Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
streifgebiet
fastish
two station method
grazes
Geçmiş
Cümleler
"grazes"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 44 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
graze
i.
sıyrık
It was just a slight
graze
on his arm.
Sadece kolunda ufak bir
sıyrık
vardı.
More Sentences
General
2
Genel
graze
f.
otlanmak
The cows
grazed
in the pasture.
İnekler merada
otlandı.
More Sentences
3
Genel
graze
f.
sıyırmak
The knife
grazed
Lara's finger.
Bıçak Lara'nın parmağını
sıyırdı.
More Sentences
4
Genel
graze
f.
otlamak
Cute sheep were out to
graze
on hills.
Sevimli koyunlar tepelerde
otluyordu.
More Sentences
5
Genel
graze
f.
otlatmak
Hope is the meadow on which fools
graze.
Umut aptalların
otlattığı
çayırdır.
More Sentences
6
Genel
graze
f.
yaralamak
The little girl cried about falling and
grazing
her hand.
Küçük kız düşüp elini
yaraladığı
için ağlıyordu.
More Sentences
7
Genel
graze
i.
sıyırma
8
Genel
graze
i.
bere
9
Genel
graze
i.
otlama
10
Genel
graze
i.
otlatma
11
Genel
graze
i.
hayvan otlatmaya elverişli yeşillik
12
Genel
graze
i.
hayvan otlatmak için kullanılan yeşillik
13
Genel
graze
i.
otlak
14
Genel
graze
i.
mera
15
Genel
graze
i.
yüzeyi sıyırma
16
Genel
graze
i.
yüzeyi sıyırarak aşındırma
17
Genel
graze
i.
yüzeye hafifçe sürtme
18
Genel
graze
i.
yüzeyi baştan sona fırçalama
19
Genel
graze
i.
yüzeyi kazıma
20
Genel
graze
f.
sıyrılmak
21
Genel
graze
f.
yalamak
22
Genel
graze
f.
sıyırıp geçmek
23
Genel
graze
f.
yellemek
24
Genel
graze
f.
büyükbaşları otlatmak
25
Genel
graze
f.
(yetişen otları) koparıp yemek
26
Genel
graze
f.
(meradaki) otlarla beslenmek
27
Genel
graze
f.
zaplamak
28
Genel
graze
f.
televizyon kanalları arasında gezinip durmak
29
Genel
graze
f.
market alışverişi sırasında reyonlardan tatlı aşırıp yemek
30
Genel
graze
f.
hafifçe dokunmak
31
Genel
graze
f.
hafifçe ovmak
Colloquial
32
Konuşma Dili
graze
f.
bir şeyler atıştırmak
33
Konuşma Dili
graze
f.
ufak tefek bir şeyler yemek
34
Konuşma Dili
graze
f.
bir şeyler atıştırmak
35
Konuşma Dili
graze
f.
ufak tefek bir şeyler yemek
36
Konuşma Dili
graze
f.
azar azar yemek
37
Konuşma Dili
graze
f.
azar azar tatmak
38
Konuşma Dili
graze
f.
yemekleri tatmak
39
Konuşma Dili
graze
f.
çizmek
40
Konuşma Dili
graze
f.
sıyırmak
41
Konuşma Dili
graze
f.
sıyırıp geçmek
Hunting
42
Silah/Atıcılık
graze
i.
top mermisinin birden fırlaması
Sport
43
Spor
graze
i.
(eskrimde) kılıcın en güçlü kısmını rakibinkinin en zayıf kısmına bastırıp bıçağını baştan aşağı sıyırma şeklinde yapılan hücum
Archaic
44
Eski Kullanım
graze
f.
otarmak
"grazes"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 22 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Phrasals
1
Öbek Fiiller
graze on
f.
otlamak
Tom took a picture of the cattle
grazing on
the hillside.
Tom yamaçta
otlayan
sığırların fotoğrafını çekti.
More Sentences
2
Öbek Fiiller
graze on (something)
f.
(bir şeyle) beslenmek
There is plenty of evidence that people
grazed on
mammoth meat.
İnsanların mamut etiyle
beslendiğine
dair pek çok kanıt var.
More Sentences
General
3
Genel
graze against something
f.
(araba vb) bir şeye sürtmek
4
Genel
graze [dialect]
f.
otlatmalık yeşillik vermek
5
Genel
graze [dialect]
f.
otlatmak için yeşillik tedarik etmek
6
Genel
graze [obsolete]
f.
otlayan büyükbaşları gütmek
Phrasals
7
Öbek Fiiller
graze against
f.
-'e sürtmek
8
Öbek Fiiller
graze against
f.
-'i sıyırıp geçmek
9
Öbek Fiiller
graze against (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) sürtmek
10
Öbek Fiiller
graze against (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) sıyırıp geçmek
11
Öbek Fiiller
graze on (something)
f.
otlamak
12
Öbek Fiiller
graze on (something)
f.
(bir şey) otlanmak
13
Öbek Fiiller
graze on (something)
f.
(bir şeyden) otlanmak
14
Öbek Fiiller
graze on (something)
f.
(bir şey) atıştırmak
15
Öbek Fiiller
graze on (something)
f.
azar azar (bir şeyler) yemek
Colloquial
16
Konuşma Dili
graze [south africa]
i.
atıştırmalık
17
Konuşma Dili
graze [south africa]
i.
yenilen şey
Military
18
Askeri
mixed graze
i.
karışık-vuruş
19
Askeri
graze burst
i.
satıhta paralanma
20
Askeri
graze burst
i.
yerde paralanma
21
Askeri
graze burst
i.
zeminde paralanma
Star Wars
22
Star Wars
riverside graze
i.
nehirtarafı otlağı
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of grazes
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy