gifting - Türkçe İngilizce Sözlük

gifting

"gifting" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 42 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
gift i. allah vergisi
I never pay attention to the note or the melody; it is a gift; I sing from my heart.
Ben hiç notaya, melodiye dikkat etmem, bu bana bir allah vergisidir, içimden gelir söylerim.

More Sentences
gift i. hediye
The necklace was a gift from my uncle.
Kolye amcamın hediyesiydi.

More Sentences
gift i. armağan
I see each new human life as a gift of God.
Her yeni insan hayatını Tanrı'nın bir armağanı olarak görüyorum.

More Sentences
General
gift i. ödül
I received a Playstation Vita as a gift.
Ödül olarak bir Playstation Vita aldım.

More Sentences
gift i. tanrı vergisi
I never pay attention to the note or the melody; it is a gift; I sing from my heart.
Ben hiç notaya, melodiye dikkat etmem, bu bana bir tanrı vergisidir, içimden gelir söylerim.

More Sentences
gift i. doğuştan yetenek
You have a gift for music.
Senin müziğe doğuştan yeteneğin var.

More Sentences
gift i. hediye
Thank you very much for this generous gift to my colleagues.
Meslektaşlarıma verdiğiniz bu cömert hediye için çok teşekkür ederim.

More Sentences
gift i. yetenek
She has a natural gift for singing.
Şarkı söylemeye doğuştan yeteneği var.

More Sentences
gift i. armağan
Every human life is unique and valuable because it is a gift from God.
Her insan hayatı eşsiz ve değerlidir çünkü Tanrı'nın bir armağanıdır.

More Sentences
gift f. hediye etmek
My father gifted me with a new iPhone.
Babam bana yeni bir iPhone hediye etti.

More Sentences
gift i. bağış
gift i. hibe
gift i. ihsan
gift i. kabiliyet
gift i. vergi
gift i. bahşiş
gift i. hüner
gift i. istidat
gift i. bergüzar
gift i. ikram
gift i. bağışlama
gift i. birinden başka birine karşılıksız olarak devredilen bir şey
gift i. karşılıksız mal devri
gift i. fürua intikali kabil olan faydalanma hakkının devri
gift i. malını veya mülkünü karşılıksız olarak başka birine devretme
gift i. ekmek şarap ayini unsurlarından biri
gift i. bir kart oyununda mecburcuya verilen puan
gift i. verme hakkı
gift i. verme yetkisi
gift i. bağış olarak verme yetkisi
gift i. kişiye hediye getireceğine inanılan beyaz bir tırnak lekesi
gift f. hibe etmek
gift f. hediye vermek
Idioms
gift i. tanrı vergisi yetenek
Trade/Economic
gift i. bağış
gift i. teberru
Law
gift i. bağış
gift i. hibe
gift i. hibe etme
gift f. hibe etmek
Ottoman Turkish
gift i. ihsan
gift i. teberru

"gifting" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 230 sonuç

İngilizce Türkçe
General
christmas gift i. noel hediyesi
This should not be a Christmas gift shop.
Bu bir Noel hediyesi alışverişi olmamalıdır.

More Sentences
birthday gift i. doğum günü hediyesi
He sent me a birthday gift.
Bana doğum günü hediyesi yollamış.

More Sentences
wedding gift i. düğün hediyesi
I got this as a wedding gift, but I've never used it.
Bunu düğün hediyesi olarak almıştım ama hiç kullanmadım.

More Sentences
giving gift i. hediye verme
Giving gifts is always nicer than receiving them.
Hediye vermek, almaktan her zaman daha güzeldir.

More Sentences
gift card i. hediye kartı
The groups were then given an opportunity to trade gift cards.
Daha sonra gruplara hediye kartı değiş-tokuşu için imkan verildi.

More Sentences
housewarming gift i. (yeni eve taşınmış aileye getirilen) ev hediyesi
I brought you a little housewarming gift.
Sana küçük bir ev hediyesi getirdim.

More Sentences
gift card i. hediye çeki
I received a gift card from him.
Ondan bir hediye çeki aldım.

More Sentences
farewell gift i. veda hediyesi
He gave me his favorite book as a farewell gift and moved to Osaka.
Bana veda hediyesi olarak en sevdiği kitabı verip Osaka'ya taşındı.

More Sentences
gift wrap f. hediye paketi yapmak
Can you gift wrap that?
Şunu hediye paketi yapabilir misin?

