|
- Mr Cashman, I want to be clear on this.
- Bay Cashman, bu konuda açık olmak istiyorum.
- Mr Byrne should have taken the initiative to vaccinate animals in zoos.
- Bay Byrne hayvanat bahçelerindeki hayvanların aşılanması için inisiyatif almalıydı.
- Mr Rapkay's report also emphasises the importance of the international dimension with regard to competition law.
- Bay Rapkay'ın raporu rekabet hukuku açısından uluslararası boyutun önemini de vurgulamaktadır.
- Mr Goebbels, his colleagues and the Commission think alike on that topic.
- Bay Goebbels, meslektaşları ve Komisyon bu konuda aynı şekilde düşünmektedir.
- Mr van Velzen has sent me a written question on the auctions.
- Bay van Velzen bana açık artırmalarla ilgili yazılı bir soru gönderdi.
- Mr Titley's report provides a balanced response to this recurring theme.
- Bay Titley'in raporu, tekrarlanan bu temaya dengeli bir yanıt vermektedir.
- Mr Musotto is already on trial in Italy for this incident.
- Bay Musotto bu olay nedeniyle İtalya'da yargılanmaktadır.
- Mr Titley's report will go into this in greater depth.
- Bay Titley'in raporu bu konuyu daha derinlemesine ele alacaktır.
- Mr Haarder said earlier that there is an exciting debate in progress in the Convention.
- Bay Haarder daha önce Konvansiyon'da heyecan verici bir tartışmanın devam ettiğini söylemişti.
- Mr Cornillet suggested that we should not take the two papers together.
- Bay Cornillet iki belgeyi birlikte ele almamamızı önerdi.
- Mr Cunha then asked me about countries where exports had taken place.
- Bay Cunha daha sonra bana ihracatın gerçekleştiği ülkeleri sordu.
- Mr Khanbhai sends his sincere apologies for not being here to present his report.
- Bay Khanbhai raporunu sunmak üzere burada bulunamadığı için en içten özürlerini iletiyor.
- Mr Bradbourn's document talks about trans-European transport networks.
- Bay Bradbourn'un belgesi trans-Avrupa ulaşım ağlarından bahsediyor.
- Mr Bowis says this was all the result of some brainstorm in the Commission.
- Bay Bowis tüm bunların Komisyon'daki bir beyin fırtınasının sonucu olduğunu söylüyor.
- Mr Andrews' contribution covered not only Afghanistan but Iraq.
- Bay Andrews'un katkısı sadece Afganistan'ı değil Irak'ı da kapsıyordu.
- Mr Maaten was right in saying that a tobacco advertising ban works and is lawful.
- Bay Maaten, tütün reklam yasağının işe yaradığını ve yasal olduğunu söylerken haklıydı.
- Mr Poettering said that the Presidency was doing a good job.
- Bay Poettering, Başkanlığın iyi bir iş çıkardığını söyledi.
- Mr Beazley, my answer is clearly yes, but that is no surprise.
- Bay Beazley, cevabım açıkça evet ama bu sürpriz değil.
- Mr Cashman has challenged the validity of this.
- Bay Cashman bunun geçerliliğine itiraz etmiştir.
- Mr Costa Neves has described these in detail.
- Bay Costa Neves bunları ayrıntılı olarak anlatmıştır.
- Mr Medina Ortega, I shall give you all the details necessary.
- Bay Medina Ortega, size gerekli tüm detayları vereceğim.
- Mr von Wogau has just accused the Socialist Group of having the worst of intentions.
- Bay von Wogau az önce Sosyalist Grubu kötü niyetli olmakla suçladı.
- Mr Maaten was right to focus on the content of the debate.
- Bay Maaten tartışmanın içeriğine odaklanmakta haklıydı.
- Mr Cappato, I shall look into that and return to you and the House in due course.
- Bay Cappato, bu konuyu araştırıp zamanı geldiğinde size ve Meclise döneceğim.
- Mr Wurtz talked of the Middle East's darkest period.
- Bay Wurtz Orta Doğu'nun en karanlık döneminden bahsetti.
- Mr Goebbels, I am sure the logic of that is commendable.
- Bay Goebbels, bunun mantığının övgüye değer olduğuna eminim.
- Mr Wuermeling has done a first-class job on this report.
- Bay Wuermeling bu raporda birinci sınıf bir iş çıkarmıştır.
- Mr Purvis mentioned the Balkans and Serbia.
- Bay Purvis Balkanlar ve Sırbistan'dan bahsetti.
- Mr Cappato's rhetoric does not therefore ring in the least bit true.
- Bu nedenle Bay Cappato'nun söylemleri en ufak bir doğruluk payı taşımıyor.
- Mr Cornillet was himself a distinguished previous rapporteur.
- Bay Cornillet'nin kendisi de daha önce seçkin bir raportördü.
- Mr Diamandouros has obtained the majority of the votes cast.
- Bay Diamandouros kullanılan oyların çoğunluğunu aldı.
- Mr Vitorino will answer these questions.
- Bay Vitorino bu sorulara cevap verecektir.
- Mr Poettering, the chairman of my group, made reference to Richard Perle.
- Grubumun başkanı Bay Poettering, Richard Perle'e atıfta bulundu.
- Mr Wijkman had a solution involving mushrooms.
- Bay Wijkman'ın mantarlarla ilgili bir çözümü vardı.
- Mr Jonckheer expressed this concern this morning.
- Bay Jonckheer bu endişesini bu sabah dile getirdi.
- Mr Fruteau stated just now that the fruits of growth were distributed inequitably.
- Bay Fruteau az önce büyümenin meyvelerinin adaletsiz bir şekilde dağıtıldığını belirtti.
- Mr Graefe zu Baringdorf, this is one of the problems with transparency.
- Bay Graefe zu Baringdorf, şeffaflıkla ilgili sorunlardan biri de bu.
- Mr Nielson has confirmed this today.
- Bay Nielson bunu bugün teyit etti.
- Mr Lannoye wishes to speak as the author of this request.
- Bay Lannoye bu talebin sahibi olarak konuşmak istemektedir.
- Mr Belder mentioned the export of drugs.
- Bay Belder uyuşturucu ihracatından bahsetti.
- Mr Vermeer, if you wish I can be even more specific.
- Bay Vermeer, dilerseniz daha da açık konuşabilirim.
- Mr Mulder mentioned a quality mark.
- Bay Mulder bir kalite işaretinden bahsetti.
- Mr Bowis said earlier that all the institutions have been dilatory and slow in setting up EFSA.
- Bay Bowis daha önce EFSA'nın kurulmasında tüm kurumların oyalayıcı ve yavaş davrandığını söylemişti.
- Mr Bouwman mentioned that middle-aged workers had asked him at a fair what he could do about work for them.
- Bay Bouwman, bir fuarda orta yaşlı işçilerin kendilerine iş konusunda ne yapabileceklerini sorduklarını belirtti.
- Mr Vidal-Quadras Roca rightly applied Rule 145.
- Bay Vidal-Quadras Roca haklı olarak Kural 145'i uygulamıştır.
- I support Mr. Varela's highly critical analysis of the Commission's proposals.
- Bay Varela'nın Komisyon'un önerilerine yönelik son derece eleştirel analizini destekliyorum.
- Mr Gorbachev once said that life punishes those who are late.
- Bay Gorbaçov bir keresinde hayatın geç kalanları cezalandırdığını söylemişti.
- Mr Simpson, I should like to congratulate you on your second European act this morning.
- Bay Simpson, bu sabahki ikinci Avrupa eyleminizden dolayı sizi tebrik etmek isterim.
- Mr Gawronski, we shall indeed investigate the content of that meeting.
- Bay Gawronski, bu toplantının içeriğini gerçekten de araştıracağız.
- Mr Kirkhope and his excellent proposal therefore have my wholehearted support.
- Bu nedenle Bay Kirkhope ve mükemmel önerisini tüm kalbimle destekliyorum.
- Mr Ribeiro e Castro has the floor on a point of order.
- Bay Ribeiro e Castro'nun bir konuda söz hakkı var.
- Mr Nielson has said that that form of subsidy should nonetheless be maintained.
- Bay Nielson, bu tür bir sübvansiyonun yine de sürdürülmesi gerektiğini söylemiştir.
- Mr Bourlanges is, as a matter of fact, the author of many of our references.
- Nitekim Bay Bourlanges, referanslarımızın çoğunun yazarıdır.
- Mr Walter has told us that his group, and he himself, do not intend to support this amendment.
- Bay Walter bize grubunun ve kendisinin bu değişikliği destekleme niyetinde olmadığını söyledi.
- Mr Le Pen has been a Member of this House for almost 20 years.
- Bay Le Pen neredeyse 20 yıldır bu Meclisin bir üyesidir.
- Mr Miller has played the role of the man riding the last dinosaur, if I may put it that way.
- Bay Miller, tabiri caizse son dinozora binen adam rolünü oynadı.
- Mr Wynn asked what the purpose of this amendment was.
- Bay Wynn bu değişikliğin amacının ne olduğunu sordu.
- Mr Wynn, chairman of the Committee on Budgets, will open the debate.
- Müzakereyi Bütçe Komisyonu Başkanı Bay Wynn açacak.
- Mr Jarzembowski's report is also a significant step forward.
- Bay Jarzembowski'nin raporu da ileriye doğru atılmış önemli bir adımdır.
- Mr Casaca's report is a first step in this direction.
- Bay Casaca'nın raporu bu yönde atılmış bir ilk adımdır.
- Mr Carnero has the floor for a point of order.
- Bay Carnero'nun söz hakkı var.
- Mr Dupuis spoke of the effectiveness of the secret services.
- Bay Dupuis gizli servislerin etkinliğinden bahsetti.
- Mr Haarder has not said a word about this.
- Bay Haarder bu konuda tek kelime etmedi.
- Mr Haarder has described the tragedy of the Prestige as scandalous.
- Bay Haarder Prestige'de yaşanan trajediyi skandal olarak nitelendirdi.
- Mr Gollnisch will now speak in favour of postponing the report.
- Bay Gollnisch şimdi raporun ertelenmesi lehinde konuşacak.
- Mr Nielson has confirmed this today.
- Bay Nielson bugün bunu teyit etti.
- Mr Burg is now appealing to Israel’s friends to intervene.
- Bay Burg şimdi İsrail'in dostlarına müdahale etmeleri için çağrıda bulunuyor.
- Mr Schwaiger hopes to see changes as early as in Laeken.
- Bay Schwaiger değişiklikleri Laeken'deki kadar erken görmeyi umuyor.
- Mr Maaten's proposals attempt to make that process run faster and more efficiently.
- Bay Maaten'in önerileri bu sürecin daha hızlı ve verimli işlemesini sağlamayı amaçlamaktadır.
- Mr Hernández Mollar has the floor for a point of order.
- Bay Hernández Mollar'ın söz hakkı var.
- Mr Patten's intervention was very intelligent and demonstrated his ability and knowledge.
- Bay Patten'in müdahalesi çok zekiceydi ve yeteneğini ve bilgisini ortaya koydu.
- Mr Patten also discussed these issues with Foreign Minister Tang and Vice-Premier Qian Qichen.
- Bay Patten bu konuları Dışişleri Bakanı Tang ve Başbakan Yardımcısı Qian Qichen ile de görüştü.
- Mr Kinnock has promised us the best administration in the world.
- Bay Kinnock bize dünyanın en iyi yönetimini vaat etti.
- Mr Savary has taken good account of the views of others.
- Bay Savary başkalarının görüşlerini iyi bir şekilde dikkate almıştır.
- Mr Watson, I am – shall we say – moderately optimistic that everything will be sorted out.
- Bay Watson, her şeyin çözüleceğine dair -ne diyelim- biraz iyimserim.
- Mr Kinnock has given us a comprehensive timetable about the progress of the reform discussions.
- Bay Kinnock reform görüşmelerinin ilerleyişine ilişkin kapsamlı bir takvim verdi.
- Mr Daul has the floor.
- Söz sırası Bay Daul'da.
- Mr Bernié is not to blame for this as it was a matter for the previous committee.
- Bu konuda Bay Bernié'nin bir suçu yok çünkü bu konu bir önceki komitenin meselesiydi.
- Mr Piecyk, but also others, have already drawn attention to this.
- Bay Piecyk'in yanı sıra başkaları da bu konuya dikkat çekmiştir.
- Mr Watson modestly tells us that what he asked for in his report is useful only within the European Union.
