İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
General | ||
Genel | kultur i. | ekin |
Genel | kultur i. | hars |
Genel | kultur i. | kültür |
Genel | kultur i. | medeniyet |
Genel | kultur i. | hohenzollern hanedanlığı dönemi ve nazi rejimi süresince alman emperyalizminin savunucuları tarafından idealize edilmiş olan alman kültürü ve medeniyeti |
Philosophy | ||
Felsefe | kultur i. | insan yaratıcılığının ve zekasının toplam ürünü |
Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | kültür | culture i. | ||
The villagers are devoted to their culture and values. Köylüler, kültürlerine ve değerlerine bağlıdır. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | kültür | culture i. | ||
The culture of our university provides us with a platform for free speech. Üniversite kültürümüz bize ifade özgürlüğü için bir platform sağlamaktadır. More Sentences |
||||
Medical | ||||
Medikal | kültür | culture | ||
The Ministry of Culture proved itself by supporting many events this year. Kültür Bakanlığı bu yıl birçok etkinliğe destek vererek kendini kanıtladı. More Sentences |
||||
Biology | ||||
Biyoloji | kültür | culture | ||
She needs to go to the hospital for a throat culture. Boğaz kültürü testi için hastaneye gitmesi gerekiyor. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | kültür | cultivation i. | ||
Genel | kültür | acculturation i. | ||
Genel | kültür | kultur i. | ||
Archaic | ||||
Eski Kullanım | kültür | civility i. |