gossips

"gossips" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 27 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	gossip i.	dedikodu
Mrs. Granger loves to listen to the gossip about her neighbours. Bayan Granger, komşularıyla ilgili dedikoduları dinlemeye bayılır. More Sentences
General
2	Genel	gossip i.	gıybet
She never cared about people having a gossip about her. İnsanların onun hakkında gıybet etmesini hiçbir zaman umursamadı. More Sentences
3	Genel	gossip i.	dedikoducu
One must be careful around that gossip. Bu dedikoducunun yanında dikkatli olmak gerekir. More Sentences
4	Genel	gossip i.	dedikodu
Tell us all the gossip. Bütün dedikoduları anlat. More Sentences
5	Genel	gossip f.	dedikodu yapmak
The two women met at a cafe to gossip about their coworkers. İki kadın, iş arkadaşlarının dedikodusunu yapmak için bir kafede buluştular. More Sentences
6	Genel	gossip f.	gıybet etmek
The two women met at a cafe to gossip about their coworkers. İki kadın, iş arkadaşlarının gıybetini yapmak için bir kafede buluştular. More Sentences
7	Genel	gossip i.	hoşbeş
8	Genel	gossip i.	lakırdı
9	Genel	gossip i.	dedikoducu kimse
10	Genel	gossip i.	gevezelik
11	Genel	gossip i.	kov
12	Genel	gossip i.	söz
13	Genel	gossip i.	çene çalma
14	Genel	gossip i.	arkadaş
15	Genel	gossip i.	yoldaş
16	Genel	gossip i.	refakatçi
17	Genel	gossip i.	ahbap
18	Genel	gossip i.	kulaktan kulağa oyunu
19	Genel	gossip f.	dedikodu etmek
20	Genel	gossip f.	gevezelik etmek
21	Genel	gossip f.	çene çalmak
22	Genel	gossip f.	kaynatmak
23	Genel	gossip f.	laf yetiştirmek
24	Genel	gossip f.	dedikodu yoluyla söylemek
25	Genel	gossip f.	dedikodu yoluyla iletmek
Media
26	Medya	gossip i.	magazin haberleri
Archaic
27	Eski Kullanım	gossip i.	yakın kadın arkadaş

"gossips" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 34 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Phrasals
1	Öbek Fiiller	gossip about (someone or something) f.	(biri/bir şey) hakkında dedikodu yapmak
Tom and Mary like to gossip about celebrities. Tom ve Mary, ünlüler hakkında dedikodu yapmayı severler. More Sentences
General
2	Genel	malicious gossip i.	kötü niyetle yapılan dedikodu
3	Genel	malicious gossip i.	kötü niyetli dedikodu
4	Genel	society gossip column i.	sosyete sütunu
5	Genel	gossip girl i.	dedikoducu kızı
6	Genel	gossip topic i.	dedikodu başlığı
7	Genel	gossip topic i.	dedikodu malzemesi
8	Genel	gossip columnist i.	dedikodu yazarı
9	Genel	celebrity gossip i.	ünlü dedikodusu
10	Genel	backstairs gossip i.	gizli dedikodu
11	Genel	hot gossip i.	yeni dedikodu
12	Genel	hot gossip i.	sıcak dedikodu
13	Genel	gossip [dialect] [uk] i.	vaftiz babası
14	Genel	gossip [dialect] [uk] i.	vaftiz annesi
15	Genel	casual gossip i.	gündelik dedikodu
16	Genel	gossip about f.	laf etmek
17	Genel	have a gossip f.	çene çalmak
18	Genel	have a gossip f.	hoşbeş etmek
19	Genel	be the subject of gossip f.	söz olmak
20	Genel	gossip about f.	bir şeyin dedikodusunu yapmak
21	Genel	become a subject of gossip f.	dile düşmek
22	Genel	gossip (unfavorably about somebody) f.	lafını etmek
23	Genel	gossip (unfavorably about somebody) f.	sözünü etmek
Phrasals
24	Öbek Fiiller	gossip about (someone or something) f.	(biri/bir şey) hakkında konuşmak
25	Öbek Fiiller	gossip about (someone or something) f.	(birinin/bir şeyin) dedikodusunu yapmak
26	Öbek Fiiller	gossip about (someone or something) f.	(birinin/bir şeyin) lafını etmek
Colloquial
27	Konuşma Dili	juicy gossip/details/stories i.	özellikle insanların cinsel davranışlarıyla ilgili ilginç veya şok edici bilgiler
Idioms
28	Deyim	gossip fodder i.	dedikodu malzemesi
29	Deyim	gossip mill i.	dedikodu kazanı
30	Deyim	spread gossip f.	dedikodu yaymak
31	Deyim	spread gossip f.	dedikodu çıkarmak
Speaking
32	Konuşma	don't gossip expr.	dedikodu yapma
33	Konuşma	do not gossip expr.	dedikodu yapma
Media
34	Medya	gossip column i.	(gazetelerde) magazin haberi