| 1 |
shower |
duş |
n. |
|
- This is the most terrifying shower scene since Psycho.
- Bu Psycho'dan beri en korkunç duş sahnesi.
- This is the most terrifying shower scene since Psycho.
- Bu Psycho'dan bu yana en korkunç duş sahnesi.
- This is the most terrifying shower scene since Psycho.
- Bu Psycho'dan beri çekilen en korkunç duş sahnesi.
- They were in the shower.
- Duştaydılar.
- The doorbell rang when I was in the shower.
- Ben duştayken kapı çaldı.
- Dan didn't even take a shower.
- Dan bir duş bile almadı.
- He took off his clothes and stepped into the shower.
- O da kıyafetlerini çıkardı ve duşa girdi.
- Tom slipped and fell in the shower.
- Tom duşta kayıp düştü.
- There are showers at work.
- İş yerinde duşlar var.
- Tom loves to sing in the shower.
- Tom duşta şarkı söylemeyi sever.
- There are showers at work.
- İşyerinde duş var.
- Tom got out of the shower and put his clothes back on.
- Tom duştan çıktı ve giysilerini giydi.
- Tom stepped into the shower.
- Tom duşa girdi.
- There are showers at work.
- İşte duş var.
- He always sings in the shower.
- O her zaman duşta şarkı söyler.
- Tom shaves every morning as soon as he gets out of the shower.
- Tom her sabah duştan çıkar çıkmaz tıraş olur.
- He took off his clothes and stepped into the shower.
- Çamaşırlarını çıkarıp duşa girdi.
- Tom got out of the shower and dried himself with a towel.
- Tom duştan çıktı ve havluyla kurulandı.
- I'd like a single with a shower, please.
- Duşlu tek kişilik bir oda istiyorum, lütfen.
- Tom took off his clothes and stepped into the shower.
- Tom elbiselerini çıkardı ve duşa girdi.
- He came out of the shower naked.
- O, duştan çıplak çıktı.
- Do you have any rooms with a shower and toilet?
- Hiç duşlu ve tuvaletli odanız var mı?
- The shower is broken.
- Duş bozulmuş.
- I'm in the shower.
- Duştayım.
- Tom was in the shower.
- Tom duştaydı.
- I heard him humming in the shower.
- Duşta mırıldandığını duydum.
- Tom likes to sing in the shower.
- Tom duşta şarkı söylemeyi seviyor.
- I heard Tom singing in the shower.
- Tom'un duşta şarkı söylediğini duydum.
- I often sing in the shower.
- Ben sık sık duşta şarkı söylerim.
- This shower is broken.
- Bu duş bozuk.
- Mary slipped off her robe and got into the shower.
- Mary bornozunu çıkarıp duşa girdi.
- There's a spider in the shower.
- Duşta bir örümcek var.
- Tom took another shower.
- Tom bir duş daha aldı.
- Would you like a room with a bath or a shower?
- Küvetli mi yoksa duşlu bir oda mı istersiniz?
- Dan didn't even take a shower.
- Dan duş bile almadı.
- She came out of the shower with only a towel on.
- Duştan üzerinde sadece bir havluyla çıktı.
- He's in the shower.
- O duşta.
- But when I tried to turn the shower faucet, this black bubbly liquid came out.
- Ama duş musluğunu açmaya çalıştığımda siyah kabarcıklı bir sıvı çıktı.
- He always sings while having a shower.
- O her zaman duşta şarkı söyler.
- All I want now is a hot shower and a good night's sleep.
- Şimdi tek istediğim sıcak bir duş ve iyi bir uyku.
- Where are the showers?
- Duşlar nerede?
- Singing in the shower is one of his favorite things to do.
- Duşta şarkı söylemek onun yapacağı en sevdiği şeylerden biridir.
- Tom often sings when he's in the shower.
- Tom duştayken sık sık şarkı söyler.
- She came out of the shower naked.
