intensify - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
intensify yoğunlaştırmak v.
  • The enemy forces intensified the armed struggle against the country.
  • Düşman güçler, ülkeye karşı silahlı mücadeleyi yoğunlaştırdı.
  • It is important for the EU to seek, and intensify, cooperation.
  • AB için iş birliğini aramak ve yoğunlaştırmak önemlidir.
  • We can only do that by intensifying co-operation within the Community.
  • Bunu da ancak Topluluk içinde işbirliğini yoğunlaştırarak yapabiliriz.
Show More (21)
intensify yoğunlaşmak v.
  • This uncertainty and lack of information about enlargement only serves to intensify these negative feelings.
  • Genişleme konusundaki bu belirsizlik ve bilgi eksikliği sadece bu olumsuz duyguların yoğunlaşmasına hizmet etmektedir.
  • It is unavoidable that the fighting will intensify.
  • Savaşın yoğunlaşması kaçınılmazdır.
Show More (-1)
intensify şiddetlenmek v.
  • It is unavoidable that the fighting will intensify.
  • Çatışmaların şiddetlenmesi kaçınılmaz.
  • The argument between Tom and Mary began to intensify.
  • Tom ve Mary arasındaki tartışma şiddetlenmeye başladı.
Show More (-1)