mediterranean - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
mediterranean akdeniz n.
  • These are the two basic challenges of the European Union's Mediterranean policy.
  • Bunlar Avrupa Birliği'nin Akdeniz politikasının önündeki iki temel zorluktur.
  • These are the two basic challenges of the European Union's Mediterranean policy.
  • Bunlar Avrupa Birliği'nin Akdeniz politikasının iki temel meydan okumasıdır.
  • Libya is present as an observer in the Barcelona Mediterranean process and has not been integrated into it.
  • Libya, Barcelona Akdeniz sürecinde gözlemci olarak yer almaktadır ve bu sürece entegre edilmemiştir.
Show More (19)
mediterranean akdenizli n.
  • Let us be Mediterranean partners for peace!
  • Barış için Akdenizli ortaklar olalım!
  • In other words, we must get used to addressing all global political issues together with our Mediterranean partners.
  • Başka bir deyişle tüm küresel siyasi meseleleri Akdenizli ortaklarımızla birlikte ele almaya alışmalıyız.
  • I would also argue in favour of our Mediterranean partners being involved.
  • Ayrıca Akdenizli ortaklarımızın da sürece dahil olmasından yanayım.
Show More (3)
Mediterranean akdeniz n.
  • The Mediterranean Sea is linked to the Atlantic Ocean.
  • Akdeniz Atlantik Okyanusu'na bağlanır.
Show More (-2)
Mediterranean akdeniz adj.
  • The Mediterranean culture is fascinating.
  • Akdeniz kültürü büyüleyicidir.
Show More (-2)