|
- I wiped the dirt off my pants.
- Pantolonumdaki kiri sildim.
- Tom complains that his new phone is too big and that it won't fit in his pants.
- Tom yeni telefonunun çok büyük olduğundan ve pantolonuna sığmadığından şikayet ediyor.
- Pull your pants up.
- Pantolonunu yukarı çek.
- I'm not wearing any pants.
- Pantolon giymiyorum.
- Who wears the pants in your family?
- Ailenizde pantolonu kim giyiyor?
- Tom took off his pants and carefully hung them over the back of a chair.
- Tom pantolonunu çıkardı ve dikkatlice bir sandalyenin arkasına astı.
- My pants fall down without a belt.
- Pantolonum kemersiz düşüyor.
- Tom took off his pants.
- Tom pantolonunu çıkardı.
- Those pants are a little too tight in the waist.
- Bu pantolonun beli biraz fazla dar.
- He was caught with his pants down.
- Pantolonu inik yakalandı.
- I'd like to have these pants cleaned.
- Bu pantolonu temizletmek istiyorum.
- These pants are too fancy for me.
- Bu pantolon benim için çok süslü.
- How much do these black pants and red shirts cost?
- Bu siyah pantolon ve kırmızı gömlekler ne kadar?
- My pants were soaked.
- Benim pantolonum sırılsıklamdı.
- He ironed his pants.
- O pantolonunu ütüledi.
- Who wears the pants in your family?
- Ailenizde kim pantolon giyer?
- A belt keeps your pants from falling down.
- Kemer pantolonunun düşmesini önler.
- He unzipped his pants.
- Pantolonunun fermuarını açtı.
- My pants are magenta.
- Pantolonum eflatun.
- Since my husband became sick he's lost as much as 20 kilograms and his pants are now baggy.
- Kocam hasta olduktan sonra 20 kilo kadar verdi ve şu anda pantolonu bol geliyor.
- While doing the wash she found a condom in the back pocket of her son's pants.
- Çamaşır yıkarken oğlunun pantolonunun arka cebinde bir prezervatif buldu.
- How much do these pants cost?
- Bu pantolonun fiyatı ne kadar?
- How much do these black pants and red shirts cost?
- Bu siyah pantolonlar ve bu kırmızı gömlekler ne kadar?
- Do I look fat in these pants?
- Bu pantolonun içinde şişman görünüyor muyum?
- Tom brushed the sand off his pants.
- Tom pantolonundaki kumu fırçaladı.
- The seat of his pants is shiny.
- Onun pantolonunun arkası parlamış.
- I've gained weight and these pants are quite tight.
- Kilo aldım ve bu pantolon oldukça dar.
- The suspect was last seen wearing paint-splattered carpenter pants.
- Şüpheli en son boya lekeli marangoz pantolonu giyerken görülmüş.
- Where did you take your pants off?
- Pantolonunu nerede çıkardın?
- Without his pants, the general looks less impressive.
- General, pantolonu olmadan daha az etkileyici görünüyor.
- I ironed out the wrinkles in my pants.
- Pantolonumun kırışıklıklarını ütüledim.
- He wore red pants.
- Kırmızı pantolon giydi.
- She never wears pants.
- O asla pantolon giymez.
- Tom wasn't wearing baggy pants like Mary said he was.
- Tom Mary'nin giydiğini söylediği gibi bol pantolon giymiyordu.
- That shirt doesn't go with those pants.
- O gömlek o pantolonla gitmez.
- I'd like to return these pants because they're too big for me.
- Bu pantolonu iade etmek istiyorum çünkü pantolon bana büyük geldi.
- Tom has ants in his pants.
- Tom'un pantolonunda karıncalar var.
- What did you do with my pants?
- Sen benim pantolonumu ne yaptın?
- She has to take in the waist of her pants a bit.
- Pantolonun belini biraz daraltması gerekiyor.
- I can not find my pants.
- Pantolonumu bulamıyorum.
- The Germans and Celts had pants, but the Romans didn't have those.
- Almanların ve Keltlerin pantolonu vardı ama Romalıların yoktu.
- He has ants in his pants.
- Pantolonunda karıncalar var.
- I'd like to return these pants because they're too big for me.
- Bu pantolonu iade etmek istiyorum çünkü bana fazla büyük.
- I'm not wearing any pants.
- Hiç pantolon giymiyorum.
- The seat of his pants is shiny.
- Pantolonunun oturma kısmı parlıyor.
- Tom checked his pants pockets.
- Tom pantolonunun ceplerini kontrol etti.
- Velvet pants are out of style.
- Kadife pantolonların modası geçti.
- Did he iron his pants?
- O, pantolonunu ütüledi mi?
- Sami was dressed in black pants and a gray hoodie.
- Sami siyah bir pantolon ve gri bir kapüşon giymişti.
- Tom unzipped his pants.
- Tom pantolonunun fermuarını açtı.
- That shirt doesn't go with the pants.
- Bu gömlek pantolona uymuyor.
- The pants I bought are too tight.
- Satın aldığım pantolon çok dar.
- My pants were soaked.