- Bay Watson mütevazı bir şekilde raporunda talep ettiği şeylerin sadece Avrupa Birliği içinde faydalı olduğunu söylüyor.
- Mr Esteve's comments lead me to believe that he also agrees with this.
- Bay Esteve'in yorumları, onun da bu konuda hemfikir olduğuna inanmamı sağlıyor.
- Mr Poettering is concerned for the euro.
- Bay Poettering Euro için endişeleniyor.
- Mr Schmitt wishes to take the floor to explain his reasons.
- Bay Schmitt gerekçelerini açıklamak üzere söz almak istiyor.
- Mr McCartin has already mentioned the right keywords in his report.
- Bay McCartin raporunda doğru anahtar kelimelerden zaten bahsetmiştir.
- Mr Mulder also mentioned that giving food aid, as such, can be problematic.
- Bay Mulder ayrıca gıda yardımı yapmanın sorunlu olabileceğinden de bahsetti.
- Mr Nisticò's report lays down for this safe and clear limits within which the industry can flourish and succeed.
- Bay Nisticò'nun raporu, endüstrinin gelişip başarılı olabileceği bu güvenli ve net sınırları ortaya koymaktadır.
- Mr Fischler is negotiating hard, but unfortunately, without success so far.
- Bay Fischler sıkı pazarlıklar yürütüyor, ancak ne yazık ki şu ana kadar başarılı olamadı.
- Mr Wurtz is right in saying that twenty years ago we condemned the Israelis.
- Bay Wurtz, yirmi yıl önce İsraillileri kınadığımızı söylerken haklıdır.
- Mr Wijkman regrets the lack of debate on the future of Europe during the Swedish presidency.
- Bay Wijkman İsveç'in dönem başkanlığı sırasında Avrupa'nın geleceği konusunda tartışma yapılmamasından üzüntü duyuyor.
- Mr bin Laden has a London bank account.
- Bay Bin Ladin'in Londra'da bir banka hesabı var.
- Mr Staes goes back to the point about Belgium and unequal treatment.
- Bay Staes Belçika ve eşit olmayan muamele konusuna geri dönüyor.
- Mr Bradbourn's traffic-light solution, however, hardly seems appropriate.
- Ancak Bay Bradbourn'un trafik ışığı çözümü pek uygun görünmüyor.
- Mr Léotard was almost not allowed into Macedonia.
- Bay Léotard'ın Makedonya'ya girmesine neredeyse izin verilmiyordu.
- Mr Wurtz was the only one to make this request.
- Bay Wurtz bu talepte bulunan tek kişiydi.
- Mr Rübig has always been concerned with revitalising small and medium-sized enterprises.
- Bay Rübig her zaman küçük ve orta ölçekli işletmelerin yeniden canlandırılmasıyla ilgilenmiştir.
- Mr Purvis' reasoning is perfectly understandable and logical.
- Bay Purvis'in gerekçeleri tamamen anlaşılabilir ve mantıklıdır.
- Mr Graefe zu Baringdorf has the floor on a point of order.
- Bay Graefe zu Baringdorf bir usul meselesi üzerine söz aldı.
- Mr Seixas da Costa, I totally agree with you.
- Bay Seixas da Costa, size tamamen katılıyorum.
- Mr Wiersma made his views known on this subject earlier.
- Bay Wiersma bu konudaki görüşlerini daha önce açıklamıştı.
- Mr Galeote Quecedo makes the same point himself in his explanatory statement.
- Bay Galeote Quecedo da açıklayıcı beyanında aynı noktaya değinmektedir.
- Mr Rothley has specified these in his report and, in doing so, has underlined the need for something to be done.
- Bay Rothley raporunda bunları belirtmiş ve bunu yaparken de bir şeyler yapılması gerektiğinin altını çizmiştir.
- Mr Sylla was not one of the authors of the resolution.
- Bay Sylla kararın yazarlarından biri değildi.
- Mr Martínez, of course I shall convey the condolences and sympathy of this House through the appropriate channels.
- Bay Martínez elbette bu Meclis'in taziye ve sempatisini uygun kanallar aracılığıyla ileteceğim.
- Mr Blokland has rightly observed that it is a bit of a fudge.
- Bay Blokland haklı olarak bunun biraz da geçiştirme olduğunu gözlemlemiştir.
- Mr Heaton-Harris has put six distinct questions.
- Bay Heaton-Harris altı farklı soru yöneltmiştir.
- Mr Tannock is presenting that amendment.
- Bu değişikliği Bay Tannock sunuyor.
- Mr Désir, too has mentioned this growing interest on all sides.
- Bay Désir de her tarafta artan bu ilgiden bahsetti.
- Mr Blokland tells us that the issue is simply one of right or wrong.
- Bay Blokland bize meselenin basitçe doğru ya da yanlış olduğunu söylüyor.
- Mr Staes had the opportunity to be here and to participate in this debate if he had so wished.
- Bay Staes'ın burada bulunma ve eğer isterse bu tartışmaya katılma fırsatı vardı.
- Mr Evans gets straight to the point in Paragraph 1 of his report.
- Bay Evans raporunun 1. Paragrafında doğrudan konuya giriyor.
- Mr Watson, you, and some others with you were momentarily confused.
- Bay Watson, siz ve yanınızdaki bazı kişilerin kafası bir an için karıştı.
- Mr Gollnisch and I perhaps look at the world through different spectacles.
- Bay Gollnisch ve ben belki de dünyaya farklı gözlüklerle bakıyoruz.
- Mr Mulder constantly hides behind this argument.
- Bay Mulder sürekli olarak bu argümanın arkasına saklanıyor.
- Mr Crowley has the floor.
- Söz sırası Bay Crowley'de.
- Mr Bushill-Matthews, would you accept the title of 'charming provocateur'?
- Bay Bushill-Matthews, "büyüleyici provokatör" unvanını kabul eder misiniz?
- Mr Kinnock will present his proposal next month.
- Bay Kinnock teklifini önümüzdeki ay sunacak.
- Mr Blak mentioned that Parliament has gained much by having this discharge delayed.
- Bay Blak, Parlamentonun bu tahliyenin ertelenmesiyle çok şey kazandığını belirtti.
- Mr Titley, the Iron Curtain is not disappearing.
- Bay Titley, Demir Perde ortadan kalkmıyor.
- Mr Ribeiro e Castro has the floor on a point of order.
- Bay Ribeiro e Castro'nun söz hakkı var.
- Mr Ferber urged the Commission and the Council to ensure that the money is well spent.
- Bay Ferber, Komisyon ve Konsey'i paranın iyi harcanmasını sağlamaya çağırdı.
- Mr Bourlanges can say what he likes in his explanation of the vote.
- Bay Bourlanges oy açıklamasında istediğini söyleyebilir.
- Mr Corbett, does 144 fall in consequence of adopting 142?
- Bay Corbett, 142'nin kabul edilmesi sonucunda 144 düşüyor mu?
- Mr Fischler says that he always comes to the House when asked.
- Bay Fischler, istendiğinde her zaman Meclis'e geldiğini söylüyor.
- Mr Haarder is nodding in agreement.
- Bay Haarder başıyla onaylıyor.
- Mr Bautista Ojeda was speaking about that just a moment ago.
- Bay Bautista Ojeda biraz önce bu konudan bahsediyordu.
- Mr Izquierdo Collado has the floor for a point of order.
- Bay Izquierdo Collado'nun söz hakkı var.
- Mr de Palacio has the floor on behalf of the Commission.
- Komisyon adına Bay de Palacio söz almıştır.
- Mr Bourlanges, that was not a point of order.
- Bay Bourlanges, bu bir gündem konusu değildi.
- Mr Piétrasanta's report is also favourable towards the 1998 MEDA Programme report.
- Bay Piétrasanta'nın raporu 1998 MEDA Programı raporuna da olumlu yaklaşmaktadır.
- Mr Pirker's proposal responds to the steady increase in the production and trade in synthetic drugs.
- Bay Pirker'in önerisi sentetik uyuşturucu üretimi ve ticaretindeki istikrarlı artışa yanıt vermektedir.
- Mr Goodwill has indeed referred to the many problems involved in the disposal.
- Bay Goodwill gerçekten de elden çıkarma ile ilgili pek çok soruna değinmiştir.
- Mr Khanbiev, who was born in 1958, is the brother of Umar Khanbiev, Minister of Health in Aslan Maskhadov's government.
- 1958 doğumlu olan Bay Khanbiev, Aslan Maskhadov hükûmetinde Sağlık Bakanı olan Umar Khanbiev'in kardeşidir.
- Mr MacCormick has the floor.
- Söz sırası Bay MacCormick'te.
- Mr Howitt wrote something in the explanatory statement that I disagree with.
- Bay Howitt açıklama metninde katılmadığım bir şey yazmış.
- Mr Cappato spoke a few moments ago about the controls at Dover.
- Bay Cappato birkaç dakika önce Dover'daki kontroller hakkında konuştu.
- Mr Graefe zu Baringdorf has the floor on the point of order.
- Bay Graefe zu Baringdorf'un bir konuda söz hakkı var.
- Mr Ibragimov has begun to eat again.
- Bay Ibragimov yeniden yemek yemeye başladı.
- Mr Crowley and I have not met all that often.
- Bay Crowley ve ben pek sık karşılaşmıyoruz.
- Mr Dupuis mentioned the issue of our delegations.
- Bay Dupuis delegasyonlarımız konusuna değindi.
- Mr Elles has perhaps taken a somewhat cynical view of that.
- Bay Elles belki de bu konuda biraz alaycı bir bakış açısına sahip.
- Mr Sharon does a grave disservice to the people of Israel.
- Bay Şaron İsrail halkına büyük bir kötülük yapıyor.
- Mr Deva's report concerns the eradication of poverty and food security.
- Bay Deva'nın raporu yoksulluğun ortadan kaldırılması ve gıda güvenliği ile ilgilidir.
- Mr MacCormick drew my attention to services of general interest.
- Bay MacCormick dikkatimi genel ilgi alanlarına yönelik hizmetlere çekti.
- Mr Davies thinks so too, but more and more EU countries appear to have given up.
- Bay Davies de böyle düşünüyor, ancak giderek daha fazla AB ülkesi pes etmiş gibi görünüyor.
- Mr Martin's report has come at a crucial time in the fisheries sector.
- Bay Martin'in raporu balıkçılık sektörü için çok önemli bir zamanda geldi.
- Mr Evans has put a great deal of thought into his report.
- Bay Evans raporu üzerinde çok düşünmüş.
- Mr Khodabandeh's family and friends are deeply concerned about his fate.
- Bay Khodabandeh'in ailesi ve arkadaşları onun akıbeti konusunda derin endişe duymaktadır.
- Mr Hyland, I communicated sentiments of a similar sort on behalf of the House last Thursday.
- Bay Hyland, geçen Perşembe günü Meclis adına benzer duyguları dile getirmiştim.
- Mr Bowis made reference to growth promoters.
- Bay Bowis büyüme destekçilerine atıfta bulundu.
- Mr Watson, I am – shall we say – moderately optimistic that everything will be sorted out.
- Bay Watson, her şeyin çözüleceğine dair, yani ne diyelim, biraz iyimserim.
- Mr Graefe zu Baringdorf himself is in favour of liberalising these reproduction regulations.
- Bay Graefe zu Baringdorf'un kendisi de bu üreme düzenlemelerinin serbestleştirilmesinden yanadır.
- Mr Mulder referred to the Food and Veterinary Office.
- Bay Mulder Gıda ve Veterinerlik Ofisine atıfta bulundu.
- Mr Léotard is initially locating himself in the Commission's delegation office in Skopje.
- Bay Léotard ilk etapta Komisyonun Üsküp'teki delegasyon ofisine yerleşiyor.
- Mr Cunha has the floor on a point of order.
- Bay Cunha'nın bir konuda söz hakkı var.
- Mr Staes goes back to the point about Belgium and unequal treatment.
- Bay Staes, Belçika ve eşit olmayan muamele konusuna geri dönüyor.
- Mr Patten has the floor on behalf of the Commission.
- Komisyon adına Bay Patten söz almıştır.
- Mr van den Bos has the floor.
- Söz sırası Bay van den Bos'ta.
- Mr Coelho adopts a fully justified tone of impatience.
- Bay Coelho tamamen haklı bir sabırsızlık ton kullanıyor.
- Mr Vatanen was kind enough to say that the Commission was dealing with the paperwork, for once.
