navigate - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
navigate otomobil sürücüsüne harita okuyarak yol tarif etmek v.
  • I will drive, and Alice will navigate in the rally.
  • Arabayı ben kullanacağım, Alice de rallide yol tarif edecek.
Show More (-2)
navigate (tekneyle, salla vb.) geçmek v.
  • The river was too narrow and shallow to navigate.
  • Nehir geçilemeyecek kadar dar ve sığdı.
Show More (-2)
navigate yürütmek v.
  • You can hire a specialist to navigate the legal process instead of you.
  • Yasal süreci sizin yerinize yürütmesi için bir uzman tutabilirsiniz.
Show More (-2)
navigate (uçak) kullanmak v.
  • The UI of the website is too complex for elders to navigate.
  • Web sitesinin kullanıcı arayüzü yaşlıların kullanamayacağı kadar karmaşık.
Show More (-2)