gradual - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
gradual kademeli adj.
  • We asked for controlled and gradual liberalisation.
  • Kontrollü ve kademeli bir serbestleşme istedik.
  • It reflects Turkey's gradual approach to the adoption of the Community acquis.
  • Türkiye'nin Topluluk müktesebatının benimsenmesine kademeli yaklaşımını yansıtmaktadır.
  • I see this compromise as a rather dynamic, gradual and progressive one.
  • Ben bu uzlaşmayı oldukça dinamik, kademeli ve ilerici bir uzlaşma olarak görüyorum.
Show More (8)
gradual aşamalı adj.
  • A five per cent slope is a gradual rise for a cyclist.
  • Bir bisikletçi için yüzde beşlik bir eğim aşamalı bir yükseliştir.
  • The gradual opening of the Turkish economy to the outside world has played a key role in this change.
  • Türk ekonomisinin dış dünyaya aşamalı olarak açılması bu değişimde kilit bir rol oynamıştır.
  • I do not believe, however, that this gradual approach is working any more.
  • Ancak ben bu aşamalı yaklaşımın artık işe yaradığına inanmıyorum.
Show More (2)
gradual yavaş yavaş adj.
  • There has been a gradual decrease in my grades.
  • Notlarımda yavaş yavaş bir düşüş oldu.
Show More (-2)
gradual yavaş yavaş olan adj.
  • The changes have been gradual.
  • Değişiklikler yavaş yavaş oldu.
Show More (-2)