miraculous - Türkçe İngilizce Sözlük

miraculous

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

"miraculous" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 10 sonuç

İngilizce Türkçe
Genel
miraculous s. mucizevi
I hope that the Commission will work a miraculous transformation and support most of them.
Umarım Komisyon mucizevi bir dönüşüm gerçekleştirir ve bunların çoğunu destekler.

More Sentences
miraculous s. garip
miraculous s. doğaüstü
miraculous s. hayret verici
miraculous s. mucize türünden
miraculous s. harikulade
miraculous s. olağanüstü
miraculous s. şaşılacak
miraculous s. mucizeler yaratan
miraculous s. mucize yaratma gücüne sahip

"miraculous" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 15 sonuç

İngilizce Türkçe
Dini
miraculous healing i. mucizevi iyileşme
Some suggest that being in a happy relationship contributes to the miraculous healing of many cancer patients.
Bazıları mutlu bir ilişki içinde olmanın birçok kanser hastasının mucizevi iyileşmesine katkıda bulunduğunu öne sürüyor.

More Sentences
Genel
miraculous deed i. keramet
Deyim
bell, book, and candle things that are miraculous or that signal that something i. ruhsal ölümün simgesi
bell, book, and candle things that are miraculous or that signal that something i. mucizevi ve sıra dışı bir şey olacağının habercisi
bell, book, and candle things that are miraculous or that signal that something i. birini lanetlemenin formülü
bell, book, and candle things that are miraculous or that signal that something i. alışılmamış/tuhaf bir şey olma ihtimalinin habercisi
bell, book, and candle things that are miraculous or that signal that something i. sıra dışı/mucizevi bir şey olacağına dair bir işaret
Botanik
miraculous fruit i. acı veya ekşi gıdaların tatlı olarak algılanmasını sağlayan bir proteine sahip küçük, kırmızı ve yenilebilir meyveler veren bitki
miraculous fruit i. yenebilir meyvelerinin tohumlarının etrafında jölemsi bir zar bulunan, marantaceae familyasına mensup bir ot
miraculous fruit i. tek tohumlu etli meyveler veren, sapotaceae familyasına mensup küçük çalımsı bir bitki
miraculous fruit i. mucize meyve
miraculous berry i. acı veya ekşi gıdaların tatlı olarak algılanmasını sağlayan bir proteine sahip küçük, kırmızı ve yenilebilir meyveler veren bitki
miraculous berry i. mucize meyve
Dini
miraculous healing i. inanç yoluyla beklenmedik iyileşme
miraculous food i. (eski ahit'te) tanrı'nın yahudilere mısır'dan çıkışları sırasında verdiği yiyecek