- Bay Vatanen, Komisyonun bir kez olsun evrak işleriyle ilgilendiğini söyleme nezaketini gösterdi.
- Mr Ortuondo Larrea has the floor for a point of order.
- Bay Ortuondo Larrea'nın söz hakkı var.
- Mr Ortuondo Larrea has the floor for a point of order.
- Bay Ortuondo Larrea bir konuda söz almaktadır.
- Mr Hudghton, that is not a point of order, that is a point of detail.
- Bay Hudghton, bu bir usul meselesi değil, detay meselesi.
- Mr de Miguel has the floor on behalf of the Council.
- Konsey adına Bay de Miguel söz aldı.
- Mr van Hulten, I think you deserve a medal for your efforts.
- Bay van Hulten, çabalarınız için bir madalyayı hak ettiğinizi düşünüyorum.
- Mr Chichester referred earlier to the need to get the details right.
- Bay Chichester daha önce detayların doğru belirlenmesi gerektiğine değinmişti.
- Mr von Wogau, that was not a point of order.
- Bay von Wogau, bu bir emir meselesi değildi.
- Mr Wiebenga and I visited the local hospital in Nukus where patients with TB are treated.
- Bay Wiebenga ve ben Nukus'ta verem hastalarının tedavi edildiği yerel hastaneyi ziyaret ettik.
- Mr Meijer, the question of procedure which you raise is certainly feasible.
- Bay Meijer, dile getirdiğiniz prosedür sorunu kesinlikle uygulanabilir.
- Mr Blak was absolutely right to raise it in his reports.
- Bay Blak raporlarında bu konuyu gündeme getirmekte kesinlikle haklıydı.
- Mr De Clercq made reference to the movement away from Spa of the Formula 1 championship race.
- Bay De Clercq, Formula 1 şampiyonluk yarışının Spa'dan uzaklaşmasına atıfta bulundu.
- Mr Crowley and I have not met all that often.
- Bay Crowley ile çok sık bir araya gelmiyoruz.
- Mr Goepel asked what the state of play is here.
- Bay Goepel burada son durumun ne olduğunu sordu.
- Mr Martinez, you see, I have not cut short anyone's speaking time this afternoon.
- Bay Martinez, görüyorsunuz, bu öğleden sonra kimsenin konuşma süresini kısaltmadım.
- Mr Whitehead asked me about research on vaccines.
- Bay Whitehead bana aşılarla ilgili araştırmaları sordu.
- Mr Poettering, the law affecting any given issue is subject to interpretation.
- Bay Poettering, herhangi bir konuyu etkileyen kanun yoruma tabidir.
- Mr Posselt, I said Questions Nos 1 and 3, not Question No 2.
- Bay Posselt, 1 ve 3 numaralı sorular dedim, 2 numaralı soru değil.
- Mr Mussa very kindly stood in for us at a meeting yesterday.
- Bay Mussa dünkü toplantıda çok nazik bir şekilde yerimizi aldı.
- Mr Carraro also made comments which I endorse.
- Bay Carraro da onayladığım yorumlarda bulundu.
- Mr Blokland said earlier that we need to be harder and firmer.
- Bay Blokland daha önce daha sert ve katı olmamız gerektiğini söylemişti.
- Mr Brok's report is a clear expression of this agreement.
- Bay Brok'un raporu bu anlaşmanın açık bir ifadesidir.
- Mr Patakis, you will have to go and get another voting card.
- Bay Patakis, gidip yeni bir seçmen kartı almanız gerekecek.
- Mr Rovsing spoke on the Community patent and suggested that such patents should be expressed in one language only.
- Bay Rovsing Topluluk patenti hakkında konuştu ve bu tür patentlerin sadece tek bir dilde ifade edilmesini önerdi.
- Mr Fatuzzo still has much work to do this morning, so we should all take heart.
- Bay Fatuzzo'nun bu sabah hala yapacak çok işi var, bu yüzden hepimiz yüreğimizi ferah tutmalıyız.
- Mr Harbour's question about children of stable partnerships is absolutely vital.
- Bay Harbour'un istikrarlı birlikteliklerden olan çocuklarla ilgili sorusu kesinlikle hayati önem taşımaktadır.
- Mr Désir too has mentioned this growing interest on all sides.
- Bay Désir de her tarafta artan bu ilgiden bahsetti.
- Mr Savary's proposals make the bans on TEN routes predictable.
- Bay Savary'nin önerileri Trans-Avrupa Ulaştırma Ağı güzergahlarındaki yasakları öngörülebilir kılıyor.
- Mr Medina Ortega, we need to straighten a few things out.
- Bay Medina Ortega, birkaç şeyi düzeltmemiz gerekiyor.
- Mr Santos was the first person to mention that.
- Bundan bahseden ilk kişi Bay Santos oldu.
- Mr Vitorino, I therefore rely on your courage.
- Bay Vitorino, bu nedenle cesaretinize güveniyorum.
- Mr Bowis just pointed out that this is not just a matter of carelessness here but of criminal intent.
- Bay Bowis az önce bunun sadece bir dikkatsizlik meselesi değil, aynı zamanda bir suç kastı olduğuna dikkat çekti.
- Mr Martin, I wish you good luck.
- Bay Martin, size iyi şanslar diliyorum.
- Mr Hughes' report goes far too far.
- Bay Hughes'un raporu çok ileri gitmektedir.
- Mr Ettl's report concerns the solvency of life assurance undertakings.
- Bay Ettl'in raporu hayat sigortası şirketlerinin ödeme gücü ile ilgilidir.
- Mr Ettl did a very good job in coordinating with the other two institutions.
- Bay Ettl diğer iki kurumla koordinasyon konusunda çok iyi bir iş çıkardı.
- Mr Nisticò is a well-known expert in the field, but it has been quite a challenge for me and my services.
- Bay Nisticò alanında tanınmış bir uzmandır ancak bu benim ve hizmetlerim için oldukça zorlu bir süreç oldu.
- Mr Bullmann has done his best, and I thank him for that.
- Bay Bullmann elinden geleni yaptı ve bunun için kendisine teşekkür ediyorum.
- Mr Mulder, there are, of course, various possibilities for that as well.
- Bay Mulder, elbette bunun için de çeşitli olasılıklar var.
- Mr Ortuondo, you have the floor on a point of order.
- Bay Ortuondo, bir konuda söz hakkınız var.
- Mr Ortuondo Larrea, could you please be as brief as possible?
- Bay Ortuondo Larrea, lütfen mümkün olduğunca kısa konuşur musunuz?
- Mr MacCormick referred to the current state of jurisprudence.
- Bay MacCormick içtihadın mevcut durumuna atıfta bulundu.
- Mr Ortuondo has the floor for one minute for a point of order.
- Bay Ortuondo'nun bir dakika süreyle söz hakkı var.
- Mr Camre is risking neither his life nor his freedom in a matter concerning racist statements.
- Bay Camre ırkçı ifadelerle ilgili bir konuda ne hayatını ne de özgürlüğünü riske atmaktadır.
- Mr Wiebenga said that I did not clearly and specifically condemn Echelon.
- Bay Wiebenga, Echelon'u açıkça ve özellikle kınamadığımı söyledi.
- Mr Simitis and his friends are proud of all this.
- Bay Simitis ve arkadaşları tüm bunlarla gurur duyuyorlar.
- Mr Bourlanges is, as a matter of fact, the author of many of our references.
- Bay Bourlanges, aslına bakarsanız, referanslarımızın çoğunun yazarıdır.
- Mr MacCormick has the floor for a point of order.
- Bay MacCormick bir usul meselesi için söz aldı.
- Mr Kreissl-Dörfler, though coming from that group, has been a paragon in approaching this issue in a non-political way.
- Bay Kreissl-Dörfler, bu gruptan gelmesine rağmen, bu konuya siyaset dışı bir şekilde yaklaşma konusunda örnek olmuştur.
- Mr Méndez de Vigo, this report gives hope to many of us.
- Bay Méndez de Vigo, bu rapor birçoğumuza umut veriyor.
- Mr Alyssandrakis, we shall see what we can do about this.
- Bay Alyssandrakis, bu konuda ne yapabileceğimize bakacağız.
- Mr Howitt has already mentioned focusing on health, education and efforts to combat poverty.
- Bay Howitt sağlık, eğitim ve yoksullukla mücadele çabalarına odaklanmaktan bahsetti.
- Mr Kirkhope and his excellent proposal, therefore, have my wholehearted support.
- Bu nedenle Bay Kirkhope ve mükemmel önerisini tüm kalbimle destekliyorum.
- Mr Larsson is entirely right.
- Bay Larsson tamamen haklı.
- Mr Persson referred to the importance of establishing the processes.
- Bay Persson süreçlerin oluşturulmasının önemine değinmiştir.
- Mr Fiori said that voluntary modulation has failed.
- Bay Fiori gönüllü modülasyonun başarısız olduğunu söyledi.
- Mr Korakas has the floor on a point of order.
- Bay Korakas'ın bir konuda söz hakkı var.
- Mr Posselt has, in fact, said everything that needs to be said.
- Bay Posselt aslında söylenmesi gereken her şeyi söyledi.
- Mr Oostlander's report describes the many shortcomings that exist in all areas.
- Bay Oostlander'in raporu her alanda var olan pek çok eksikliği tanımlamaktadır.
- Mr Poos has much long-standing experience of how the Council operates.
- Bay Poos, Konseyin işleyişi konusunda uzun yıllara dayanan bir deneyime sahiptir.
- Mr Van den Berg has just mentioned figures showing the worldwide situation.
- Bay Van den Berg az önce dünya genelindeki durumu gösteren rakamlardan bahsetti.
- Mr Haarder has gone to a great deal of trouble to provide a number of contributions.
- Bay Haarder bir dizi katkı sağlamak için büyük bir zahmete girmiştir.
- Mr Martínez, of course I shall convey the condolences and sympathy of this House through the appropriate channels.
- Bay Martínez, elbette bu Meclis'in taziye ve sempatisini uygun kanallar aracılığıyla ileteceğim.
- Mr Harbour has reminded me of our confrontation but I can assure him that our confrontations are always exciting.
- Bay Harbour bana yüzleşmemizi hatırlattı ama onu temin ederim ki yüzleşmelerimiz her zaman heyecan vericidir.
- Mr Vitorino represents the Commission.
- Bay Vitorino Komisyonu temsil etmektedir.
- Mr Crowley began by saying that he has a personal interest in this matter.
- Bay Crowley bu konuyla kişisel olarak ilgilendiğini söyleyerek sözlerine başladı.
- Mr Dell'Alba said that he is worried.
- Bay Dell'Alba endişeli olduğunu söyledi.
- Mr Pohjamo, and others, brought up the subject of the financing of enlargement.
- Bay Pohjamo ve diğerleri, genişlemenin finansmanı konusunu gündeme getirmiştir.
- Mr Bourlanges should be congratulated on having drafted a good report on an extraordinarily complex set of questions.
- Bay Bourlanges, olağanüstü karmaşık bir dizi soru üzerine iyi bir rapor hazırladığı için tebrik edilmelidir.
- Mr MacCormick has the floor for a point of order.
- Bay MacCormick'in söz hakkı var.
- Mr De Rossa mentioned me in particular and challenged me to an argument.
- Bay De Rossa benden özellikle bahsetti ve beni tartışmaya davet etti.
- Mr Milosevic has now been extradited by Serbia and Yugoslavia.
- Bay Miloseviç şu anda Sırbistan ve Yugoslavya tarafından iade edilmiştir.
- Mr von Wogau said we can look to the European Court.
- Bay von Wogau Avrupa Mahkemesine başvurabileceğimizi söyledi.
- Mr Harbour complained that I did not address the issue of deregulation.
- Bay Harbour, deregülasyon konusuna değinmediğimden şikâyet etti.
- Mr Coelho asked whether it is difficult to control.
- Bay Coelho kontrol etmenin zor olup olmadığını sordu.
- Mr Carnero González has the floor for a point of order.
- Bay Carnero González bir öneride bulunmak üzere söz aldı.
- Mr Crowley has the floor for a supplementary question.
- Bay Crowley ek bir soru için söz aldı.
- Mr Whitehead then asked if I would come back again when I have more information.
- Bay Whitehead daha sonra daha fazla bilgiye sahip olduğumda tekrar gelip gelmeyeceğimi sordu.
- Mr Ribeiro e Castro has the floor for a point of order.