- Duştan çıplak çıktı.
- Tom is singing in the shower.
- Tom duşta şarkı söylüyor.
- Was Tom in the shower?
- Tom duşta mıydı?
- Was that you I heard singing in the shower?
- Duşta şarkı söylediğini duyduğum sen miydin?
- They're in the shower.
- Duştalar.
- We were caught in a shower on our way home from school.
- Okuldan eve dönerken duşta yakalandık.
- I am not musical, but I like to sing in the shower.
- Müzisyen değilim ama duşta şarkı söylemeyi severim.
- Tom took another shower.
- Tom bir kez daha duşa girdi.
- Tom likes singing in the shower.
- Tom duşta şarkı söylemeyi seviyor.
- I felt refreshed after showering.
- Duştan sonra kendimi yenilenmiş hissettim.
- Mary could hear Tom singing in the shower.
- Mary Tom'un duşta şarkı söylediğini duyabiliyordu.
- She was in the shower.
- Duştaydı.
- Tom often sings when he's in the shower.
- Tom duştayken genellikle şarkı söyler.
- She came out of the shower naked.
- O, duştan çıplak çıktı.
- You'll feel better after a hot shower.
- Sıcak bir duştan sonra daha iyi hissedeceksin.
- He was heard singing in the shower.
- Duşta şarkı söylerken duyuldu.
- Tom needs a shower.
- Tom'un duşa ihtiyacı var.
- Tom took off his clothes and stepped into the shower.
- Tom giysilerini çıkardı ve duşa girdi.
- Tom heard Mary singing in the shower.
- Tom Mary'nin duşta şarkı söylediğini duydu.
- I heard my mother singing in the shower.
- Annemin duşta şarkı söylediğini duydum.
- Tom loves to sing in the shower.
- Tom duşta şarkı söylemeye bayılıyor.
- She usually takes a shower before breakfast.
- Kahvaltıdan önce genelde duşa girer.
- I am not musical, but I like to sing in the shower.
- Ben müzikle ilgili değilim ama duşta şarkı söylemeyi severim.
- Tom has a steam shower.
- Tom'un buhar duşu var.
- I often sing in the shower.
- Sık sık duşta şarkı söylerim.
- I was in the shower.
- Duştaydım.
- Your phone rang several times while you were in the shower.
- Sen duştayken telefonun birkaç kez çaldı.
- Do you have any rooms with a shower and toilet?
- Duş ve tuvaleti olan odanız var mı?
- I don't usually sing in the shower.
- Genellikle duşta şarkı söylemem.
- Tom likes to sing in the shower.
- Tom duşta şarkı söylemekten hoşlanır.
- He was heard singing in the shower.
- O, duşta şarkı söylerken duyuldu.
- He always sings in the shower.
- Her zaman duşta şarkı söyler.
- She's in the shower.
- O, duşta.
- Are you still in the shower?
- Hala duşta mısın?
- Tom slipped and fell in the shower.
- Tom duşta kaydı ve düştü.
- He was in the shower.
- O, duştaydı.
- Where are the showers?
- Duş nerede?
- The doorbell rang when I was in the shower.
- Duştayken kapı çaldı.
- He came out of the shower naked.
- Duştan çıplak çıktı.
- Do not use this product near a bathtub, sink, shower, swimming pool, or anywhere else where water or moisture are present.
- Bu ürünü küvet, lavabo, duş, yüzme havuzu ya da su ve rutubetin olduğu başka herhangi bir yerin yanında kullanmayınız.
- Do not use this product near a bathtub, sink, shower, swimming pool, or anywhere else where water or moisture are present.
- Bu ürünü küvet, lavabo, duş, yüzme havuzu veya su ya da nemin bulunduğu herhangi bir yerde kullanmayın.
- I sometimes sing in the shower.
- Bazen duşta şarkı söylerim.
- I prefer to wash myself in the shower and not in the bathtub.
