|
- The nightmare in the Middle East never ends.
- Orta Doğu'daki kabus hiç bitmeyecek.
- At the moment, the increasing number of uncoordinated new driving bans is a nightmare for the sector.
- Şu anda, artan sayıda koordine edilmemiş yeni sürüş yasakları sektör için bir kabus.
- Needless to say, it is a total nightmare from an organisational point of view too.
- Organizasyonel açıdan da tam bir kabus olduğunu söylemeye gerek yok.
- Despite the efforts some have made, it is another regulatory nightmare.
- Bazılarının gösterdiği çabalara rağmen, bu da bir başka düzenleyici kabus.
- I slept extremely badly last night and had a real nightmare.
- Dün gece çok kötü uyudum ve gerçek bir kabus gördüm.
- They are emerging from the nightmare of Communism.
- Komünizm kabusundan çıkıyorlar.
- It must be a nightmare to clean this place.
- Burayı temizlemek bir kabus olmalı.
- This is where Layla's worst nightmare began.
- Burası Leyla'nın en kötü kabusunun başladığı yerdir.
- For many, the American dream has become a nightmare.
- Birçokları için Amerikan rüyası bir kabusa dönüştü.
- Tom needed a few hours to recover from his nightmare.
- Kabusundan kurtulmak için Tom'un birkaç saate ihtiyacı vardı.
- Layla's first date was a nightmare.
- Leyla'nın ilk buluşması bir kabustu.
- Parking is a nightmare.
- Park etmek tam bir kabus.
- A refugee camp is a nightmare.
- Mülteci kampı bir kabus.
- This is Fadil's worst nightmare.
- Bu, Fadıl'ın en kötü kabusu.
- This is Fadil's worst nightmare.
- Bu Fadıl'ın en kötü kabusu.
- Layla's dream date turned into a nightmare.
- Leyla'nın hayalindeki flörtü bir kabusa dönüştü.
- Layla's nightmare was only beginning.
- Leyla'nın kabusu daha yeni başlıyordu.
- It was only a nightmare.
- Sadece bir kabustu.
- Dan is Linda's worst nightmare.
- Dan, Linda'nın en kötü kabusu.
- I thought the nightmare was over.
- Kabusun bittiğini sanıyordum.
- This is every pilot's worst nightmare.
- Bu her pilotun en kötü kabusudur.
- Maybe it was just a nightmare.
- Belki bu sadece bir kabustu.
- What a nightmare!
- Ne kabus ama!
- I woke from a nightmare.
- Bir kabustan uyandım.
- Driving through that snowstorm was a nightmare.
- O kar fırtınasında araba kullanmak tam bir kabustu.
- I told Tom about the nightmare I had last night.
- Tom'a dün gece gördüğüm kabusu anlattım.
- The nightmare is finally over.
- Kabus sonunda bitti.
- Layla's dream date turned into a nightmare.
- Layla'nın rüya gibi randevusu kabusa dönüştü.
- Someone let me know when this nightmare is over.
- Bu kabus bittiğinde biri bana haber versin.
- Tom woke from his nightmare, screaming.
- Tom kabusundan çığlık atarak uyandı.
- Yesterday evening I had a terrible nightmare.
- Dün akşam korkunç bir kabus gördüm.
- What was the worst nightmare you've ever had?
- Gördüğün en kötü kabus hangisiydi?
- Layla's nightmare was only just beginning.
- Leyla'nın kabusu daha yeni başlıyordu.
- It was like something out of a nightmare.
- Sanki bir kabustan fırlamış gibiydi.
- Living with you would be a nightmare.
- Seninle birlikte yaşamak bir kabus olurdu.
- Layla's nightmare was over.
- Layla'nın kabusu sona erdi.
- Layla's nightmare was over.
- Leyla'nın kabusu bitti.
- Will this nightmare ever end?
- Bu kabus sona erecek mi?
- It was a nightmare.
- O, bir kabustu.
- Tom consulted a dream dictionary in order to interpret his nightmare.
- Tom kabusunu yorumlamak için rüya sözlüğüne baktı.
- My worst nightmare is coming true.
- En kötü kabusum gerçek oluyor.
- My worst nightmare came true.
- En kötü kabusum gerçek oldu.
- Layla's nightmare was just beginning.
- Leyla'nın kabusu yeni başlıyordu.
- Layla's nightmare was only just beginning.
- Layla'nın kabusu daha yeni başlıyordu.
- Fadil's nightmare didn't end there.
- Fadıl'ın kabusu orada bitmedi.
- She woke up suddenly, startled by her terrible nightmare!
- Gördüğü kabustan korkmuş bir şekilde aniden uyandı.
- Driving through that snowstorm was a nightmare.
- O kar fırtınasında araba sürmek bir kabustu.
- Layla saw only one way out of this nightmare.
- Layla bu kabustan tek bir çıkış yolu gördü.
- Layla's first date was a nightmare.
- Layla'nın ilk randevusu tam bir kabustu.
- Maybe it was just a nightmare.
- Belki de sadece bir kabustu.
- I had a really bad nightmare last night.
- Dün gece gerçekten kötü bir kabus gördüm.
- Dan is Linda's worst nightmare.
- Dan, Linda'nın en kötü kabusudur.
- This is where Layla's worst nightmare began.
- İşte Layla'nın en kötü kabusu burada başladı.
- Tom needed a few hours to recover from his nightmare.
- Tom'un kabustan kurtulmak için birkaç saate ihtiyacı vardı.
- It's been a nightmare.
- Bu bir kabustu.
- Layla's nightmare was only beginning.
- Layla'nın kabusu daha yeni başlıyordu.
- Will this nightmare ever end?
- Bu kabus hiç bitecek mi?
- What was the worst nightmare you've ever had?
- Gördüğünüz en kötü kabus neydi?
- Living with you would be a nightmare.
- Seninle yaşamak bir kabus olurdu.
- What happened to Tom was a nightmare.
- Tom'a olanlar bir kabustu.
- I thought the nightmare was over.
- Kabusun bittiğini sanmıştım.
- What was the worst nightmare you've ever had?
- Gördüğün en kötü kabus neydi?
- A refugee camp is a nightmare.
- Bir mülteci kampı kabustur.
- Layla saw only one way out of this nightmare.
- Leyla bu kabustan çıkmanın tek bir yolunu gördü.
- This is a nightmare.
- Bu bir kabus.
Show More (62)
|