1 |
sanity |
akıl sağlığı |
n. |
|
- Your sanity isn't in question.
- Akıl sağlığınız söz konusu değil.
- The thin line between sanity and madness has gotten finer.
- Akıl sağlığı ve delilik arasındaki ince çizgi gittikçe inceliyor.
- He recovered his sanity.
- Akıl sağlığına kavuştu.
- I thought I was losing my sanity.
- Akıl sağlığımı kaybettiğimi düşünüyordum.
- I thought I was losing my sanity.
- Akıl sağlığımı kaybediyorum sandım.
- He recovered his sanity.
- Akıl sağlığını geri kazandı.
Show More (3)
|
2 |
sanity |
aklıselim |
n. |
|
- I would appeal for sanity and responsibility in order to find a solution to a problem we have had for decades.
- On yıllardır yaşadığımız bir soruna çözüm bulmak için aklıselim ve sorumluluk çağrısında bulunuyorum.
- He brought them to a place of sanity and peace.
- Onları aklıselimin ve huzurun olduğu bir yere getirdi.
Show More (-1)
|
3 |
sanity |
sağlıklı düşünme |
n. |
|
- Aisha got back her sanity after the big argument.
- Aisha büyük tartışmadan sonra tekrar sağlıklı düşünmeye başladı.
Show More (-2)
|
4 |
sanity |
akıl |
n. |
|
- Stop before I lose my sanity!
- Ben aklımı oynatmadan kes şunu!
Show More (-2)
|
5 |
sanity |
akıllılık |
n. |
|
- He brought them to a place of sanity and peace.
- Onları akıllı uslu ve huzur dolu bir yere getirdi.
Show More (-2)
|