- Pantolonum sırılsıklamdı.
- These are my pants.
- Bunlar benim pantolonum.
- Tom tore his pants.
- Tom pantolonunu yırttı.
- Dry the pants on the radiator.
- Pantolonu kaloriferin üzerinde kurut.
- Why are wearing gold pants to a funeral?
- Cenazeye neden altın rengi pantolonla gidilir ki?
- Tom put on his snow pants.
- Tom kar pantolonunu giydi.
- That shirt doesn't go with those pants.
- Bu gömlek bu pantolonla gitmez.
- She wore pajama pants.
- Pijama pantolon giyiyordu.
- I spilled coffee on my pants.
- Pantolonuma kahve döktüm.
- Tom wore black pants.
- Tom siyah pantolon giydi.
- My pants are very loose because I've lost much weight.
- Pantolonum çok bol, çünkü çok kilo verdim.
- Your pants are dirty.
- Pantolonun kirli.
- Layla took her pants off.
- Layla pantolonunu çıkardı.
- These pants are too long.
- Bu pantolon çok uzun.
- Put on your pants.
- Pantolonunu giy.
- Your pants are too tight.
- Pantolonun çok sıkı.
- His boots and pants were covered with mud.
- Botları ve pantolonları çamur içindeydi.
- Tom wiped his hand on his pants.
- Tom elini pantolonuna sildi.
- Can you mend my pants?
- Pantolonumu tamir edebilir misin?
- Where did you buy your pants?
- Pantolonunu nereden aldın?
- Tom took off his pants and carefully hung them over the back of a chair.
- Tom pantolonunu çıkardı ve dikkatli bir şekilde bir sandalyenin arkasına astı.
- My mother had to patch my pants.
- Annem pantolonuma yama yapmak zorunda kaldı.
- I am wearing an orange t-shirt and green pants.
- Turuncu bir tişört ve yeşil pantolon giyiyorum.
- My pants split.
- Benim pantolonum yırtık.
- These pants are too big for me.
- Bu pantolon bana çok büyük.
- A belt keeps your pants from falling down.
- Kemer pantolonunun düşmesini engeller.
- Layla took her pants off.
- Leyla pantolonunu çıkardı.
- My pants split.
- Pantolonum yırtıldı.
- These pants are too small for me.
- Bu pantolon benim için çok küçük.
- These are my pants.
- Bu benim pantolonum.
- He ironed his pants.
- Pantolonunu ütüledi.
- Drop your pants.
- Pantolonunu indir.
- My pants need to be washed.
- Pantolonumun yıkanması gerekiyor.
- Did he iron his pants?
- Pantolonunu ütüledi mi?
- I ironed out the wrinkles in my pants.
- Ben pantolonumdaki kırışıklıkları ütüledim.
- My mother bought me two pairs of pants last Sunday.
- Annem geçen Pazar bana iki çift pantolon satın aldı.
- You're not wearing any pants.
- Sen hiç pantolon giymiyorsun.
- Tom pulled on his pants.
- Tom pantolonunu giydi.
- These pants don't suit me.
- Bu pantolon bana uymuyor.
- Wearing fluorescent yellow socks with black pants isn't a good look.
- Siyah pantolonla floresan sarısı çorap giymek iyi bir görünüm değil.
- My pants are ruined.
- Pantolonum mahvolmuş.
- Tom came into the living room, not wearing any pants.
- Tom oturma odasına geldi, pantolon giymemişti.
- She peed her pants.
- O pantolonuna çiş yaptı.
- What did you do with my pants?
- Pantolonuma ne yaptın?
- My pants are too short.
- Pantolonum çok kısadır.
- I wore black pants and a white T-shirt yesterday.
- Dün siyah pantolon ve beyaz tişört giydim.
- Tom is wearing baggy pants.
- Tom bol pantolon giyiyor.
- I wore black pants and a white T-shirt yesterday.
- Dün siyah pantolon ve beyaz bir tişört giydim.
- My pants are ruined.
- Pantolonum mahvoldu.
- Tom brushed the dirt off his pants.
- Tom pantolonuna bulaşan çamuru fırçayla temizledi.
- Tom is wearing baggy pants.
- Tom bol dökümlü pantolon giyiyor.
- Tom complains that his new phone is too big and that it won't fit in his pants.
- Tom yeni telefonunun fazla büyük olduğundan ve pantolonuna sığmayacağından yakınıyor.
- Your pants are too tight.
- Pantolonun çok dar.
- Since my husband became sick he's lost as much as 20 kilograms and his pants are now baggy.
- Kocam hastalandığından beri 20 kilo verdi ve pantolonu artık bol geliyor.
- When I was young I wouldn't wear pants.
- Ben gençken pantolon giymezdim.
- I need new pants.
- Yeni pantolona ihtiyacım var.
- Tom ironed his pants.
- Tom pantolonunu ütüledi.
- You tore your pants.
- Pantolonunu yırttın.
- Tom tucked his shirt into his pants.
- Tom gömleğini pantolonunun içine soktu.
- Tom was wearing baggy tan pants.
- Tom bol, ten rengi bir pantolon giyiyordu.