- Bay Ribeiro e Castro'nun bir konuda söz hakkı var.
- Mr Morillon also asked me if I had the determination and the means to do what must be done.
- Bay Morillon ayrıca bana yapılması gerekeni yapacak kararlılığa ve araçlara sahip olup olmadığımı sordu.
- Mr Andersson will be familiar with what was termed then 'prohibition'.
- Bay Andersson o zamanlar 'yasak' olarak adlandırılan şeye aşina olacaktır.
- Mr Martin's report has come at a crucial time in the fisheries sector.
- Bay Martin'in raporu balıkçılık sektörü açısından kritik bir dönemde geldi.
- Mr Ribeiro e Castro, the competent services will look into it.
- Bay Ribeiro e Castro, yetkili servisler bu konuyu inceleyecek.
- Mr Nielson cannot be present today since he is in South Africa.
- Bay Nielson Güney Afrika'da olduğu için bugün burada bulunamayacak.
- Mr Pirker poses some complex questions, but the answers are inadequate and even dangerous.
- Bay Pirker bazı karmaşık sorular ortaya atıyor, ancak cevaplar yetersiz ve hatta tehlikeli.
- Mr van den Berg upholds the proposal of the Socialist Group.
- Bay van den Berg Sosyalist Grubun önerisini destekliyor.
- Mr Fatuzzo, last night I, too, had a dream.
- Bay Fatuzzo, dün gece ben de bir rüya gördüm.
- Mr Jonckheer, a compatriot of mine but from a different party, has denied that, saying that the future is uncertain.
- Yurttaşım olan ancak farklı bir partiden olan Bay Jonckheer, geleceğin belirsiz olduğunu söyleyerek bunu reddetti.
- Mr Barnier asked this Parliament certain questions in this report.
- Bay Barnier bu raporda Parlamentoya bazı sorular yöneltmiştir.
- Mr Fatuzzo is not alone here, which is nice for him.
- Bay Fatuzzo burada yalnız değil, bu da onun için iyi bir şey.
- Mr de Miguel, I would like to apologise for the late start to Question Time.
- Bay de Miguel, soru zamanına geç başladığım için özür dilerim.
- Mr Poos, would you like to add something to the debate?
- Bay Poos, tartışmaya bir şey eklemek ister misiniz?
- Mr Bourlanges has just mentioned that.
- Bay Bourlanges az önce bundan bahsetti.
- Mr Linkohr, as rapporteur, has the floor.
- Söz sırası raportör olarak Bay Linkohr'da.
- Mr Byrne has the floor, on behalf of the Commission.
- Söz sırası Komisyon adına Bay Byrne'de.
- Mr Ramón de Miguel has already referred to Bulgaria and Romania on behalf of the Spanish Presidency.
- Bay Ramón de Miguel İspanya Dönem Başkanlığı adına Bulgaristan ve Romanya'ya atıfta bulunmuştur.
- Mr Poettering has made it clear here that it has already begun.
- Bay Poettering burada bunun çoktan başladığını açıkça belirtmiştir.
- Mr von Wogau said that the next stage would be a political union.
- Bay von Wogau bir sonraki aşamanın siyasi birlik olacağını söyledi.
- Mr Perry is making demands of the Commission for an inquiry which he knows the Commission cannot make.
- Bay Perry, Komisyonun yapamayacağını bildiği bir soruşturma için Komisyon'dan taleplerde bulunmaktadır.
- Mr Katiforis has enjoined the Commission to be cautious.
- Bay Katiforis Komisyon'u ihtiyatlı olmaya davet etmiştir.
- Mr Van Hecke's report focuses on terrorism and modern slavery.
- Bay Van Hecke'nin raporu terörizm ve modern köleliğe odaklanıyor.
- Mr Rothley is to be complimented once again on his wisdom and competence.
- Bay Rothley'e bilgeliği ve yetkinliği için bir kez daha iltifat etmek gerekir.
- Mr Crowley has the floor for a supplementary question.
- Bay Crowley ek soru sormak için söz aldı.
- Mr Adam calls the approach of the British government a great success.
- Bay Adam İngiliz hükümetinin yaklaşımını büyük bir başarı olarak nitelendiriyor.
- Mr Van den Bos said there is too much monoculture and too little food security.
- Bay Van den Bos, çok fazla monokültür ve çok az gıda güvenliği olduğunu söyledi.
- Mr de Palacio has the floor on behalf of the Commission.
- Söz sırası Komisyon adına Bay de Palacio'da.
- Mr Martinez is right on this point.
- Bay Martinez bu noktada haklı.
- Mr Färm had also addressed the question of whether an understanding might already be reached on these.
- Bay Färm ayrıca bu konuda bir anlaşmaya varılıp varılamayacağı sorusuna da değinmiştir.
- Mr Wijkman had a solution involving mushrooms.
- Bay Wijkman'ın mantarlı bir çözümü vardı.
- Mr Harbour spoke of the possibility of the ship sinking.
- Bay Harbour geminin batma ihtimalinden bahsetti.
- Mr Lamassoure's report is a good one both in terms of methodology and substance.
- Bay Lamassoure'un raporu hem metodoloji hem de içerik açısından iyi bir rapor.
- Mr Bolkestein has not said if it intends to do so.
- Bay Bolkestein bunu yapmaya niyetli olup olmadığını söylememiştir.
- Mr Cunha has the floor on a point of order.
- Bay Cunha bir emir üzerine söz aldı.
- Mr Alan Cole from Liskeard suffers from Parkinson's Disease.
- Liskeard'dan Bay Alan Cole Parkinson hastası.
- Mr Bourlanges can say what he likes in his explanation of vote.
- Bay Bourlanges oy açıklamasında istediğini söyleyebilir.
- Mr Ortuondo Larrea, could you please be as brief as possible.
- Bay Ortuondo Larrea, lütfen mümkün olduğunca kısa konuşur musunuz?
- Mr Bonde, I have not gone into the issue of competencies.
- Bay Bonde, ben yetkinlikler konusuna girmedim.
- Mr Crowley, the different roles that we play here explain our different accounts of the situation.
- Bay Crowley, burada oynadığımız farklı roller, duruma ilişkin farklı açıklamalarımızı açıklamaktadır.
- Mr Onesta gave us a very useful piece of paper yesterday.
- Bay Onesta dün bize çok faydalı bir kağıt parçası verdi.
- Mr MacCormick has the floor.
- Söz Bay MacCormick'te.
- Mr Pomés Ruiz's report has increased cohesion.
- Bay Pomés Ruiz'in raporu uyumu arttırmıştır.
- Mr Titley, I am sure you are much more eloquent in these matters than I would be.
- Bay Titley, bu konularda benden çok daha iyi konuştuğunuza eminim.
- Mr Mussa very kindly stood in for us at a meeting yesterday.
- Bay Mussa dünkü toplantıda çok nazik bir şekilde bizim yerimize konuştu.
- Mr Wynn, the Committee on Budgets chairman, will open the debate.
- Müzakereyi Bütçe Komisyonu Başkanı Bay Wynn açacak.
- Mr Radwan spoke about CESAR and asked how CESAR was working.
- Bay Radwan CESAR hakkında konuştu ve CESAR'ın nasıl çalıştığını sordu.
- Mr Duisenberg, I had a small supplementary question to ask you.
- Bay Duisenberg, size sormak istediğim küçük bir ek sorum var.
- Mr Mugabe is leaving for a trip abroad with his entourage, and you are well aware of it.
- Bay Mugabe maiyetiyle birlikte bir yurtdışı seyahatine çıkıyor ve siz de bunun farkındasınız.
- Mr Corbett, does 144 fall in consequence of adopting 142?
- Bay Corbett, 142'nin kabul edilmesinin sonucu olarak 144 düşüyor mu?
- Mr Crowley has the floor on a point of order.
- Söz sırası Bay Crowley'de.
- Mr Verheugen has every reason to be pleased with the great job he has done.
- Bay Verheugen'in yaptığı harika işten memnun olmak için her türlü nedeni var.
- Mr Bourlanges said that he was moving a point of order, but he was, in fact, speaking in favour.
- Bay Bourlanges bir yöntem sorunu olduğunu öne sürdüğünü ama aslında lehte konuşuyordu.
- Mr Ortuondo Larrea, you are absolutely right.
- Bay Ortuondo Larrea, kesinlikle haklısınız.
- Mr Wynn, you commented that the Commission proposal is not based on assessments, it is based on availability.
- Bay Wynn, Komisyon önerisinin değerlendirmelere değil, mevcudiyete dayandığını söylediniz.
- Mr Pérez Royo represents the view of the committee on this.
- Bay Pérez Royo bu konuda komitenin görüşünü temsil etmektedir.
- Mr Bonde is fully aware of the deadline set for this work.
- Bay Bonde bu iş için belirlenen son tarihin tamamen farkındadır.
- Mr Corbett has the floor for a point of order.
- Söz hakkı Bay Corbett'te.
- Mr Wynn touched upon this.
- Bay Wynn buna değindi.
- Mr Haarder, I shall, of course, take note of your comments.
- Bay Haarder, yorumlarınızı elbette dikkate alacağım.
- Mr Watson made a rather shabby and silly remark about the United Kingdom.
- Bay Watson Birleşik Krallık hakkında oldukça perişan ve aptalca bir yorumda bulundu.
- Mr de Miguel has the floor.
- Söz Bay de Miguel'de.
- Mr Prodi is entitled to cross the bridges of his choice rather than the ones you build.
- Bay Prodi sizin kurduğunuz köprülerden değil, kendi seçtiği köprülerden geçme hakkına sahiptir.
- Mr Helmer, we have, I think, discussed the matter in detail.
- Bay Helmer, sanırım bu konuyu detaylı bir şekilde tartıştık.
- Mr Crowley has the floor for a brief point of order.
- Bay Crowley kısa bir açıklama yapmak için söz aldı.
- Mr Papayannakis, I have given you all the information I have.
- Bay Papayannakis, size elimdeki tüm bilgileri verdim.
- I have taken good note of what you have said, Mr. Harbour.
- Söylediklerinizi çok iyi not ettim, Bay Harbour.
- Mr Pirker's report deplores family reunification.
- Bay Pirker'in raporu aile birleşiminden üzüntü duyuyor.
- Mr De Rossa said that the national carrier is as sacred as the national anthem.
- Bay De Rossa, ulusal taşıyıcının ulusal marş kadar kutsal olduğunu söyledi.
- Mr Maaten, the rapporteur, wanted, and still wants, to abolish this directive.
- Raportör Bay Maaten, bu direktifin kaldırılmasını istedi ve hala da istiyor.
- Mr Galeote Quecedo, you have the floor.
- Bay Galeote Quecedo, söz sizde.
- Mr Lund suggested that the colouring agents are added to unprocessed food.
- Bay Lund, renklendirici maddelerin işlenmemiş gıdalara eklendiğini öne sürmüştür.
- Mr Patten intimates what might be the shape of that dialogue.
- Bay Patten bu diyaloğun şeklinin ne olabileceğini ima ediyor.
- Mr Stevenson quoted a number of figures.
- Bay Stevenson bir dizi rakamdan bahsetti.
- Mr Eric Rouleau, the former French Ambassador, speaks of slow-motion genocide.
- Eski Fransız Büyükelçisi Bay Eric Rouleau, ağır çekim soykırımdan bahsetmektedir.
- Mr Barón Crespo is right that we did not want it.
- Bay Barón Crespo bunu istemediğimiz konusunda haklı.
- Mr Bolkestein was evidently fairly surprised by this proposal when we discussed it in the committee.
- Komitede görüştüğümüzde Bay Bolkestein'in bu teklif karşısında oldukça şaşırdığı görülüyordu.
- Mr de Gaulle was happy to pour contempt on the idea of subsidiarity.
- Bay de Gaulle, yetki ikamesi fikrini küçümsemekten mutluluk duyuyordu.
- Mr Nielson cannot be present today since he is in South Africa.
- Bay Nielson Güney Afrika'da bulunduğu için bugün burada bulunamayacaktır.
- Mr Sakellariou, it is very simple.
- Bay Sakellariou, bu çok basit.
- Mr Haarder also mentioned how Kaliningrad will be a topic of discussion in Brussels.
- Bay Haarder ayrıca Kaliningrad'ın Brüksel'de nasıl bir tartışma konusu olacağından da bahsetti.
- Mr Mann has made it unnecessary for me to reiterate this.
- Bay Mann bunu tekrarlamama gerek bırakmadı.
