pool - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
pool havuz n.
  • We all know about the budgetary situation for the car pool.
  • Araç havuzunun bütçe durumunu hepimiz biliyoruz.
  • Many countries have already established pools of donors.
  • Birçok ülke halihazırda bağışçı havuzları oluşturmuştur.
  • Turkey intends to make use of a pool of temporary technical staff.
  • Türkiye, bir geçici teknik personel havuzundan yararlanmaya niyetlidir.
Show More (245)
pool havuzda toplamak v.
  • At the end of the war, the six founder States decided to pool their coal and steel production.
  • Savaşın sonunda altı kurucu devlet kömür ve çelik üretimlerini bir havuzda toplama kararı aldı.
  • Pooling our resources is an ideal proposal on the part of this House.
  • Kaynaklarımızın bir havuzda toplanması bu Meclis açısından ideal bir öneridir.
  • Each country, each institution, draws on its own assets and pools its own resources for the sake of the common cause.
  • Her ülke, her kurum kendi varlıklarından yararlanır ve ortak amaç uğruna kendi kaynaklarını bir havuzda toplar.
Show More (1)
pool yüzme havuzu n.
  • Our hotel has a pool.
  • Otelimizin yüzme havuzu var.
  • While swimming in the pool, she lost her locker key.
  • O, yüzme havuzunda yüzerken, kilitli dolabının anahtarını kaybetti.
Show More (-1)
pool birleştirmek v.
  • We should pool all our money and buy Tom a nice gift.
  • Bütün paramızı birleştirip Tom'a güzel bir hediye almalıyız.
  • Let's pool all our money.
  • Bütün paramızı birleştirelim.
Show More (-1)
pool bir araya getirmek v.
  • Member States will then start pooling this power.
  • Üye Devletler daha sonra bu gücü bir araya getirmeye başlayacaktır.
Show More (-2)