proven - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
proven kanıtlanmış adj.
  • This pickup has proven durability.
  • Bu pikabın dayanıklılığı kanıtlanmıştır.
  • Nor does a proven healthy product, such as olive oil, escape the European Union's eternal anti-farming policy.
  • Zeytinyağı gibi sağlıklı olduğu kanıtlanmış bir ürün de Avrupa Birliği'nin ebedi tarım karşıtı politikasından kaçamıyor.
  • It is proven that illegality leads to marginalisation.
  • Yasadışılığın marjinalleşmeye yol açtığı kanıtlanmıştır.
Show More (14)