthy body.
- Mucizevi meyve, sağlıklı bir vücuda sahip olmanız için gereken temel besinleri içerir.
- The pioneers of the miraculous natural product were the ancient Greeks.
- Mucizevi doğal ürünün öncüleri eski Yunanlılardı.
- These two hormones have very important duties and miraculous abilities.
- Bu iki hormonun çok önemli görevleri ve mucizevi yetenekleri vardır.
- They believe that foreign journals are miraculous.
- Yabancı dergilerin mucizevi olduğuna inanıyorlar.
- This will be the start of some truly miraculous events!
- Bu gerçekten mucizevi olayların başlangıcı olacak!
- Every moment of their lives is full of miraculous developments.
- Hayatlarının her anı mucizevi gelişmelerle doludur.
- Having children is undoubtedly a miraculous event.
- Çocuk sahibi olmak şüphesiz mucizevi bir olaydır.
- How can this miraculous event be explained?
- Bu mucizevi olay nasıl açıklanabilir?
- Its followers believe saints carry miraculous powers.
- Takipçileri azizlerin mucizevi güçler taşıdığına inanıyor.
- It provides miraculous medicinal properties to the body and stimulates healing.
- Vücuda mucizevi tıbbi özellikler sağlar ve iyileşmeyi uyarır.
- Tom made a miraculous recovery.
- Tom mucizevi bir iyileşme yaptı.
- Tom's survival was considered miraculous.
- Tom'un hayatta kalması mucizevi kabul edildi.
- Tom's survival was considered miraculous.
- Tom'un hayatta kalması mucizevi olarak değerlendirildi.
Show More (14)
|