- Küvette değil de duşta yıkanmayı tercih ederim.
- Tom often sings in the shower.
- Tom sık sık duşta şarkı söyler.
- Tom is in the shower.
- Tom duşta.
- She prefers baths rather than showers.
- Duş yerine banyoyu tercih ediyor.
- Someone's in the shower.
- Birisi duşta.
- Mary could hear Tom singing in the shower.
- Mary, Tom'un duşta şarkı söylediğini duyabiliyordu.
- Tom got out of the shower and dried himself with a towel.
- Tom duştan çıktı ve kendini bir havluyla kuruttu.
- Get out of the shower!
- Duştan çık!
- Tom heard Mary singing in the shower.
- Tom, Mary'nin duşta şarkı söylediğini duymuş.
- I want a room with a shower.
- Duşlu bir oda istiyorum.
- Tom called while you were in the shower.
- Sen duştayken Tom aradı.
- Tom could hear Mary singing in the shower.
- Tom, Mary'nin duşta şarkı söylediğini duyabiliyordu.
- They're in the shower.
- Onlar duşta.
- Tom is in the shower, isn't he?
- Tom duşta, değil mi?
- The shower is broken.
- Duş bozuk.
- I felt refreshed after showering.
- Duştan sonra zinde hissettim.
- The shower doesn't work.
- Duş çalışmıyor.
- Tom stepped out of the shower.
- Tom duştan çıktı.
- After getting out of the shower, Tom wiped the fog off the mirror and shaved.
- Tom duştan çıktıktan sonra aynadaki sisi sildi ve tıraş oldu.
- Tom got out of the shower.
- Tom duştan çıktı.
- She was in the shower.
- O, duştaydı.
- Let's hit the showers.
- Hadi duşa girelim.
- She, covered only with a handtowel, came from the shower.
- Mary, sadece bir el havlusuyla sarılı halde duştan çıktı.
- This shower is broken.
- Bu duş bozuktur.
- Tom has a steam shower.
- Tom'un bir buhar duşu var.
- All I want now is a hot shower and a good night's sleep.
- Şimdi tek istediğim sıcak bir duş ve iyi bir gece uykusu.
- Are you still in the shower?
- Hâlâ duşta mısın?
- She prefers baths rather than showers.
- O, banyoyu duşa tercih eder.
- He was in the shower.
- Duştaydı.
- I don't usually sing in the shower.
- Genelde duşta şarkı söylemem.
- Tom tried to adjust the temperature of the shower.
- Tom duşun sıcaklığını ayarlamaya çalıştı.
- Singing in the shower is one of his favorite things to do.
- Duşta şarkı söylemek en sevdiği şeylerden biridir.
- I sometimes hear my father singing in the shower.
- Ben bazen babamın duşta şarkı söylediğini duyuyorum.
- Nobody sings better in the shower than Anna!
- Kimse duşta Anna'dan daha iyi şarkı söyleyemez!
- I need a shower.
- Duşa ihtiyacım var.
- I sometimes hear my father singing in the shower.
- Bazen babamın duşta şarkı söylediğini duyuyorum.
Show More (118)
|
| 2 |
shower |
duş almak |
v. |
|
- Bathing, showering and shaving should cause no problems at all.
- Banyo yapmak, duş almak ve tıraş olmak hiçbir soruna neden olmamalıdır.
- Bathing, showering and shaving should cause no problems at all.
- Banyo yapmak, duş almak ve tıraş olmak hiçbir soruna yol açmaz.
- Bathing, showering and shaving should cause no problems at all.
- Yıkanmak, duş almak ve tıraş olmak herhangi bir soruna neden olmayacaktır.
- Is it true that Europeans don't shower daily?
- Avrupalıların her gün duş almadıkları doğru mu?
- Is it true that Europeans don't shower every day?
- Avrupalıların her gün duş almadıkları doğru mu?
- Tom showered and shaved.
- Tom duş aldı ve tıraş oldu.
