|
- Always add the liquid first, followed by the scoop of protein.
- Daima önce sıvıyı, ardından bir kepçe proteini ekleyin.
- Always add the liquid first, followed by the scoop of protein.
- Her zaman önce sıvıyı ekleyin, ardından bir kaşık protein ekleyin.
- Instead of ink, there was some unidentified liquid in the bottle.
- Şişede mürekkep yerine tanımlanamayan bir sıvı vardı.
- Lemon juice is an example of an acidic liquid.
- Limon suyu asidik bir sıvı örneğidir.
- You can pour the liquid by using a funnel.
- Bir huni kullanarak sıvıyı doldurabilirsin.
- Water is liquid.
- Su sıvıdır.
- Alcohol is sometimes called liquid courage.
- Alkole bazen sıvı cesaret denir.
- The hair-dressing liquid gave off a strong smell.
- Kuaför sıvısı ağır bir koku yayıydı.
- Lemon juice is an example of an acidic liquid.
- Limon suyu, asidik bir sıvı örneğidir.
- Water is a liquid.
- Su bir sıvıdır.
- This sticky liquid can be used as a glue.
- Bu yapışkan sıvı tutkal olarak kullanılabilir.
- But when I tried to turn the shower faucet, this black bubbly liquid came out.
- Ama duş musluğunu açmaya çalıştığımda siyah kabarcıklı bir sıvı çıktı.
- I prefer soap as a liquid rather than a bar.
- Sabunu kalıp yerine sıvı olarak tercih ederim.
- Instead of ink, there was some unidentified liquid in the bottle.
- Şişede mürekkep yerine, ne olduğu belirsiz bir sıvı vardı.
- Alcohol is sometimes called liquid courage.
- Alkole bazen sıvı cesaret de denir.
- You should drink a lot of liquid.
- Çok sıvı içmelisin.
- Europa is thought to have subsurface liquid water.
- Europa'da yüzey altı sıvı su olduğu düşünülüyor.
- I've analyzed the liquid.
- Ben sıvıyı analiz ettim.
- The medicine was a brown liquid.
- İlaç kahverengi bir sıvıydı.
- This sticky liquid can be used as glue.
- Bu yapışkan sıvı tutkal olarak kullanılabilir.
- Matter can be solid, gaseous or liquid.
- Madde katı, gaz veya sıvı olabilir.
- When ice melts, it becomes liquid.
- Buz eridiğinde sıvı hale gelir.
- This transparent liquid contains a kind of poison.
- Bu şeffaf sıvı bir tür zehir içeriyor.
- You can pour the liquid by using a funnel.
- Sıvıyı bir huni kullanarak dökebilirsiniz.
- Europa and Enceladus are thought to have an ocean of liquid water beneath their surface.
- Europa ve Enceladus'un yüzeylerinin altında sıvı su okyanusu olduğu düşünülüyor.
- There was a strange, foul-smelling brown liquid in the waste basket.
- Çöp sepetinde garip, kötü kokulu kahverengi bir sıvı vardı.
- A substance can be solid, gaseous, or liquid.
- Bir madde katı, gaz ya da sıvı olabilir.
- Ammonia is a colorless liquid or gas with a very strong smell.
- Amonyak çok güçlü kokusu olan renksiz bir sıvı veya gazdır.
- The hair-dressing liquid gave off a strong smell.
- Saç yapımı sıvısı güçlü bir koku yaydı.
- That liquid is harmful.
- O sıvı zararlıdır.
- When ice melts, it becomes liquid.
- Buz erirse, sıvı olur.
- Matter can exist as a solid, liquid, or gas.
- Madde katı, sıvı ya da gaz olarak var olabilir.
- This transparent liquid contains poison.
- Bu şeffaf sıvı zehir içeriyor.
- This sticky liquid can be used as a glue.
- Bu yapışkan sıvı yapıştırıcı olarak kullanılabilir.
- That liquid is harmful.
- Bu sıvı zararlı.
- A substance can be solid, gaseous, or liquid.
- Bir madde katı, gaz veya sıvı olabilir.
- Matter can be solid, gaseous or liquid.
- Madde; katı, gaz veya sıvı olabilir.
- I've analyzed the liquid.
- Sıvıyı analiz ettim.
- Matter can exist as a solid, liquid, or gas.
- Madde katı, sıvı veya gaz olarak bulunabilir.
- Europa and Enceladus are thought to have an ocean of liquid water beneath their surface.
- Europa ve Enceladus'un, yüzeylerinin altında sıvı sudan oluşan bir okyanusa sahip oldukları düşünülmektedir.
Show More (37)
|