|
- We are responsible for occupational retirement provision, and on a cross-border basis.
- Mesleki emeklilik hükümlerinden ve sınır ötesi bazda sorumluyuz.
- I commend the report to the House and wish the Ombudsman a very happy retirement.
- Raporu Meclis'in takdirine sunuyor ve Ombudsman'a mutlu bir emeklilik diliyorum.
- In a guaranteed benefit system, contributors save money which they will receive in their retirement.
- Garantili bir yardım sisteminde, katılımcılar emekliliklerinde alacakları parayı biriktirirler.
- In that way, I believe that the citizens of Europe will thrive in the wake of my retirement.
- Bu şekilde, Avrupa vatandaşlarının benim emekliliğimin ardından daha da gelişeceğine inanıyorum.
- The only social measures envisaged are retirement or hypothetical retraining plans.
- Öngörülen tek sosyal tedbir emeklilik veya varsayımsal yeniden eğitim planlarıdır.
- Lastly, we have the resources to ensure a high-level retirement provision.
- Son olarak, üst düzey bir emeklilik hükmü sağlamak için kaynaklara sahibiz.
- Their joint platform demands a high-level retirement provision.
- Ortak platformları üst düzey bir emeklilik hükmü talep etmektedir.
- Occupational retirement provisions will play an important role in this connection in many Member States.
- Mesleki emeklilik hükümleri bu bağlamda birçok Üye Devlette önemli bir rol oynayacaktır.
- I wonder if the Commission's recruitment and retirement procedures reflect this priority.
- Acaba Komisyon'un işe alım ve emeklilik prosedürleri bu önceliği yansıtıyor mu.
- Nor does it just have to do with occupational retirement provision.
- Mesele sadece mesleki emeklilik hükümleriyle de ilgili değil.
- Nor does it just have to do with occupational retirement provision.
- Bunun sadece mesleki emeklilik hükümleriyle de ilgisi yoktur.
- European legislation should not be adding to the uncertainty that people feel about their retirement.
- Avrupa mevzuatı, insanların emeklilikleri konusunda hissettikleri belirsizliğe katkıda bulunmamalıdır.
- And I would also like to wish Jacob Söderman all the best for his Iberian retirement.
- Ayrıca Jacob Söderman'a İberya'daki emekliliği için en iyi dileklerimi sunmak istiyorum.
- Asking questions about the future of retirement and care therefore equates to making social choices.
- Bu nedenle emeklilik ve bakımın geleceği hakkında sorular sormak, sosyal seçimler yapmak anlamına gelmektedir.
- A pan-European market for occupational retirement provision is bound to help in this regard.
- Mesleki emeklilik hükümlerine yönelik bir pan-Avrupa pazarı bu konuda yardımcı olacaktır.
- We are responsible for occupational retirement provision, and on a cross-border basis.
- Mesleki emekliliğin sağlanmasından ve sınır ötesi temelde sorumluyuz.
- Lastly, we have the resources to ensure a high-level retirement provision.
- Son olarak üst düzey bir emeklilik hükmü sağlamak için kaynaklara sahibiz.
- What we are dealing with is the way in which all three pillars of the retirement provision system relate to each other.
- Uğraştığımız şey, emeklilik provizyon sisteminin üç ayağının da birbiriyle nasıl ilişkili olduğudur.
- In that way, I believe that the citizens of Europe will thrive in the wake of my retirement.
- Bu şekilde, Avrupa vatandaşlarının benim emekliliğimin ardından gelişeceğine inanıyorum.
- No, just tonight, for the chief's retirement thing.
- Hayır, sadece bu gece, şefin emekliliği için.
- No, just tonight, for the chief's retirement thing.
- Hayır, sadece bu gece, şefin emeklilik şeyi için.
- No, just tonight, for the chief's retirement thing.
- Hayır, sadece bu gece, şefin emeklilik olayı için.
- Retirement is a time of freedom.
- Emeklilik bir özgürleşme dönemidir.
- Retirement is a time of freedom.
- Emeklilik, özgürleşme zamanıdır.
- Retirement is a time of freedom.
- Emeklilik bir özgürleşme zamanıdır.
- On his father's retirement he took over the business.
- Babasının emekliliği üzerine işi devraldı.
- She put some money away every month for her retirement.
- Emekliliği için her ay kenara biraz para koydu.
- Enjoy your retirement.
- Emekliliğinizin tadını çıkarın.
