impairment - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
impairment bozukluk n.
  • This accident could have resulted in visual impairment or blindness.
  • Bu kaza görme bozukluğu veya körlükle sonuçlanabilirdi.
  • Therefore, it also includes people who merely have limb impairments, are of small stature, pregnant women etc.
  • Bu nedenle, sadece uzuv bozukluğu olan kişileri, küçük boyluları, hamile kadınları vb. de kapsar.
  • He has some cognitive impairment.
  • Biraz bilişsel bozukluğu var.
Show More (1)
impairment zarar görme n.
  • Low finances can cause an impairment of the company's production capabilities.
  • Yetersiz finansman, şirketin üretim kapasitesinin zarar görmesine neden olabilir.
Show More (-2)
impairment zarar n.
  • This would be an impairment of the directive, and I hope the proposal is not adopted.
  • Bu, direktife zarar vermek anlamına gelecektir ve umarım bu öneri kabul edilmez.
Show More (-2)