hindrance - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
hindrance engel n.
  • We need to look carefully at where there are still hindrances to the internal market.
  • İç pazarın önünde hala nerede engeller olduğuna dikkatle bakmamız gerekiyor.
  • There are a number of hindrances to it in the European Union.
  • Avrupa Birliği'nde bunun önünde bir takım engeller var.
  • Over the last few decades these hindrances seem to have been broken through.
  • Son birkaç on yılda bu engeller aşılmış gibi görünüyor.
Show More (3)
hindrance engelleme n.
  • They are holding the flags of national veto, hindrance and delay high.
  • Ulusal veto, engelleme ve geciktirme bayraklarını yüksekte tutuyorlar.
Show More (-2)