- Mr Corbett is today proposing that we anticipate the ratification of the Treaty of Nice.
- Bay Corbett bugün Nice Antlaşması'nın onaylanmasını beklememizi öneriyor.
- Mr Harbour commented on services.
- Bay Harbour hizmetler hakkında yorum yaptı.
- Mr Rübig, your supplementary question.
- Bay Rübig, ek sorunuz.
- Mr Rübig, as I said, I understand your concerns very well.
- Bay Rübig, dediğim gibi, endişelerinizi çok iyi anlıyorum.
- Mr Bouwman mentioned an example from the one where he lives.
- Bay Bouwman yaşadığı yerden bir örnek verdi.
- Mr Bushill-Matthews, would you accept the title of 'charming provocateur'?
- Bay Bushill-Matthews, 'büyüleyici provokatör' unvanını kabul eder misiniz?
- Mr Bullmann was quite right to point out the progress made in this area.
- Bay Bullmann bu alanda kaydedilen ilerlemeye işaret etmekte oldukça haklıydı.
- Mr Imbeni's entry into the ranks of expounders of explanations of vote.
- Bay Imbeni'nin oy açıklamalarının açıklayıcıları arasına katılması.
- Mr McMillan-Scott, you may well believe that I have not acted in the proper manner.
- Bay McMillan-Scott, doğru şekilde hareket etmediğime inanıyor olabilirsiniz.
- Mr Khanbhai has agreed to over 75 per cent of the amendments that have been tabled.
- Bay Khanbhai, sunulan değişikliklerin yüzde 75'inden fazlasını kabul etmiştir.
- Mr Nassauer spoke to me about it in person.
- Bay Nassauer benimle bu konu hakkında şahsen konuştu.
- Mr Davies, B&Q/Kingfisher will be able to continue to use their labelling scheme.
- Bay Davies, B&Q/Kingfisher etiketleme programını kullanmaya devam edebilecek.
- Mr Olsson wants the FBO to be, in effect, the monitoring agency.
- Bay Olsson, FBO'nun fiilen izleme ajansı olmasını istiyor.
- Mr Khanbhai is once again proving to be an effective champion for developing countries.
- Bay Khanbhai bir kez daha gelişmekte olan ülkeler için etkili bir şampiyon olduğunu kanıtlıyor.
- Mr Morillon's report gives a very clear boost to this.
- Bay Morillon'un raporu buna çok açık bir destek vermektedir.
- Mr Mugabe is a figure who has survived the loss of two elections , the moral victor being the opposition.
- Bay Mugabe, ahlaki galibi muhalefet olan iki seçim kaybından sonra hayatta kalmayı başarmış bir şahsiyettir.
- Mr Mulder referred to the Food and Veterinary Office.
- Bay Mulder Gıda ve Veterinerlik Ofisi'ne atıfta bulundu.
- Mr Titford could, at any time, have suggested amendments to me.
- Bay Titford istediği zaman bana değişiklik önerisinde bulunabilirdi.
- Mr Scheibenbogen writes to me regularly.
- Bay Scheibenbogen bana düzenli olarak yazıyor.
- Mr Lehne has referred to them.
- Bay Lehne bunlardan bahsetti.
- I agree that it is a very good idea, Mr. Purvis.
- Bunun çok iyi bir fikir olduğuna katılıyorum, Bay Purvis.
- Mr Haarder is well aware of this.
- Bay Haarder bunun gayet iyi farkında.
- Mr Ârok is right to say that we are that much wiser now as regards the docking of pigs' tails.
- Bay Ârok, domuzların kuyruklarının kesilmesi konusunda artık çok daha bilinçli olduğumuzu söylemekte haklıdır.
- Mr Alavanos, I take very good note.
- Bay Alavanos, bunları dikkatle not etmekteyim.
- Mr Sylla was not one of the authors of the resolution.
- Bay Sylla önergenin yazarlarından biri değildi.
- Mr Hatzidakis, that was not a point of order.
- Bay Hatzidakis, bu bir gündem konusu değildi.
- Mr van Velzen mentioned Amendment No 34.
- Bay van Velzen 34 sayılı Değişiklikten bahsetti.
- Mr Bolkestein has agreed to have studies carried out into a number of points.
- Bay Bolkestein bazı noktalarda çalışmalar yapılmasını kabul etmiştir.
- Mr Lamassoure's report is very interesting.
- Bay Lamassoure'un raporu çok ilginç.
- Mr Posselt, I promise you that this will be the last time.
- Bay Posselt, size söz veriyorum bu son olacak.
- Mr Fatuzzo, it would have been a pity to let the opportunity pass.
- Bay Fatuzzo, bu fırsatı kaçırmak yazık olurdu.
- Mr Bourlanges' report will contribute significantly to this.
- Bay Bourlanges'in raporu buna önemli katkı sağlayacaktır.
- Mr Perry is making demands of the Commission for an inquiry which he knows the Commission cannot make.
- Bay Perry, Komisyon'un yapamayacağını bildiği bir soruşturma için Komisyon'dan taleplerde bulunmaktadır.
- Mr Berthu has the floor for a point of order.
- Bay Berthu'nun söz hakkı var.
- Mr Oostlander's report describes the many shortcomings that exist in all areas.
- Bay Oostlander'in raporu, tüm alanlarda var olan pek çok eksikliği tanımlamaktadır.
- Mr McCartin is far too polite to make any such accusation.
- Bay McCartin böyle bir suçlamada bulunmayacak kadar kibardır.
- Mr Deva himself refers to eastern Asia, which has experienced a tremendous economic upturn.
- Bay Deva'nın kendisi de muazzam bir ekonomik yükseliş yaşayan Doğu Asya'ya atıfta bulunmaktadır.
- Mr von Wogau asked me at lunchtime today what the Socialists really want.
- Bay von Wogau bugün öğle yemeğinde bana Sosyalistlerin gerçekten ne istediğini sordu.
- Mr Wieland, a point of order in the middle of the vote?
- Bay Wieland, oylamanın ortasında bir sorun mu var?
- We're at peace with france, Mr. Bush.
- Fransa ile barış ilişkileri içindeyiz, Bay Bush.
- Did you see where Mr. Flaherty put the flash drive?
- Bay Flaherty'nin flaş belleği nereye koyduğunu gördün mü?
- We're at peace with france, Mr. Bush.
- Fransa ile barış halindeyiz, Bay Bush.
- Just come down, Mr Lamb.
- Aşağı inin, Bay Lamb.
- Come down with me and talk to Mr. Williams.
- Benimle aşağı gel ve Bay Williams'la konuş.
- To avoid losing face, Mr. Xu would not fetch the gruel himself.
- Bay Xu, itibarını kaybetmemek için yulaf ezmesini kendisi getirmez.
- So, Mr. Medicine Man, how would you like to taste your own medicine?
- Peki, Bay büyücü doktor, kendi ilacınızı tatmaya ne dersiniz?
- Your memory, for once, serves you ill, Mr Myers.
- Bu defa hafızanız sizi yanıltıyor, Bay Myers.
- Mr. Morris Morrison, check-out time is by 10:00 a.m.
- Bay Morris Morrison, çıkış saati sabah 10:00.
- A farewell party was held in honor of Mr Smith.
- Bay Smith'in onuruna bir veda partisi düzenlendi.
- Mr Johnson is older than I thought he was.
- Bay Johnson düşündüğümden de yaşlıymış.
- The horse that won the race was owned by Mr Johnson.
- Yarışı kazanan atın sahibi Bay Johnson'dı.
- When Mr Jones gets old, he will hand over his business to his son.
- Bay Jones yaşlandığı zaman, işini oğluna devredecek.
- And he worked very hard for Mr Wood.
- Ve o, Bay Wood için çok sıkı çalıştı.
- And he worked very hard for Mr Wood.
- Ve Bay Wood için çok çalıştı.
- Old Mr Smith is saving as much money as he can.
- Yaşlı Bay Smith olabildiğince çok para biriktiriyor.
- Mr Sano speaks French with great fluency.
- Bay Sano büyük bir akıcılık ile Fransızca konuşuyor.
- Mr Brown is looked up to by all the students.
- Bay Brown, tüm öğrenciler tarafından örnek alınır.
- Mr Brown is looking for his own glasses.
- Bay Brown kendi gözlüklerini arıyor.
- The house whose roof you can see is Mr Baker's.
- Çatısını görebildiğin ev Bay Baker'indir.
- The telephone is out of order, Mr Tamori.
- Telefon bozuk, Bay Tamori.
- I haven't seen anything of Mr Kimura lately.
- Son zamanlarda Bay Kimura'yı hiç görmedim.
- Mr Smith is a softly-spoken person.
- Bay Smith tatlı konuşan biridir.
- This land belongs to Mr Ikeda.
- Bu arazi Bay Ikeda'ya ait.
- Do you know Mr Bingley?
- Bay Bingley'i biliyor musunuz?
- Mr Sato ran a supermarket in his hometown before he came to Tokyo.
- Tokyo'ya gelmeden önce, Bay Sato memleketinde bir süpermarket çalıştırdı.
- Allow me to introduce Mr Kato to you.
- İzin verin size Bay Kato'yu tanıtayım.
- Mr Jones said something then.
- Bay Jones, o zaman bir şey söyledi.
- Do you know Mr Bingley?
- Bay Bingley'i tanıyor musun?
- Mr Davis looks very tired.
- Bay Davis çok yorgun görünüyor.
- Why don't you ask Mr White?
- Neden Bay White'a sormuyorsun?
- May I present Mr Johnson to you?
- Bay Johnson'ı size tanıtabilir miyim?
- Is Mr Parker in today?
- Bay Parker bugün burada mı?
- Mr Kojima had a smoke after breakfast.
- Bay Kojima kahvaltıdan sonra sigara içti.
- I got the secret out of Mr Yoshida.
- Sırrı Bay Yoshida'dan aldım.
- This house belongs to Mr Yamada.
- Bu ev Bay Yamada'ya aittir.
- It is said that Mr Jones is a good teacher.
- Bay Jones'un iyi bir öğretmen olduğu söyleniyor.
- The doctor told Mr Smith to give up smoking.
- Doktor, Bay Smith'e sigara içmeyi bırakmasını söyledi.
- Mr Kaifu is used to making speeches in public.
- Bay Kaifu topluluk önünde konuşma yapmaya alışkındır.
- I made several calls to Mr Yamada's residence, but no one answered the calls.
- Birkaç defa Bay Yamada'nın evini aradım fakat hiç kimse telefona cevap vermedi.
- Do you remember Mr Saito?
- Bay Saito'yu hatırlıyor musun?
- I recognized Mr Jones at first glance.
- İlk bakışta Bay Jones'u tanıdım.
- Mr Miyake showed me lots of places during my stay in Kurashiki.
- Bay Miyake Kurashiki'de kaldığım süre boyunca bana birçok yer gösterdi.
- Do you know Mr Takahashi?
- Bay Takahashi'yi tanıyor musunuz?
- Mr Kennedy was inaugurated as the President of the United States.
- Bay Kennedy, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı olarak göreve başladı.
- Please put me through to Mr Black.
- Lütfen beni Bay Black'e bağlayın.
- Mr Kinoshita left his glasses behind in the office yesterday evening.
- Bay Kinoshita dün akşam gözlüklerini ofiste unutmuş.
- Mr Johnson is not a scholar but a poet.
- Bay Johnson bir bilim adamı değil, bir şairdir.
- It is believed that Mr Jones is a good teacher.
- Bay Jones'un iyi bir öğretmen olduğuna inanılır.
- Please put me through to Mr Smith.
- Lütfen beni Bay Smith'e bağla.
- It seems that Mr Hatoyama is living in company housing.
- Görünüşe göre Bay Hatoyama şirket konutlarında yaşıyor.
- Mr Brown teaches at Harvard.
- Bay Brown, Harvard'da öğretmenlik yapıyor.
- Mr and Mrs Jones pay their servants every week.
- Bay ve Bayan Jones hizmetçilerine her hafta ödeme yapıyor.
- Mr Hopkins spoke in such a loud voice that I could hear him upstairs.
- Bay Hopkins öyle bir yüksek sesle konuştu ki onu üst kattan duyabilidim.
- Mr Johnson is, as it were, a walking dictionary.
- Bay Johnson, deyim yerindeyse, yürüyen bir sözlük.
- She is secretary to Mr Uda.
- O Bay Uda'nın sekreteridir.
