|
- In the meantime, the external borders are like leaky sieves, letting everything through.
- Bu arada, dış sınırlar sızdıran elekler gibi her şeyin geçmesine izin veriyor.
- You need to do something about the leaky faucet.
- Sızdıran musluk için bir şeyler yapmalısın.
- While Tom is here, you might want to have him fix your leaky faucet.
- Tom buradayken, sızdıran musluğunuzu tamir ettirmek isteyebilirsiniz.
- I have to fix my leaky ceiling.
- Sızdıran tavanımı tamir etmeliyim.
- I really have to fix my leaky ceiling one of these days.
- Bu günlerde sızdıran tavanımı gerçekten tamir etmeliyim.
- I really have to fix my leaky ceiling.
- Sızdıran tavanımı gerçekten tamir ettirmeliyim.
- While Tom is here, you might want to have him fix your leaky faucet.
- Tom buradayken ona sızdıran musluğunu tamir ettirmek isteyebilirsin.
- Tom fixed the leaky faucet.
- Tom sızdıran musluğu tamir etti.
- Is there anyone I can call to fix my leaky ceiling?
- Sızdıran tavanımı onarmak için çağırabileceğim biri var mı?
- Is there anyone I can call to fix my leaky ceiling?
- Sızdıran tavanımı tamir etmesi için arayabileceğim biri var mı?
- Leaky faucets waste a lot of water.
- Sızdıran musluklar çok su israf eder.
- You need to do something about the leaky faucet.
- Sızdıran musluk hakkında bir şey yapmalısın.
- Who can I call to fix my leaky ceiling?
- Sızdıran tavanımı tamir etmek için kimi çağırabilirim?
- Who can I call to fix my leaky ceiling?
- Sızdıran tavanımı tamir ettirmek için kimi arayabilirim?
- I have a leaky faucet.
- Sızdıran bir musluğum var.
- I have to fix my leaky ceiling.
- Sızdıran tavanımı tamir etmek zorundayım.
- How can I fix my leaky faucet?
- Sızdıran musluğumu nasıl tamir edebilirim?
Show More (14)
|