More Sentences
receive a gift f. hediye almak
We are anticipating receiving a gift from our uncle.
Amcamızdan bir hediye almayı bekliyoruz.

More Sentences
accept a gift f. hediye almak
When was the last time you accepted a gift?
En son ne zaman hediye aldın?

More Sentences
gift-wrap f. hediye paketi yapmak
Can you gift-wrap this, please?
Bunu hediye paketi yapar mısın, lütfen?

More Sentences
send gift f. hediye göndermek
You sent gifts from your country.
Sen ülkenden hediyeler gönderdin.

More Sentences
accept the gift f. hediyeyi kabul etmek
I told Tom Mary wouldn't accept the gift.
Tom'a Mary'nin hediyeyi kabul etmeyeceğini söyledim.

More Sentences
Idioms
gag gift i. şaka hediyesi
This is a gag gift somebody gave me.
Bu birinin bana verdiği şaka hediyesi.

More Sentences
Trade/Economic
gift certificate i. hediye çeki
We all got together and bought Tom a gift certificate for his birthday.
Hepimiz bir araya geldik ve Tom'a doğum günü için bir hediye çeki aldık.

More Sentences
Tourism
gift shop i. hediyelik eşya mağazası
While you're here, check out my blog and online gift shop!
Hazır buradayken bloguma ve online hediyelik eşya mağazama da göz atın!