- Mr Smith is a good teacher.
- Bay Smith iyi bir öğretmen.
- Mr Johnson is a rich man.
- Bay Johnson zengin bir adamdır.
- Mr Yamaha gave some walnuts to a beggar.
- Bay Yamaha bir dilenciye biraz ceviz verdi.
- Don't forget to ask after Mr Long's wife when you see him.
- Onu gördüğünde Bay Long'un karısının hatırını sormayı unutma.
- There is a Mr Ito who wants to see you.
- Seni görmek isteyen bir Bay Ito var.
- Mr Mitchel demanded that I pay the rest of the money by the end of the week.
- Bay Mitchel paranın kalanını hafta sonuna kadar ödememi istedi.
- Someone called Mr Dell is waiting for you in your office, Mrs Stevens.
- Bayan Stevens, Bay Dell adlı biri ofisinizde sizi bekliyor.
- I tried to call Mr Smith, but the line was busy.
- Bay Smith'e ulaşmaya çalıştım ama hat meşguldü.
- Mr Brown is not as old as he looks.
- Bay Brown, göründüğü kadar yaşlı değil.
- Let me introduce Mr Sato to you.
- Bay Sato'yu sizinle tanıştırayım.
- I think he is Mr Brown.
- Onun Bay Brown olduğunu düşünüyorum.
- Mr Smith, as I knew him, was a modest man.
- Bay Smith, benim tanıdığım kadarıyla mütevazı bir adamdı.
- Mr Johnson insists on his theory.
- Bay Johnson teorisinde ısrar ediyor.
- Mr Brown belongs to the upper class.
- Bay Brown, üst sınıfa aittir.
- Mr Thomas is a very able teacher.
- Bay Thomas, gerçekten çok yetenekli bir öğretmen.
- I took him for Mr Brown.
- Onu Bay Brown sandım.
- Mr Wright speaks Japanese as if it were his mother tongue.
- Bay Wright Japonca'yı ana dili gibi konuşuyor.
- Mr Brown is jealous of his colleague's success.
- Bay Brown meslektaşının başarısını kıskanıyor.
- Mr Hirayama is a very good teacher.
- Bay Hirayama çok iyi bir öğretmendir.
- Mr Jones hasn't been here as far as I know.
- Bildiğim kadarıyla Bay Jones burada bulunmadı.
- I ran into Mr Lynch on the bus.
- Otobüste Bay Lynch ile karşılaştım.
- Mr Newman often comes to Japan.
- Bay Newman sık sık Japonya'ya gelir.
- I'd like to see Mr Kosugi.
- Ben Bay Kosugi'yi görmek istiyorum.
- Mr Brown is looked up to by all the students.
- Öğrencilerin hepsi, Bay Brown'a saygı duyuyor.
- Mr Kennedy pointed out our mistakes.
- Bay Kennedy hatalarımızı gösterdi.
- Mr White is about my age.
- Bay White, yaklaşık benim yaşımda.
- Is Mr Yamada a physics or a chemistry teacher?
- Bay Yamada fizik mi yoksa kimya öğretmeni mi?
- Try to be as polite as you can before Mr Green.
- Bay Green'in önünde olabildiğince kibar olmaya çalışın.
- Can I speak to Mr Sato?
- Bay Sato ile konuşabilir miyim?
- She took me for Mr Tamori.
- Beni Bay Tamori zannetti.
- Mr Smith is a softly-spoken person.
- Bay Smith tatlı dilli bir insandır.
- What train is Mr Takase coming on?
- Bay Takase hangi trenle geliyor?
- Mr Umemura teaches us English.
- Bay Umemura bize İngilizce öğretiyor.
- I suggest that you see Mr White.
- Bay White'ı görmeni öneriyorum.
- Mr Brown speaks Japanese very well.
- Bay Brown, çok iyi Japonca konuşuyor.
- Mr Yamada, there's a call for you.
- Bay Yamada, sizin için bir çağrı var.
- My idea is that we should talk to Mr Brown.
- Benim fikrim, Bay Brown ile konuşmamız gerektiği yönünde.
- Mr Wood was like a father to Tony.
- Bay Wood, Tony için baba gibiydi.
- He is convinced that they will vote in favour of Mr Jones.
- Bay Jones lehine oy kullanacaklarına inanıyor.
- Mr Bush, principal of our school, graduated from Yale.
- Okulumuzun müdürü Bay Bush, Yale'den mezun.
- Mr Thompson had lived in Tokyo for two years before he went back to Scotland.
- Bay Thompson İskoçya'ya dönmeden önce iki yıl Tokyo'da yaşadı.
- Mr White appeared for him in court.
- Bay White onu temsilen mahkemeye çıktı.
- Mr Kennedy was inaugurated as the President of the United States.
- Bay Kennedy, Birleşik Devletler Başkanı olarak göreve başladı.
- Mr Mitsue dropped in on me yesterday.
- Bay Mitsue dün bana uğradı.
- Mr White made a few comments on my speech.
- Bay White konuşmamla ilgili birkaç yorum yaptı.
- Mr Jones is very sensitive to the nuances of English and American usage.
- Bay Jones, İngiliz ve Amerikan kullanımları arasındaki nüanslara çok duyarlıdır.
- Mr Hawk is a kind gentleman.
- Bay Hawk, kibar bir beyefendidir.
- He remembers Mr Black's car.
- Bay Black'in arabasını hatırlıyor.
- Mr Brown belongs to the upper class.
- Bay Brown, üst sınıfa mensuptur.
- Mr Yoshida never breaks his promise.
- Bay Yoshida asla sözünden Dönmez.
- Mrs and Mr Kent preferred to go to the mountains last summer.
- Bayan ve Bay Kent geçen yaz dağa gitmeyi tercih ettiler.
- Correct the mistake and return the file to Mr Luxemburg.
- Hatayı düzeltin ve dosyayı Bay Luxemburg'a iade edin.
- Time violation warning, Mr Djokovic.
- Zaman ihlali uyarısı, Bay Djokovic.
- Mr Brown gave me your name.
- Bay Brown, bana senin adını verdi.
- I tried to call Mr Smith, but the line was busy.
- Bay Smith'i aramaya çalıştım ama hat meşguldü.
- Mr Brown was acting in the capacity of ambassador.
- Bay Brown büyükelçi sıfatıyla hareket ediyordu.
- A Mr Miller wants to see you.
- Bay Miller adında biri sizi görmek istiyor.
- Is Mr Ozawa going to be the next manager?
- Bay Ozawa sonraki yönetici olacak mı?
- I would like to see Mr Holmes.
- Bay Holmes'u görmek istiyorum.
- Mr Ogata, the author of this book, used to be a newspaperman.
- Bu kitabın yazarı Bay Ogata eskiden bir gazeteciymiş.
- Mr Hashimoto was confused by Ken's question.
- Ken'in sorusuyla Bay Hashimoto'nun kafası karıştı.
- You had a phone call from Mr Takakura.
- Bay Takakura'dan bir telefon aldınız.
- Is Mr Sato good at literature?
- Bay Sato edebiyatta iyi mi?
- Mr Smith is a good teacher.
- Bay Smith iyi bir öğretmendir.
- This land belongs to Mr Ikeda.
- Bu bölge Bay Ikeda'ya aittir.
- Mr Yoshida is at home in French history.
- Bay Yoshida Fransız tarihine aşinadır.
- Mr Smith studied Chinese history.
- Bay Smith Çin tarihi okudu.
- Mr Hobson shut the shop and went home.
- Bay Hobson, dükkanı kapatıp evine gitti.
- Don't forget to ask after Mr Long's wife when you see him.
- Bay Long'u gördüğünüzde karısını sormayı unutmayın.
- She took me for Mr Tamori.
- O beni Bay Tamori sandı.
- Mr White has gone to Canada.
- Bay White Kanada'ya gitti.
- When Mr Jones gets old, he will hand over his business to his son.
- Bay Jones yaşlandığında, işini oğluna devredecektir.
- Mr Brown is not as old as he looks.
- Bay Brown, göründüğü kadar yaşlı değildir.
- Mr Johnson is older than I thought he was.
- Bay Johnson benim düşündüğümden daha yaşlı.
- May I present Mr Johnson to you?
- Bay Johnson'ı size takdim edebilir miyim?
- Mr Togawa was nominated for mayor.
- Bay Togawa belediye başkanlığı için aday olarak gösterildi.
- Mr Kato was too old to work any longer.
- Bay Kato artık çalışmak için çok yaşlıydı.
- Mr Tanaka is a friend of ours.
- Bay Tanaka bizim bir arkadaşımız.
- Mr Gomez didn't excuse me for my mistake.
- Bay Gomez hatam için beni affetmedi.
- A Mr Marconi wants to see you.
- Bay Marconi diye biri sizi görmek istiyor.
- Mr Sato was standing on top of a boulder.
- Bay Sato bir kayanın tepesinde duruyordu.
- You had a phone call from Mr Takakura.
- Bay Takakura'dan size bir telefon çağrısı geldi.
- Mr Yoshida is at home in French history.
- Bay Yoshida Fransız tarihini çok iyi bilir.
- Mr and Mrs Siqueira are Helena's parents.
- Bay ve Bayan Siqueira, Helena'nın anne ve babasıdır.
- When Mr Hilton wanted to sell his house, he advertised it in the newspaper.
- Bay Hilton, evini satmak isteyince, gazeteye ilan verdi.
- Mr Togawa was nominated for mayor.
- Bay Togawa belediye başkanlığına aday gösterildi.
- Why don't you ask Mr White?
- Neden Bay White'a sormuyorsunuz?
- I met Mr Smith on the street by accident.
- Rastlantı sonucu caddede Bay Smith'le karşılaştım.
- Mr White punished the boy for cheating on the examination.
- Bay White, sınavda kopya çektiği için çocuğu cezalandırdı.
- Mr White was the manager of a hotel in Springfield.
- Bay White, Springfield'da bir otelin müdürüydü.
- Mr Kinoshita left his glasses behind in the office yesterday evening.
- Bay Kinoshita gözlüklerini dün akşam ofiste bıraktı.
- Mr Smith made it a rule to take a walk every morning.
- Bay Smith, her sabah yürüyüşü bir kural haline getirdi.
- Mr Hashimoto is known to everyone.
- Bay Hashimoto herkes tarafından bilinir.
- I made several calls to Mr Yamada's residence, but no one answered the calls.
- Bay Yamada'nın evini birkaç kez aradım ama kimse cevap vermedi.
- The doctor told Mr Smith to give up smoking.
- Doktor, Bay Smith'e sigarayı bırakmasını söyledi.
- On the way to London Mr Higgins told Tom and Susie many interesting things.
- Londra'ya giderken Bay Higgins, Tom ve Susie'ye birçok ilginç şey anlattı.
- A lot of students look up to Mr Brown.
- Birçok öğrenci, Bay Brown'a saygı duyuyor.
- Mr Hawk is a kind gentleman.
- Bay Hawk, nazik bir beyefendidir.
- When Mr Hilton wanted to sell his house, he advertised it in the newspaper.
- Bay Hilton, evini satmak istediğinde, gazeteye ilan verdi.
- Mr Smith says he was born in New York, but that his wife comes from Japan.
- Bay Smith New York'ta doğduğunu ama eşinin Japonya'dan geldiğini söylüyor.
- Mr Brown always carries a book with him.
- Bay Brown her zaman yanında bir kitap taşır.
- Mr Kondo is the most hardworking in his company.
- Bay Kondo, şirketindeki en çalışkandır.
- Mr Ken Takakura just isn't used to his new job.
- Bay Ken Takakura yeni işine alışamadı.
- Mr Tanaka is a friend of ours.
- Bay Tanaka bizim arkadaşımızdır.
- Mr Smith is an acquaintance of hers.
- Bay Smith onun bir tanıdığı.
- Mr Hashimoto started the engine.
- Bay Hashimoto motoru çalıştırdı.
- I ran into Mr Lynch on the bus.
- Otobüste Bay Lynch'e rastladım.
- Did Mr Davis come to Japan to teach English?
- Bay Davis Japonya'ya İngilizce öğretmek için mi geldi?
- It was not long before Mr Yamazaki recovered.
- Bay Yamazaki'nin iyileşmesi uzun sürmedi.
- How well Mr Hirayama teaches!
- Bay Hirayama ne kadar iyi öğretiyor!
- Mr Sano speaks French with great fluency.
- Bay Sano Fransızcayı çok akıcı konuşur.
