|
- I went to the seaside and got a nice tan.
- Deniz kenarına gittim ve güzelce bronzlaştım.
- It is true Wendy grew up at the seaside, but she isn't a good swimmer.
- Wendy'nin deniz kenarında yetiştiği doğru fakat o iyi bir yüzücü değil.
- I could have gone to the seaside but I went to the mountains.
- Deniz kenarına gidebilirdim ama ben dağlara gittim.
- I could've gone to the seaside, but I went to the mountains instead.
- Ben deniz kenarına gidebilirdim ama onun yerine dağlara gittim.
- The seaside is an ideal spot for the children to play.
- Deniz kenarı çocukların oynaması için ideal bir yerdir.
- Seaside resorts, such as Newport, are very crowded in summer.
- Newport gibi, deniz kenarındaki tatil yerleri yaz aylarında çok kalabalıktır.
- We had a glorious time at the seaside.
- Deniz kenarında harika zaman geçirdik.
- I've been to the seaside by car.
- Deniz kenarına arabayla gitmiştim.
- He insists on buying a seaside villa.
- Deniz kenarında bir villa almakta ısrar ediyor.
- I could've gone to the seaside, but I went to the mountains instead.
- Deniz kenarına gidebilirdim ama onun yerine dağlara gittim.
- We had a glorious time at the seaside.
- Biz deniz kenarında muhteşem bir zaman geçirdik.
- Few were at the seaside because it was raining.
- Yağmur yağdığı için çok az sayıda kişi deniz kenarındaydı.
- We enjoyed ourselves at the seaside.
- Deniz kenarında çok eğlendik.
- We enjoyed ourselves at the seaside all day.
- Biz bütün gün deniz kenarında eğlendik.
- We enjoyed ourselves at the seaside all day.
- Bütün gün deniz kenarında eğlendik.
- We enjoyed ourselves at the seaside.
- Deniz kenarında eğlendik.
- The seaside is an ideal spot for the children to play.
- Deniz kenarı, çocukların oynamaları için ideal bir noktadır.
- We spent our holiday at the seaside.
- Tatilimizi deniz kenarında geçirdik.
- An elevated seaside bike path collapsed in Rio.
- Rio'da deniz kenarındaki yükseltilmiş bir bisiklet yolu çöktü.
- He insists on buying a seaside villa.
- O, deniz kenarında bir villa satın almakta ısrar ediyor.
- He is bent on buying the seaside villa.
- O, deniz kenarı villası almanın peşinde koşuyor.
- We used to go to the seaside on holiday.
- Tatilde deniz kenarına giderdik.
- It is true Wendy grew up at the seaside, but she isn't a good swimmer.
- Wendy'nin deniz kenarında büyüdüğü doğru, ama iyi bir yüzücü değil.
- Seaside resorts, such as Newport, are very crowded in summer.
- Newport gibi deniz kenarındaki dinlenme tesisleri yazın çok kalabalık olur.
- He is bent on buying the seaside villa.
- Deniz kenarındaki villayı satın almaya kararlı.
- Can you go to the seaside tomorrow?
- Yarın deniz kenarına gidebilir misin?
- I picked up a pretty shell at the seaside.
- Deniz kenarından güzel bir deniz kabuğu aldım.
- He is bent on buying a seaside villa.
- Deniz kenarında bir villa almaya kararlı.
- As a boy, he would go to the seaside every summer.
- Çocukken her yaz deniz kenarına giderdi.
- He is a waiter in a seaside restaurant.
- Deniz kenarındaki bir restoranda garsonluk yapıyor.
- Few were at the seaside because it was raining.
- Yağmur yağdığı için çok az kişi deniz kenarındaydı.
Show More (28)
|