mil - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
miles mil n.
  • I was born in Austria, only a few miles from Bratislava, the capital of modern Slovakia.
  • Ben Avusturya'da, modern Slovakya'nın başkenti Bratislava'dan sadece birkaç mil uzakta doğdum.
  • At least the permanent nature of 12 miles should not now be called into question.
  • En azından 12 milin kalıcı niteliği artık sorgulanmamalıdır.
  • We got a whole day for the last couple hundred miles.
  • Son birkaç yüz mil boyunca tam bir günümüz oldu.
Show More (230)
mile mil n.
  • There is a saying in Dutch which means that the last mile is the longest one.
  • Felemenkçede son milin en uzun mil olduğu anlamına gelen bir deyiş vardır.
  • With each side measuring nearly a mile long, Angkor Wat remains the planet's largest religious structure.
  • Her bir kenarı yaklaşık bir mil uzunluğunda olan Angkor Wat, yeryüzünün en büyük ibadethanesi olmaya devam etmektedir.
  • The shopping center is one mile ahead.
  • Alışveriş merkezi bir mil ileride.
Show More (55)
pivot mil v.
  • The rocker arm pivots on a shaft to feed the engine.
  • Külbütör kolu, motoru beslemek için bir mil üzerinde dönüyor.
Show More (-2)
probe mil n.
  • The doctor used a probe to examine my throat.
  • Doktor boğazımı incelemek için bir mil kullandı.
Show More (-2)