- This house belongs to Mr Yamada.
- Bu ev Bay Yamada'ya ait.
- Mr Hashimoto was puzzled by Ken's question.
- Bay Hashimoto'nun Ken'in sorusundan kafası karıştı.
- Allow me to introduce Mr Kato to you.
- Bay Kato'yu sizinle tanıştırmama izin verin.
- Mr White teaches us English.
- Bay White, bize İngilizce öğretir.
- Mr Takahashi gave us some homework.
- Bay Takahashi bize ev ödevi verdi.
- This is Mr Yasuda.
- Bu Bay Yasuda.
- Mr Smith, as I knew him, was a modest man.
- Bay Smith tanıdığım kadarıyla alçak gönüllü bir adamdı.
- Do you remember Mr Saito?
- Bay Saito'yu hatırlıyor musunuz?
- Mr Suzuki has three daughters.
- Bay Suzuki'nin üç kızı var.
- Mr Smith says he was born in New York, but that his wife comes from Japan.
- Bay Smith New York'ta doğduğunu ama eşinin Japonyalı olduğunu söylüyor.
- Mr Brown is her father.
- Bay Brown, onun babasıdır.
- Mr Sato ran a supermarket in his hometown before he came to Tokyo.
- Bay Sato Tokyo'ya gelmeden önce memleketinde bir süpermarket işletiyordu.
- My father has the same car as Mr Kimura's.
- Babamın arabası Bay Kimura'nınkiyle aynı.
- Mr Crouch, what do you do?
- Bay Crouch, ne iş yapıyorsunuz?
- A farewell meeting was held in honor of Mr Jones.
- Bay Jones'un onuruna bir veda toplantısı düzenlendi.
- Mr Brown teaches at Harvard.
- Bay Brown, Harvard'da ders veriyor.
- Tom learnt from Mr Ogawa that many people have scorn for the nouveau riche.
- Tom, Bay Ogawa'dan birçok insanın sonradan görmeleri küçümsediğini öğrendi.
- Mr Thompson had lived in Tokyo for two years before he went back to Scotland.
- Bay Thompson İskoçya'ya geri dönmeden önce iki yıl boyunca Tokyo'da yaşamıştı.
- Mr Johnson is self-employed and is in the business of repairing furniture.
- Bay Johnson serbest meslek sahibidir ve mobilya tamiriyle uğraşır.
- Mr Smith is now on duty.
- Bay Smith şu anda görevde.
- Mr Parker tried eating with chopsticks.
- Bay Parker çubuklarla yemeyi denedi.
- Tom learnt from Mr Ogawa that many people have scorn for the nouveau riche.
- Tom birçok insanın sonradan görme insanları küçümsediğini Bay Ogawa'dan öğrendi.
- Is Mr Johnson in?
- Bay Johnson içeride mi?
- Mr White's yard is large.
- Bay White'ın avlusu büyüktür.
- Mr White teaches us English.
- Bay White, bize İngilizce öğretiyor.
- Mr Parker tried eating with chopsticks.
- Bay Parker yemek çubuklarıyla yemeyi denedi.
- Mr Johnson is, as it were, a walking dictionary.
- Bay Johnson, adeta, yürüyen bir sözlüktür.
- Is Mr Brown a teacher?
- Bay Brown öğretmen mi?
- I hear she is a secretary to Mr Smith.
- Ben onun Bay Smith'in sekreteri olduğunu duydum.
- Mrs and Mr Kent preferred to go to the mountains last summer.
- Bay ve Bayan Kent geçen yaz dağlara gitmeyi tercih ediyordu.
- Mr Brown is in charge of our class.
- Bay Brown, sınıftan sorumlusu.
- Would you introduce me to your friend, Mr Murphy?
- Beni arkadaşınız Bay Murphy ile tanıştırır mısınız?
- Mr Jordan was a little surprised.
- Bay Jordan biraz şaşırdı.
- A Mr Brown wants you on the phone.
- Bay Brown diye biri sizi telefona istiyor.
- Walking along the street, I met Mr Smith.
- Sokakta yürürken Bay Smith'e rastladım.
- The man we saw this morning was Mr Green.
- Bu sabah gördüğüm adam Bay Green'di.
- Mr Grey did not enjoy his job.
- Bay Grey işinden hoşlanmıyordu.
- You should keep in touch with Mr Smith.
- Bay Smith ile irtibat halinde olmalısınız.
- Mr Smith is too polite to say anything bad about others.
- Bay Smith, başkaları hakkında kötü bir şey söyleyemeyecek kadar kibardır.
- Mr Newman often comes to Japan.
- Bay Newman, sık sık Japonya'ya geliyor.
- Mr Nakamura is at home.
- Bay Nakamura evde.
- He had gone to the airport to meet Mr West.
- Bay West'i karşılamak için havaalanına gitmişti.
- Mr Bush, principal of our school, graduated from Yale.
- Bay Bush, okulumuzun müdürü, Yale'den mezun.
- Mr Ou has come to Japan to study Japanese.
- Bay Ou Japonya'ya Japonca öğrenmek için geldi.
- Mr Wood didn't have any kids.
- Bay Wood'un hiç çocuğu yoktu.
- Mr Tom Jones has agreed to serve as the project leader for this new work item.
- Bay Tom Jones, bu yeni iş için proje lideri olarak görev yapmayı kabul etti.
- We will visit Mr Smith tomorrow.
- Yarın Bay Smith'i ziyaret edeceğiz.
- Mr Johnson was concerned about the amount of money that was being lost because of careless management.
- Bay Johnson, dikkatsiz yönetim nedeniyle kaybedilen para miktarı konusunda endişeliydi.
- It seems that Mr Tanaka has passed the exam.
- Bay Tanaka sınavı geçti gibi görünüyor.
- Mr Johnson's was a large room.
- Bay Johnson'ın odası geniş bir odaydı.
- This is the letter written by Mr Brown.
- Bu Bay Brown tarafından yazılmış olan mektup.
- Hello, are you Mr Ogawa?
- Merhaba, siz Bay Ogawa mısınız?
- I got the secret out of Mr Yoshida.
- Bay Yoshida'dan sırrı aldım.
- Mr Suzuki teaches us English.
- Bay Suzuki bize İngilizce öğretiyor.
- Mr Hirayama teaches very well.
- Bay Hirayama çok iyi öğretiyor.
- Mr Johnson is self-employed and is in the business of repairing furniture.
- Bay Johnson serbest meslek sahibi ve mobilya tamiri işiyle uğraşıyor.
- Mr and Mrs Jones pay their servants every week.
- Bay ve Bayan Jones her hafta hizmetçilerine ödeme yapar.
- I heard John speak to Mr Brown.
- John'un Bay Brown'la konuştuğunu duydum.
- Walking along the street, I met Mr Smith.
- Cadde boyunca yürürken Bay Smith ile karşılaştım.
- Mr Mitchel demanded that I pay the rest of the money by the end of the week.
- Bay Mitchel geri kalan parayı hafta sonuna kadar ödememi talep etti.
- Mr Brown always carries a book.
- Bay Brown her zaman bir kitap taşır.
- Is Mr Nakamura at home?
- Bay Nakamura evde mi?
- Mr Wood was like a father to Tony.
- Bay Wood, Tony için bir baba gibiydi.
- Mr Sato was standing on top of a boulder.
- Bay Sato bir kayanın üstünde duruyordu.
- My idea is that we should talk to Mr Brown.
- Benim fikrim, Bay Brown'la konuşmamız gerektiğidir.
- Mr Brown is a doctor.
- Bay Brown, bir doktor.
- Mr Yoshida directed me to come at once.
- Bay Yoshida beni hemen gelmem için yönlendirdi.
- I would like to see Mr Holmes.
- Bay Holmes'i görmek istiyorum.
- Mr Mailer is to stay here till tomorrow.
- Bay Mailer yarına kadar burada kalacak.
- Mr Ford owns this land.
- Bay Ford bu arazinin sahibi.
- Mr Hirose teaches the students English grammar.
- Bay Hirose öğrencilerine İngilizce dil bilgisi öğretiyor.
- Is this Mr Crouch?
- Bay Crouch mu acaba?
- The man that you saw there yesterday was Mr Brown.
- Dün orada gördüğün adam Bay Brown idi.
- The boss asked Mr Brown to take charge of the office while she was away.
- Patron, Bay Brown'dan kendisi yokken ofisin sorumluluğunu almasını istedi.
- Mr Basri loves his wife.
- Bay Basri karısını sever.
- Mr Ogata, the author of this book, used to be a newspaperman.
- Bu kitabın yazarı Bay Ogata eskiden gazeteciydi.
- The boss asked Mr Brown to take charge of the office while she was away.
- Patron, Bay Brown'dan kendisi yokken işyerinin sorumluluğunu almasını istedi.
- Mike visited Mr Ogaki, who is our principal.
- Mike müdürümüz Bay Ogaki'yi ziyaret etti.
- Mr Tanaka is a chivalrous man.
- Bay Tanaka şövalye ruhlu bir adamdır.
- Mr Ford is what is called a self-made man.
- Bay Ford, kendi kendini yetiştirmiş bir adam.
- Mr Yamada, you are wanted on the phone.
- Bay Yamada, telefonda bekleniyorsunuz.
- Mr Hunt is principal of our school.
- Bay Hunt okulumuzun müdürü.
- I saw a huge dog lying in front of Mr Hill's house.
- Bay Hill'in evinin önünde yatan dev bir köpek gördüm.
- Mr Smith has lived in Kyoto for three years.
- Bay Smith üç yıldır Kyoto'da yaşıyor.
- I'd like to see Mr Kosugi.
- Bay Kosugi'yi görmek istiyorum.
- Mr and Mrs Siqueira are Helena's parents.
- Bay ve Bayan Siqueira Helena'nın ebeveynleridir.
- Would you introduce me to your friend, Mr Murphy?
- Beni arkadaşın bay Murphy ile tanıştırır mısın?
- Mr Thomas is a very able teacher.
- Bay Thomas, çok yetenekli bir öğretmen.
- Mr Ichiro Fukuoka, a close friend of mine, would very much like to meet you.
- Benim yakın arkadaşım olan Bay Ichiro Fukuoka seninle tanışmayı çok ister.
- Mr White was the manager of a hotel in Springfield.
- Bay White, Springfield'taki bir otelin müdürüydü.
- Mr Hobson shut the shop and went home.
- Bay Hobson, dükkanı kapattı ve eve gitti.
- Please put me through to Mr Smith.
- Lütfen beni Bay Smith'e bağlayın.
- Mr Kawabata writes a letter home every year.
- Bay Kawabata her yıl evine bir mektup yazıyor.
- Try to be as polite as you can before Mr Green.
- Bay Green'in önünde elinden geldiğince kibar olmaya çalış.
- Mr Hopkins spoke in such a loud voice that I could hear him upstairs.
- Bay Hopkins o kadar yüksek bir sesle konuştu ki onu üst kattan duyabildim.
- Mr Yoshida directed me to come at once.
- Bay Yoshida hemen gelmemi emretti.
- Mr Ou has come to Japan to study Japanese.
- Bay Ou Japonca okumak için Japonya'ya geldi.
- Mr David seems tired.
- Bay David yorgun görünüyor.
- I recognized Mr Jones at first glance.
- Bay Jones'u ilk bakışta tanıdım.
- Mr Miyake showed me lots of places during my stay in Kurashiki.
- Bay Miyake Kurashiki'de kaldığım sırada bana bir sürü yer gösterdi.
- He remembers Mr Black's car.
- O, Bay Black'in arabasını hatırlar.
- Mr Briggs is not a doctor, he is a vet.
- Bay Briggs doktor değil, veterinerdir.
- Will Mr Oka teach English?
- Bay Oka İngilizce öğretecek mi?
- Mr Ichiro Fukuoka, a close friend of mine, would very much like to meet you.
- Yakın bir arkadaşım olan Bay Ichiro Fukuoka sizinle tanışmayı çok istiyor.
- Mr Kennedy pointed out our mistakes.
- Bay Kennedy hatalarımıza dikkat çekti.
- The house whose roof you can see is Mr Baker's.
- Çatısı görülebilen ev Bay Baker'ın evi.
- Mr Turner bade farewell to his colleagues.
- Bay Turner, iş arkadaşlarıyla vedalaştı.
- Mr Ikeda wants to buy a new car.
- Bay Ikeda yeni bir otomobil almak istiyor.
