Örnek cümleler çeşitli kaynaklardan derlenerek hazırlanmıştır ve her ne kadar editör kontrolünden geçmiş olsa da bazı gözden kaçmalar olabilir. Cümleler kesinlikle, Tureng.com’un ideolojisini ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Sizi rahatsız eden siyasal, sosyal ve hassas içeriğe sahip cümleleri lütfen bize bildiriniz.

	İngilizce	Türkçe
1	overflow	taşmak	v.
	The coke overflowed and spilt. Kola taştı ve döküldü. More severe storms can cause city sewage systems to overflow. Daha şiddetli fırtınalar şehir kanalizasyon sistemlerinin taşmasına neden olabilir. The sink is almost overflowing. Lavabo neredeyse taşıyor. This river sometimes overflows after the thaw. Bu nehir bazen buzlar çözüldükten sonra taşar. The sink is almost overflowing. Lavabo taşmak üzere. The sink is almost overflowing. Lavabo neredeyse taşmak üzere. The toilet overflowed. Tuvalet taşmış. The river overflowed its banks and flooded the fields around it. Nehir taştı ve etrafındaki tarlaları sular altında bıraktı. The sink is almost overflowing. Lavabo taştı taşacak. After the heavy rains, the river overflowed its banks. Sağanak yağışlardan sonra nehir yatağından taştı. After the heavy rains, the river overflowed its banks. Şiddetli yağmurlardan sonra nehir taştı. That river quickly overflowed due to the downpour. Nehir sağanak nedeniyle çabucak taştı. That river quickly overflowed due to the downpour. O nehir sağanak yağmur nedeniyle hızla taştı. The river overflowed because of the heavy rain. Şiddetli yağmur yüzünden nehir taştı. The river overflowed because of the heavy rain. Nehir şiddetli yağmur nedeniyle taştı. The river overflowed. Nehir taştı. The toilet overflowed. Tuvalet taştı. This river is going to overflow. Bu nehir taşacak. Show More (15)
2	overflow	dolup taşmak	v.
	The mother's heart overflows with love for her children. Annelerin yüreği çocuklarına olan sevgiyle dolup taşıyor. The hall was overflowing with people due to the famous group's concert. Ünlü grubun konseri nedeniyle salon doldu taştı. He wasn't exactly overflowing with enthusiasm. Coşkuyla dolup taştığı söylenemezdi. Show More (0)
3	overflow	taşma	n.
	The tank blew up due to a choked overflow. Tank, taşma nedeniyle patladı. These are defined as the result of arithmetic overflow, division by zero, and other exceptional operations. Bunlar aritmetik taşma, sıfıra bölme ve diğer istisnai işlemlerin sonucu olarak tanımlanır. Show More (-1)
4	overflow	dolu olmak	v.
	The detective's mind was overflowing with suspicion. Dedektifin aklı şüpheyle doluydu. Show More (-2)
5	overflow	fazla olma	n.
	The overflow of the harvest will immediately be sold. Hasadın fazla olması halinde hemen satılacak. Show More (-2)