listen - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
listen dinlemek v.
  • I listened very carefully to everything that was said earlier about the need for Europol to be effective.
  • Europol'ün etkili olması gerektiği konusunda daha önce söylenen her şeyi çok dikkatli bir şekilde dinledim.
  • I will stop there and thank you for listening, as there are a few people who have been waiting a very long time already.
  • Burada duracağım ve beni dinlediğiniz için teşekkür edeceğim, zira zaten çok uzun süredir bekleyen birkaç kişi var.
  • The right wing must listen.
  • Sağ kanat bizi dinlemeli.
Show More (649)
listen kulak asmak v.
  • Do not listen to the report's demands that temporary staff should have their employment confirmed.
  • Raporun geçici personelin istihdamının teyit edilmesi yönündeki taleplerine kulak asmayın.
  • However, Israel does not appear to be listening to any outside advice.
  • Ancak İsrail dışarıdan gelen hiçbir tavsiyeye kulak asmıyor gibi görünüyor.
  • Unfortunately, she has not listened to that advice.
  • Ne yazık ki bu tavsiyeye kulak asmadı.
Show More (3)
listen dinlenmek v.
  • The speech of the scholar is well worth listening to.
  • Bilginin konuşması dinlenmeye değer.
Show More (-2)