- Tom has no plans for his retirement.
- Tom'un emekliliği için bir planı yok.
- You need to start saving for retirement now.
- Emeklilik için para biriktirmeye şimdiden başlamalısın.
- The sooner you start saving money for your retirement, the better off you'll be.
- Emekliliğin için ne kadar kısa sürede para biriktirmeye başlarsan, o kadar daha iyi olursun.
- The mistake hastened his retirement.
- Hata onun emekliliğini hızlandırdı.
- About half of all American workers do not have access to workplace retirement savings plan.
- Amerikalı çalışanların yaklaşık yarısının işyeri emeklilik tasarruf planına erişimi yoktur.
- You should think about your retirement.
- Emekliliğin hakkında düşünmen gerekir.
- Of course, many senior citizens are happy with retirement.
- Tabii ki, birçok yaşlı vatandaş emeklilikten memnun.
- I bought an eight-acre farm for my retirement.
- Emekliliğim için sekiz dönümlük bir çiftlik aldım.
- I bought a small lot on the hillside in Southern France where I plan to build a retirement home.
- Güney Fransa'da yamaçta küçük bir arsa satın aldım ve burada bir emeklilik evi inşa etmeyi planlıyorum.
- Tom has not saved anything for retirement.
- Tom emeklilik için hiçbir şey biriktirmemiştir.
- Tom has not saved anything for retirement.
- Tom emeklilik için hiçbir şey biriktirmedi.
- Save for retirement starting with your first paycheck.
- İlk maaş çekinizden başlayarak emeklilik için para biriktirin.
- Starting to save is the first step towards a secure retirement.
- Birikim yapmaya başlamak güvenli emekliliğe doğru ilk adımdır.
- Are you ready for retirement?
- Emeklilik için hazır mısınız?
- His life after retirement was unhappy.
- Emeklilikten sonraki hayatı mutsuzdu.
- Tom is looking forward to retirement.
- Tom emeklilik için sabırsızlıkla bekliyor.
- Are you ready for retirement?
- Emekliliğe hazır mısın?
- I'm not prepared for retirement.
- Emekliliğe hazır değilim.
- Tom has announced his retirement.
- Tom emekliliğini duyurdu.
- She put some money away every month for her retirement.
- O, her ay emekliliği için bir kenara para koydu.
- Tom announced his retirement last Monday.
- Tom geçen pazartesi emekliliğini duyurdu.
- I'd like to live a quiet life in the country after retirement.
- Emeklilikten sonra ülkede sakin bir hayat yaşamak istiyorum.
- The sooner you start saving money for your retirement, the better off you'll be.
- Emekliliğiniz için ne kadar erken para biriktirmeye başlarsanız, o kadar iyi olur.
- Tom can put away more money, tax-deferred, for retirement.
- Tom emeklilik için, vergisi ertelenmiş daha çok parayı bir kenara koyabilir.
- Tom is looking forward to retirement.
- Tom emekliliğini dört gözle bekliyor.
- Retirement is becoming a worry.
- Emeklilik endişe haline geliyor.
- How are you saving for retirement?
- Emeklilik için nasıl para biriktiriyorsun?
- I'm not prepared for retirement.
- Emeklilik için hazır değilim.
- Tom can put away more money, tax-deferred, for retirement.
- Tom emeklilik için vergisi ertelenmiş daha fazla para biriktirebilir.
- How much do I need to save for retirement?
- Emeklilik için ne kadar biriktirmem gerekiyor?
- I can't say I'm happy about retirement.
- Emeklilik hakkında mutlu olduğumu söyleyemem.
- You should think about your retirement.
- Emekliliğinizi düşünmelisiniz.
- I'm three weeks away from retirement.
- Emekliliğime üç hafta kaldı.
- Tom hasn't saved anything for retirement.
- Tom emeklilik için hiçbir şey biriktirmedi.
- I bought a small lot on the hillside in Southern France where I plan to build a retirement home.
- Güney Fransa'da dağın yamacında emeklilik evi yapmayı planladığım küçük bir arsa aldım.
- I have purchased eight acres of land for my retirement.
- Emekliliğim için sekiz dönümlük bir arazi satın aldım.
- Retirement is becoming a worry.
- Emeklilik endişe verici olmaya başladı.
- How are you saving for retirement?
- Emeklilik için nasıl tasarruf yapıyorsun?
Show More (63)
|