- Without his pants, the general looks less impressive.
- General pantolonsuz daha az etkileyici görünüyor.
- My mother bought me two pairs of pants last Sunday.
- Annem geçen pazar bana iki çift pantolon aldı.
- Are these your orange pants?
- Bu turuncu pantolon senin mi?
- Tom wasn't wearing baggy pants like Mary said he was.
- Tom, Mary'nin söylediği gibi bol pantolon giymiyordu.
- Velvet pants are out of style.
- Kadife pantolonun modası geçmiştir.
- He wore red pants.
- O, kırmızı pantolon giydi.
- Tom rolled up his pants and dipped his toes in the water.
- Tom pantolonunu sıvadı ve ayak parmaklarını suya daldırdı.
- Tom was wearing black leather pants and a black leather jacket.
- Tom siyah deri pantolon ve siyah deri ceket giyiyordu.
- I really think you should put some pants on.
- Bence gerçekten pantolon giymelisin.
- My pants fall down without a belt.
- Kemer olmayınca pantolonum aşağı düştü.
- These pants are too small for me.
- Bu pantolon bana çok küçük.
- Tom pressed his pants.
- Tom pantolonunu ütüledi.
- Tom brushed the sand off his pants.
- Tom pantolonunun kumunu fırçaladı.
- How much do these black pants and red shirts cost?
- Bu siyah pantolonların ve bu kırmızı gömleklerin fiyatı ne kadar?
- His boots and pants were covered with mud.
- Onun botu ve pantolonu çamurla kaplıydı.
- Put your pants on.
- Pantolonunuzu giyin.
- Tom likes to wear brightly colored orange pants.
- Tom parlak renkli turuncu pantolon giymeyi seviyor.
- How much do these pants cost?
- Bu pantolon ne kadar?
- He zipped up his pants.
- Pantolonunun fermuarını çekti.
- Keep your pants on.
- Pantolonunu çıkarma.
- My mother had to patch my pants.
- Annem pantolonumu yamamak zorunda kaldı.
- The dripping ice cream dirtied his pants.
- Damlayan dondurma pantolonunu kirletti.
- These pants are too big for me.
- Bu pantolon benim için çok büyük.
- She peed her pants.
- Pantolonuna işemiş.
- I am wearing an orange t-shirt and green pants.
- Turuncu bir tişört ve yeşil bir pantolon giyiyorum.
- Tom wiped his hand on his pants.
- Tom ellerini pantolonuna sildi.
- Tom brushed the dirt off his pants.
- Tom pantolonundaki kiri fırçalayarak çıkardı.
- She unzipped her pants.
- Pantolonunun fermuarını açtı.
- Tom took his pants off.
- Tom pantolonunu çıkardı.
- Put your pants on.
- Pantolonunu giy.
- Those are nice pants.
- Bunlar güzel pantolonlar.
- So you're not trying to get in her pants?
- Yani onun pantolonuna girmeye çalışmıyorsun?
- I ripped my pants.
- Pantolonumu yırttım.
- Why are wearing gold pants to a funeral?
- Bir cenazede altın rengi pantolon giymek neden?
- I tore my pants.
- Pantolonumu yırttım.
- He pressed his pants.
- Pantolonunu ütüledi.
- I need new pants.
- Yeni bir pantolona ihtiyacım var.
- My pants need to be washed.
- Pantolonumun yıkanması lazım.
- These pants are dirty.
- Bu pantolon kirli.
- He has ants in his pants.
- Onun pantolonunda karıncalar var.
- Those are my pants.
- Bunlar benim pantolonlarım.
- You're not wearing any pants.
- Pantolon giymiyorsun.
- My pants are too short.
- Pantolonum çok kısa.
- She never wears pants.
- O, asla pantolon giymez.
- Tom couldn't fit into the pants he wore last summer.
- Tom geçen yaz giydiği pantolonlara sığamadı.
- Those are nice pants.
- O güzel bir pantolon.
- Pull your pants up.
- Pantolonunu çek.
- Do I look fat in these pants?
- Bu pantolonun içinde şişman mı görünüyorum?
- The Germans and Celts had pants, but the Romans didn't have those.
- Almanlar ve Keltler'in pantolonları vardı ama Romalıların yoktu.
- Those are my pants.
- O benim pantolonum.
- When I was young I wouldn't wear pants.
- Gençken pantolon giymezdim.
- The blue pants cost more than the green ones.
- Mavi pantolon yeşil olandan daha pahalı.
- She was caught with her pants down.
- Pantolonu inik yakalandı.
- Tom couldn't fit into the pants he wore last summer.
- Tom geçen yaz giydiği pantolonun içine sığamıyordu.
- Tom peed his pants.
- Tom pantolonuna işedi.
- Those pants are too big.
- Bu pantolon çok büyük.
- I've gained weight and these pants are quite tight.
- Ben kilo aldım ve bu pantolon oldukça dar.
- The pants I bought are too tight.
- Aldığım pantolon çok dar.
- Are these your orange pants?
- Bu senin turuncu pantolonun mu?
Show More (168)
|