- I feel exactly the same as Mr Isoda.
- Ben de Bay Isoda gibi hissediyorum.
- Mr White's yard is large.
- Bay White'ın bahçesi geniş.
- I heard John speak to Mr Brown.
- John'un Bay Brown ile konuştuğunu duydum.
- Mr Jordan was a little surprised.
- Bay Jordan biraz şaşırmıştı.
- Mr Smith was bereaved of his wife.
- Bay Smith, karısını kaybetti.
- Mr Hirayama teaches very well.
- Bay Hirayama çok iyi ders verir.
- Mr Turner bade farewell to his colleagues.
- Bay Turner, meslektaşlarına veda etti.
- Mr Yamada, there's a call for you.
- Bay Yamada, size bir telefon var.
- Mr Nakajima can, as well as English, speak fluent German.
- Bay Nakajima, İngilizcenin yanı sıra, akıcı Almanca konuşabilir.
- Mr Johnson's house is next to my house.
- Bay Johnson'ın evi benim evimin yanında.
- Mr Hirose teaches the students English grammar.
- Bay Hirose öğrencilere İngilizce gramer öğretiyor.
- Mr Smith is pleased at his son's success.
- Bay Smith, oğlunun başarısından memnun.
- Mr Crouch, what do you do?
- Bay Crouch, hangi işle meşgulsünüz?
- Everyone knows Mr Hashimoto.
- Herkes Bay Hashimoto'yu tanır.
- With the money Mr Johnson had saved, he would be able to live high on the hog when he retired.
- Bay Johnson biriktirdiği parayla, emekli olduğunda lüks içinde yaşayabilecekti.
- Mr Kondo is the most hardworking in his company.
- Bay Kondo şirketindeki en çalışkan kişidir.
- Mr Johnson is a rich man.
- Bay Johnson zengin bir adam.
- Mr Brown was ill back then.
- O zaman Bay Brown hastaydı.
- Mr Yamada, you are wanted on the phone.
- Bay Yamada telefona isteniyorsunuz.
- You should keep in touch with Mr Smith.
- Bay Smith'le iletişimde kalmalısın.
- It's true that the project is a difficult task, but Mr Hara will be able to bring it off.
- Projenin zor bir iş olduğu doğru ama Bay Hara bunu başarabilir.
- Old Mr Smith is saving as much money as he can.
- Yaşlı Bay Smith yapabildiği kadar çok para tasarrufu yapıyor.
- Mr Yoshida is too severe with his children.
- Bay Yoshida çocuklarına karşı çok serttir.
- Mr Norton is pleasant to work with.
- Bay Norton ile çalışmak çok keyifli.
- Mr Hirayama is a very good teacher.
- Bay Hirayama çok iyi bir öğretmen.
- Mr Tanaka is a chivalrous man.
- Bay Tanaka centilmen bir adamdır.
- I think he is Mr Brown.
- Sanırım o, Bay Brown.
- Tom's friends called him Mr Money Bags.
- Tom'un arkadaşları ona, Bay Para Çantası ismini taktı.
- We elected Mr Jordan chairperson.
- Bay Jordan'ı başkan olarak seçtik.
- Mr Brown was ill back then.
- Bay Brown o zamanlar hastaydı.
- I hear she is a secretary to Mr Smith.
- Bay Smith'in sekreteri olduğunu duydum.
- Hello, are you Mr Ogawa?
- Merhaba, Bay Ogawa mısınız?
- I'd like you to meet Mr Brown.
- Bay Brown'la tanışmanızı istiyorum.
- Mike visited Mr Ogaki, who is our principal.
- Mike, bizim müdürümüz olan Bay Ogaki'yi ziyaret etti.
- Mr Jones hasn't been here as far as I know.
- Bildiğim kadarıyla Bay Jones buraya hiç gelmedi.
- Mr White and I are not friends, only acquaintances.
- Bay White ve ben arkadaş değiliz, sadece tanışıklığımız var.
- Mr Kawabata writes a letter home every year.
- Bay Kawabata her yıl eve bir mektup yazar.
- Mr Kojima had a smoke after breakfast.
- Bay Kojima kahvaltıdan sonra bir sigara içti.
- I suggest that you see Mr White.
- Bay White'ı görmenizi öneririm.
- He was coming to the airport to meet Mr West.
- O, Bay West'i karşılamak için havaalanına geliyordu.
- Is Mr Ozawa going to be the next manager?
- Bir sonraki müdür Bay Ozawa mı olacak?
- A few months ago I received a call from Mr Lemond.
- Birkaç ay önce Bay Lemond'dan bir davet aldım.
- The man that you saw there yesterday was Mr Brown.
- Dün orada gördüğünüz adam Bay Brown'dı.
- He was coming to the airport to meet Mr West.
- Bay West'i karşılamak için havaalanına geliyordu.
- It seems that Mr Tanaka has passed the exam.
- Görünüşe göre Bay Tanaka sınavı geçmiş.
- It was a pleasure meeting you, Mr Tamori.
- Sizinle tanışmak bir zevkti, Bay Tamori.
- Mr Ikeda wants to buy a new car.
- Bay Ikeda yeni bir araba satın almak istiyor.
- Mr Brown left for England on May 15.
- Bay Brown, 15 Mayıs'ta İngiltere'ye gitti.
- The man we saw this morning was Mr Green.
- Bu sabah gördüğümüz adam Bay Green'di.
- She is secretary to Mr Uda.
- Bay Uda'nın sekreteri.
- I want to speak to Mr Sato please.
- Bay Sato'yla konuşmak istiyorum lütfen.
- On Friday night, three men came into Mr White's hotel and asked for rooms.
- Cuma akşamı, üç adam Bay White'ın oteline geldi ve üç oda istedi.
- Mr Brown gave me your name.
- Bay Brown, bana sizin isminizi verdi.
- Mr Grey did not enjoy his job.
- Bay Grey işinden memnun değildi.
- I saw a huge dog lying in front of Mr Hill's house.
- Bay Hill'in evinin önünde yatan kocaman bir köpek gördüm.
- It is said that Mr Jones is a good teacher.
- Bay Jones'un iyi bir öğretmen olduğu söylenir.
- Someone called Mr Dell is waiting for you in your office, Mrs Stevens.
- Bay Dell adında biri sizi ofisinizde bekliyor, Bayan Stevens.
- Mr Hirayama teaches very well.
- Bay Hirayama çok iyi öğretir.
- The telephone is out of order, Mr Tamori.
- Telefon arızalı, Bay Tamori.
- He is convinced that they will vote in favour of Mr Jones.
- Onlar Bay Jones lehine oy vereceklerine ikna oldular.
- This tall man is Mr Smith.
- Bu uzun adam Bay Smith.
- We'll stop at the New Osaka Hotel and pick up Mr Takakura.
- Biz Yeni Osaka otelinde duracağız ve Bay Takakura'yı alacağız.
- Mr Smith made it a rule to take a walk every morning.
- Bay Smith, her sabah yürüyüşe çıkmayı sürekli hale getirmişti.
- Mr Brown is her father.
- Bay Brown, onun babası.
- There is a Mr Ito who wants to see you.
- Sizi görmek isteyen bir Bay Ito var.
- Mr Brown is in charge of our class.
- Bay Brown, bizim sınıfın sorumlusu.
- I forgot to call up Mr Ford.
- Bay Ford'u aramayı unuttum.
- Mr Smith has not turned up yet though he promised to come.
- Gelmek için söz verdiği halde Bay Smith henüz görünmedi.
- Mr Ford is all right now.
- Bay Ford şimdi iyi.
- Mr Briggs is not a doctor, he is a vet.
- Bay Briggs doktor değil veteriner.
- Mr Kato was too old to work any longer.
- Bay Kato çalışmak için artık çok yaşlıydı.
- Mr White seems to have many friends.
- Bay White'ın birçok arkadaşı var gibi görünüyor.
- He was on the way to the airport to meet Mr West.
- Bay West'i karşılamak için havaalanına gidiyordu.
- Mr Tanaka appears very rich.
- Bay Tanaka çok zengin görünüyor.
- It's a phone call from a Mr Brown.
- Bay Brown diye birinden telefon var.
- Mr Hashimoto was puzzled by Ken's question.
- Bay Hashimoto, Ken'in sorusu karşısında şaşırdı.
- Mr Dupont doesn't want to work with me anymore.
- Bay Dupont artık benimle çalışmak istemiyor.
- Mr Johnson's was a large room.
- Bay Johnson'ınki büyük bir odaydı.
- Mr Brown is a doctor.
- Bay Brown, bir doktordur.
- Mr Brown speaks Japanese very well.
- Bay Brown, Japonca'yı çok iyi konuşur.
- I have a nodding acquaintance with Mr Smith.
- Bay Smith ile az da olsa bir tanışıklığım var.
- Everyone knows Mr Hashimoto.
- Bay Hashimoto'yu herkes tanır.
- It is believed that Mr Jones is a good teacher.
- Bay Jones'un iyi bir öğretmen olduğuna inanılıyor.
- Mr Tanabe became unemployed.
- Bay Tanabe işsiz kaldı.
- Mr White read out some letters of thanks to his students.
- Bay White öğrencilerine yazdığı teşekkür mektuplarını okudu.
- French is taught by Mr White, not by Miss Green.
- Fransızca Bay White tarafından öğretilir, Bayan Green tarafından değil.
- The college was founded by Mr Smith.
- Üniversite, Bay Smith tarafından kuruldu.
- A few months ago I received a call from Mr Lemond.
- Birkaç ay önce Bay Lemond'dan bir telefon aldım.
- I have a nodding acquaintance with Mr Smith.
- Bay Smith'le az çok tanışıklığımız var.
- I want to speak to Mr Sato please.
- Bay Sato ile konuşmak istiyorum, lütfen.
- Is this Mr Crouch?
- Bay Crouch'la mı görüşüyorum?
- We'll stop at the New Osaka Hotel and pick up Mr Takakura.
- New Osaka Otel'de durup Bay Takakura'yı alacağız.
- This tall man is Mr Smith.
- Bu uzun boylu adam Bay Smith'tir.
- Mr Nakajima can, as well as English, speak fluent German.
- Bay Nakajima, İngilizcenin yanı sıra akıcı Almanca da konuşabiliyor.
- This is the letter written by Mr Brown.
- Bu, Bay Brown tarafından yazılan mektup.
- Mr Gomez didn't excuse me for my mistake.
- Bay Gomez hatam için beni bağışlamadı.
- He was on the way to the airport to meet Mr West.
- O Bay West'i karşılamak için havaalanına gidiyordu.
- I met Mr Smith on the street by accident.
- Bay Smith ile sokakta tesadüfen bir araya geldim.
- Mr Smith has not turned up yet though he promised to come.
- Bay Smith, geleceğine söz vermesine rağmen henüz gelmedi.
- Mr Briggs is not any doctor, he is an excellent surgeon.
- Bay Briggs herhangi bir doktor değil, o mükemmel bir cerrah.
- Mr Yoshida is at home in French history.
- Bay Yoshida Fransız tarihi konusunda uzman.
- It was Mr Hino who translated the book from Spanish into Japanese.
- Kitabı İspanyolca'dan Japonca'ya çeviren Bay Hino'ydu.
- Mr Tom Jones has agreed to serve as the project leader for this new work item.
- Bay Tom Jones, bu yeni iş kaleminde proje lideri olarak hizmet vermeyi kabul etti.
- Mr Suzuki, who is a former Prime Minister, will be chairman of the committee.
- Eski bir başbakan olan Bay Suzuki, komitenin başkanı olacak.
- Please give him a job, Mr Wood.
- Lütfen ona bir iş verin Bay Wood.
- We elected Mr Jordan chairperson.
- Bay Jordan'ı başkan seçtik.
- Mr Tanaka, you are wanted on the phone.
- Bay Tanaka, telefondan bekleniyorsunuz.
- Mr White is about my age.
- Bay White, benim yaşlarımda.
- Mr Brown has four children.
- Bay Brown'ın dört çocuğu var.
- Mr Tanaka is a doctor, isn't he?
- Bay Tanaka bir doktor, değil mi?
- Mr Johnson suddenly changed his mind and signed the contract.
- Bay Johnson aniden fikrini değiştirdi ve sözleşmeyi imzaladı.
- It seems that Mr Hatoyama is living in company housing.
- Bay Hatoyama şirket konutunda yaşıyor gibi görünüyor.
Show More (741)
|