More Sentences
General
god's gift i. allah vergisi
the gift of the gab i. konuşma yeteneği
gift of jewelry i. takı
gift of persuasion i. ikna yeteneği
gift books i. armağan kitaplar
gift wrapping i. hediye paketleme
gift for a poem of praise i. caize
small gift i. çam sakızı çoban armağanı
gift token i. hediye çeki
the gift of the gab i. çene
gift shop i. hediyelik dükkanı
divine gift i. bereket
marriage gift i. sabaş
charitable gift i. teberru
gift to a superior i. sungu
gift or money for poor guests in ottoman empire i. diş kirası
marriage gift i. takı takma
the gift of the gab i. cerbeze
gift cheque i. hediye çeki
gift voucher i. hediye kuponu
gift token i. hediye kuponu
gift pack i. hediye paketi
gift booth i. hediye standı
gift box i. hediye paketi
gift box i. hediye kutusu
gift-wrapping i. hediye palketi
gift-wrapping i. hediye paketi
gift-wrapping i. hediye paketleme
gift campaign i. hediye kampanyası
gift draw i. hediye çekilişi
giving gift i. ihda
birthday gift/present i. doğum günü hediyesi
new year gift i. yeni yıl hediyesi
gift paper i. hediye kağıdı
parting gift i. veda hediyesi
gift certificate i. hediye kuponu
a rare gift i. nadir bir yetenek
gift of nature i. doğanın hediyesi
hanukkah gift i. hanukkah hediyesi
valentine's day gift i. sevgililer günü hediyesi
gift collection i. hediye koleksiyonu
surprise gift i. sürpriz hediye
report card gift i. karne hediyesi
bride-gift i. gelin hediyesi
glamour gift i. cazibeli olma
glamour gift i. büyüleme yeteneği
gift aid [uk] i. (britanya'da) hayır kurumlarının vergi ödeyenlerin yaptıkları bağışlar için ödedikleri vergileri talep etmelerine imkan tanıyan bir sistem
gift-aid [uk] i. (britanya'da) hayır kurumlarının vergi ödeyenlerin yaptıkları bağışlar için ödedikleri vergileri talep etmelerine imkan tanıyan bir sistem
gift horse i. yan masrafları bulunan, yalnızca görüntüde hediye olan şey
gift of the gab i. akıcı konuşma becerisi
gift wrap i. hediye paketleme kağıdı
gift-wrap i. hediye paketleme kağıdı
greek gift i. kandırmak ve zarar vermek için verilen hediye
greek gift i. felaket getiren hediye
greeting gift i. tebrik hediyesi
gift of nature i. allah vergisi
give as a gift f. hediye etmek
have the gift of the gab f. ağzı laf yapmak
get a gift f. hediye almak
re-gift f. başkasından alınan hediyeyi bir başkasına vermek
have a gift for f. doğal yeteneği olmak
have a gift for f. doğuştan yetenekli olmak
have a gift for f. doğal becerisi olmak
break the tradition of gift giving f. hediye verme geleneğini bozmak
accept as a gift f. hediye olarak kabul etmek
get it gift wrapped f. hediye paketi yaptırmak
make an anatomical gift f. organ bağışında bulunmak
open one's gift f. hediyesini açmak
get a gift from someone f. birinden hediye almak
wrap a gift f. hediye sarmak
gift-aid f. gift aid sistemiyle yapılan bağışın değerini artırmak
gift-aid f. gift aid sistemiyle bağışta bulunmak
gift-aid f. gift aid sistemiyle mal bağışlamak
as a free gift zf. armağan olarak
Phrasals
give a gift of something to someone f. (bir kimseye birşey(i)) hediye etmek
Phrases
this is a gift for you expr. bu size bir hediye
this is a gift for you expr. bu sana bir hediye
god's own gift to (something) expr. (bir şey) için yaratılmış
god's own gift to (something) expr. allah'ın (bir şeye) bir lütfu/armağanı
Proverb
never look a gift horse in the mouth beleş atın dişine bakılmaz
do not look a gift horse in the mouth misafir umduğunu değil bulduğunu yer
don't look a gift horse in the mouth bedava gelen şeyde kusur aranmaz
don't look a gift horse in the mouth beleş atın dişine bakılmaz
Colloquial
give mommy her gift i. annene hediyesini ver
get a gift f. hediye almak
get a gift f. gereken miktarda almak
get a gift f. yetecek kadar almak
get a gift f. bir doz almak
Idioms
god's gift to women i. allah'ın kadınlara lütfu
the gift of the gab i. konuşma yeteneği
god's gift to women i. tanrının kadınlara lütfu
a gift horse i. hediye olarak verilen şey
gift horse i. hediye olarak verilen şey
god's gift to man i. tanrının armağanı/hediyesi
god's gift to man i. allah'ın bir lütfu
god's gift to man i. tanrının erkeğe armağanı/hediyesi
god's gift to man i. tanrının erkeklere lütfu
god's gift to mankind i. tanrının armağanı/hediyesi
god's gift to mankind i. allah'ın bir lütfu
god's gift to mankind i. tanrının insanlığa armağanı/hediyesi
god's gift to mankind i. tanrının lütfu
god's gift to the world i. tanrının dünyaya armağanı/hediyesi
god's gift to the world i. allah'ın dünyaya bir lütfu
god's gift to the world i. allah'ın dünyaya armağanı/hediyesi
the gift of tongues i. hiç öğrenmediği yabancı dilleri konuşabilme yeteneği
the gift of tongues i. allah vergisi dil yeteneği
the gift of tongues i. bilmediği dilleri konuşabilme
a gift horse i. defolu/hasarlı hediye
a gift horse i. istenmeyen hediye
gift of tongues i. (hristiyan inanışında mucizevi olarak kabul edilen) bir anda bilmediği bir dilde konuşabilme becerisi
gag gift i. komik hediye
