Örnek cümleler çeşitli kaynaklardan derlenerek hazırlanmıştır ve her ne kadar editör kontrolünden geçmiş olsa da bazı gözden kaçmalar olabilir. Cümleler kesinlikle, Tureng.com’un ideolojisini ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Sizi rahatsız eden siyasal, sosyal ve hassas içeriğe sahip cümleleri lütfen bize bildiriniz.
|
İngilizce |
Türkçe |
|
| 1 |
have to say |
söylemek zorunda olmak |
v. |
|
- Tom felt he had to say something.
- Tom bir şey söylemek zorunda olduğunu hissetti.
- Wise men talk because they have something to say; fools, because they have to say something.
- Bilge insanlar söyleyecek bir şeyleri olduğu için konuşurlar; aptallar ise bir şey söylemek zorunda oldukları için.
- I always listen to anything Tom has to say.
- Tom'un söylemek zorunda olduğu bir şeyi her zaman dinlerim.
- I promised Tom I'd listen to what he had to say.
- Tom'a söylemek zorunda olduğu şeyi dinleyeceğime söz verdim.
- Please listen carefully to what I have to say.
- Lütfen söylemek zorunda olduğum şeyi dikkatle dinle.
- I don't see why I had to say anything.
- Neden bir şey söylemek zorunda olduğumu anlamıyorum.
Show More (3)
|