|
- So for economic reasons too, we need a mature debate about a policy of managed migration.
- Dolayısıyla ekonomik nedenlerle de, yönetilen bir göç politikası hakkında olgun bir tartışmaya ihtiyacımız var.
- We must deal with this in a mature fashion; in other words, act independently and responsibly.
- Bu konuyu olgun bir şekilde ele almalıyız; başka bir deyişle bağımsız ve sorumlu bir şekilde hareket etmeliyiz.
- Today, after mature consideration and in complete accord with my conscience, I have voted 'no'.
- Bugün, olgun bir değerlendirmenin ardından ve vicdanımla tam bir uyum içerisinde 'hayır' oyu kullandım.
- Tens of thousands of big mature cod are being caught around the Faroes and Iceland where they have no CFP.
- CFP'nin olmadığı Faroe Adaları ve İzlanda çevresinde on binlerce büyük ve olgun morina balığı yakalanmaktadır.
- Tens of thousands of big mature cod are being caught around the Faroes and Iceland where they have no CFP.
- OBP'nin olmadığı Faroe Adaları ve İzlanda civarında on binlerce büyük ve olgun morina balığı yakalanmaktadır.
- I think that this mature attitude will also find expression in tomorrow's vote.
- Bu olgun tavrın yarınki oylamada da ifadesini bulacağını düşünüyorum.
- Secondly, it concentrates resources on a small number of mature projects.
- İkinci olarak kaynakları az sayıda olgun proje üzerinde yoğunlaştırır.
- Today, after mature consideration and in complete accord with my conscience, I have voted 'no'.
- Bugün olgun bir değerlendirmenin ardından ve vicdanımla tam bir uyum içerisinde "hayır" oyu kullandım.
- Many mature industries are failing today, which means we need new ones.
- Bugün birçok olgun sektör başarısız oluyor, bu da yeni sektörlere ihtiyacımız olduğu anlamına geliyor.
- The first is that we need a mature dialogue between the Council and the European Parliament.
- Birincisi, Konsey ile Avrupa Parlamentosu arasında olgun bir diyaloğa ihtiyacımız olduğudur.
- Secondly, it concentrates resources on a small number of mature projects.
- İkinci olarak, kaynakları az sayıda olgun proje üzerinde yoğunlaştırır.
- My niece is attractive and mature for her age.
- Yeğenim çekici ve yaşına göre olgun.
- I prefer mature cheese.
- Olgun peyniri tercih ederim.
- You are much more mature than I!
- Sen benden çok daha olgunsun.
- I'm a mature adult.
- Ben olgun bir yetişkinim.
- You're mature.
- Sen olgunsun.
- You're very mature for your age.
- Sen yaşına göre çok olgunsun.
- Do you think you're mature?
- Olgun olduğunu düşünüyor musun?
- I prefer mature cheese.
- Ben olgun peyniri tercih ederim.
- Tom seemed older and more mature than the other boys.
- Tom diğer oğlanlardan daha büyük ve olgun görünüyordu.
- A butterfly is a mature caterpillar.
- Bir kelebek olgun bir tırtıldır.
- He grew a beard to look more mature.
- Daha olgun görünmek için sakal bıraktı.
- Peter was fed up with childish girls and wanted to meet a really mature woman.
- Peter, çocuksu kızlardan bıktı ve gerçekten olgun bir kadınla tanışmak istedi.
- He is not mature enough to live alone.
- Yalnız yaşayacak kadar olgun değil.
- I thought we could discuss this like mature adults.
- Bunu olgun yetişkinler gibi tartışabileceğimizi düşünmüştüm.
- Tom is very mature for his age.
- Tom yaşına göre çok olgun.
- He is not mature enough to live alone.
- O tek başına yaşayacak kadar olgun değil.
- Peter was fed up with childish girls and wanted to meet a really mature woman.
- Peter, çocuksu kızlardan bıkmıştı ve gerçekten olgun bir kadınla tanışmak istiyordu.
- We're mature.
- Biz olgunuz.
- His niece is attractive and mature for her age.
- Onun kız yeğeni çekici ve yaşına göre olgundur.
- You are much more mature than I!
- Sen bana göre çok daha olgunsun!
- He's not mature enough to live alone.
- O yalnız yaşayacak kadar olgun değil.
- He's too mature for you.
- O senin için fazla olgun.
- A child is not a mature person.
- Bir çocuk, olgun bir insan değildir.
- Tom is mature.
- Tom olgun.
- The plan is not mature.
- Plan olgun değil.
- Mature is better.
- Olgun daha iyidir.
- He's too mature for you.
- O senin için çok olgun.
- You're very mature for your age.
- Yaşına göre çok olgunsun.
- After mature reflection, I've decided to accept their offer.
- Olgun bir şekilde düşündükten sonra, tekliflerini kabul etmeye karar verdim.
- For a brat, you've said something very mature.
- Bir velet için çok olgunca bir şey söyledin.
- Recently, I saw an attractive mature woman on the train.
- Geçenlerde trende çekici ve olgun bir kadın gördüm.
- My niece is attractive and mature for her age.
- Kız yeğenim yaşına göre çekici ve olgundur.
- He grew a beard to look more mature.
- Daha olgun görünmek için sakal uzattı.
- Mary is very mature for her age.
- Mary yaşına göre çok olgun.
- I thought we could discuss this like mature adults.
- Bunu olgun yetişkinler gibi tartışabileceğimizi düşündüm.
- For a brat, you've said something very mature.
- Bir velet için çok olgun bir şey söyledin.
- Don't you think you're mature?
- Olgun olduğunu düşünmüyor musun?
- A child is not a mature person.
- Bir çocuk olgun bir insan değildir.
- Recently, I saw an attractive mature woman on the train.
- Geçenlerde, trende çekici olgun bir kadın gördüm.
- His niece is attractive and mature for her age.
- Yeğeni çekici ve yaşına göre olgun.
Show More (50)
|