gag gift i. dalga geçmek için/komiklik olsun diye alınan hediye
god's gift (to somebody/something) [ironic] i. allah'ın/tanrı'nın (birine/bir şeye) bir hediyesi/lütfu
god's gift (to somebody/something) [ironic] i. allah'ın/tanrı'nın (birine/bir şeye) bir armağanı
god's gift (to somebody/something) [ironic] i. (biri/bir şey) için yaratılmış
god's gift to i. allah'ın (bir şeye) bir lütfu/armağanı
god's gift to i. (bir şey) için yaratılmış
god's (own) gift to i. allah'ın (bir şeye) bir lütfu/armağanı
god's (own) gift to i. (bir şey) için yaratılmış
god's gift to (something) i. allah'ın (bir şeye) bir lütfu/armağanı
god's gift to (something) i. (bir şey) için yaratılmış
look a gift horse in the mouth f. bulup da bunamak
have the gift of gab f. ağzı iyi laf yapmak
have a gift for gab f. ağzı iyi laf yapmak
have a gift for gab f. ağzı laf yapmak
have the gift of gab f. ağzı laf yapmak
have the gift of the gab f. ağzı laf yapmak
have the gift of gab f. dili iyi kullanmak
have a gift for gab f. dili iyi kullanmak
be in someone’s gift f. tasarrufunda olmak
get a gift of (something) f. ihtiyaç duyduğu şeyi elde etmek
get a gift of (something) f. gerekeni almak
get a gift of (something) f. bir doz almak
get a gift of (something) f. ihtiyaç duyduğu dozu almak
get a gift of (something) f. ihtiyacını gidermek
have a gift for (doing) something f. (bir şey yapmaya) doğal yeteneği olmak
have a gift for (doing) something f. bir şey (yapma) konusunda doğal becerisi olmak
have a gift for (doing) something f. bir şey (yapma) konusunda doğuştan yetenekli olmak
must not look a gift-horse in the mouth expr. armağana paha biçilmez
don't look a gift horse in the mouth expr. hediye atın dişine bakılmaz
gift of gab expr. iyi laf yapma
don't look a gift horse in the mouth expr. üzümünü ye bağını sorma
in the gift of (someone) [dated] expr. (birinin) kararına bağlı
in the gift of (someone) [dated] expr. (birinin) ağzından çıkan söze bağlı
in the gift of (someone) [dated] expr. (birinin) inisiyatifinde
in the gift of (someone) [dated] expr. (birinin) isteğine bağlı
in the gift of expr. birinin kontrolü altında
in the gift of expr. birinin isteğine/inisiyatifine göre
Speaking
it's a gift expr. allah vergisi
don't look a gift horse in the mouth expr. bahşiş atın dişine bakılmaz
thank you for your present/gift expr. hediyeniz için teşekkür ederim
thank you for your gift expr. hediyeniz için teşekkür ederim
accept as a gift expr. hediye olarak kabul et
you still got a gift for the bullshit expr. hala saçmalamakta üstüne yok
can you wrap it as a gift? expr. hediye paketi yapabilir misiniz?
thanks for your present/gift expr. hediyeniz için teşekkürler
thanks for the gift expr. hediye için teşekkür ederim
thanks for the gift expr. hediye için teşekkürler
thanks for your gift expr. hediyeniz için teşekkürler
what a nice gift/present expr. ne güzel bir hediye
it was a gift from my wife expr. karımdan hediye
what a nice gift/present expr. ne güzel hediye
I have a little gift for you expr. sana küçük bir hediyem var
my gift to you expr. size hediyem olsun
Trade/Economic
deed of gift i. bağış senedi
gift receipt i. değiştirme kartı
deed of gift i. hibe senedi
gift taxes i. hediyelerin vergilendirilmesi
gift certificates i. hediye kuponları
gift acceptance policy i. hediye kabul politikası
gift market i. hediyelik eşya dükkanı
free gift i. hediye
gift voucher i. hediye çeki
gift market i. hediyelik eşya satış mağazası
gift tax i. hibe vergisi
gift tax i. intikal vergisi
gift tax i. intikal vergisi (bağış)
voluntary gift i. ivazsız bağış
mixed gift i. karma hibe
free gift i. karşılıksız hediye
cash gift i. nakit para hediyesi
gift causal mortis i. ölüme bağlı bağış
free gift i. promosyon
gift tax i. teberru harcı
inheritance and gift tax i. veraset ve intikal vergisi
gift tax i. veraset ve intikal vergisi
charitable gift i. yardım maksadıyla yapılan hibe
Law
deduction of gift i. bağış indirimi
executed gift i. bağışlama
promise of gift i. bağışlama vaadi
deed of gift i. bağış sözleşmesi
executed gift i. elden hibe
deed of gift i. hibe senedi
deed of gift i. hibe sözleşmesi
absolute gift i. kayıtsız şartsız/tam hibe
a gift causa mortis i. ölüme bağlı bağış
a gift causa mortis i. ölüme bağlı hibe
gift causa mortis i. ölüme bağlı hibe
a deathbed gift i. ölüme bağlı bağış
a deathbed gift i. ölüme bağlı hibe
gift sub modo i. şarta bağlı hibe
conditional gift/grant i. şartlı hibe
onerous gift i. vecibeli hibe
Politics
employee matching gift i. personel eş bağışı
Computer
gift boxes i. hediye kutuları
virtual gift card i. sanal hediye kart
gift given i. verilen hediye
Marine
gift rope i. tekneyi çekmek için uzatılan halat
Biology
gift (gamete intrafallopian transfer) kısalt. gamet intrafallop transferi
gift (gamete intrafallopian tube transfer) kısalt. gamet intrafallop tüp transferi
Latin
gift inter vivos i. hayattayken yapılan hibe
gift inter vivos i. yaşarken yapılan hibe
Slang
gift card laundering i. hediye kartı düzembazlığı