- I haven't showered in three days.
- Üç gündür duş almadım.
- My big sister showers every day.
- Ablam her gün duş alıyor.
- Tom would rather take a bath than a shower.
- Tom duş almaktansa banyo yapmayı tercih eder.
- Sami wanted to shower.
- Sami duş almak istedi.
- When is the last time you showered?
- En son ne zaman duş aldın?
- I just showered.
- Yeni duş aldım.
- When Tom woke up, Mary was taking her shower.
- Tom uyandığında Mary duş alıyordu.
- I shower every night.
- Her gece duş alıyorum.
- I shower every day.
- Her gün duş alırım.
- Tom showers every morning before breakfast.
- Tom her sabah kahvaltıdan önce duş alır.
- Here's where you can shower.
- Burası duş alabileceğiniz yer.
- Is it true that Europeans don't shower daily?
- Avrupalıların her gün duş almadığı doğru mu?
- How often do you shower?
- Ne sıklıkta duş alırsın?
- Does Tom shower every day?
- Tom her gün duş alır mı?
- She grabbed a shower.
- Bir duş aldı.
- I guess I could use a shower.
- Sanırım bir duş alabilirim.
- I can't wait to shower.
- Duş almak için sabırsızlanıyorum.
- I shower every day.
- Ben her gün duş alırım.
- She showers every morning.
- Her sabah duş alıyor.
- My older sister showers every day.
- Ablam her gün duş alıyor.
- Go and shower first.
- Önce git ve duş al.
- I just showered.
- Az önce duş aldım.
- Go and shower first.
- Git de önce duş al.
- She grabbed a shower.
- O, hızlı bir duş aldı.
- Tom would rather take a bath than a shower.
- Tom duş almaktansa banyo yapmayı tercih ederdi.
- I have to shower.
- Duş almam lazım.
- My big sister showers every day.
- Ablam her gün duş alır.
- Do you shower every day?
- Her gün duş alıyor musun?
- Here's where you can shower.
- Burada duş alabilirsin.
- You can shower here.
- Burada duş alabilirsin.
- Sami was showering.
- Sami duş alıyordu.
- She showers every morning.
- O her sabah duş alır.
- I usually shower at night.
- Genelde geceleri duş alırım.
- Have you showered?
- Duş aldın mı?
- I showered before breakfast.
- Kahvaltıdan önce duş aldım.
- I have to shower.
- Duş almak zorundayım.
- I didn't shower.
- Duş almadım.
- I shower every night.
- Ben her gece duş alırım.
- Do you shower every day?
- Her gün duş alıyor musunuz?
- How often do you shower?
- Ne sıklıkta duş alıyorsun?
- I never take long showers.
- Asla uzun süre duş almam.
- I was just showering.
- Duş alıyordum.
Show More (46)
|
| 3 |
shower |
sağanak |
n. |
|
- While waiting for bus, I was caught in a shower.
- Otobüs beklerken, bir sağanağa yakalandım.
- I was caught in a shower on my way home yesterday.
- Dün eve dönerken sağanak yağmura yakalandım.
- I was caught in shower on my way home.
- Evime giderken sağanağa yakalandım.
- Yesterday I was caught in a shower.
- Dün bir sağanağa yakalandım.
- We had not gone far before we were caught in a shower.
- Sağanağa yakalandığımızda pek uzaklaşmamıştık.
- Tom was caught in a shower on his way home from work.
- Tom işten eve giderken bir sağanağa yakalandı.
- We were drenched in the shower.
- Sağanakta sırılsıklam olduk.
- We were caught in a shower on the way to school.
- Okula gidiyorken sağanak yağmura yakalandık.
- On my way home from school, I was caught in a shower and got wet to the skin.
- Okuldan eve giderken bir sağanağa yakalandım ve iliklerime kadar ıslandım.
- I was caught in a shower on my way home from school.
- Okuldan eve giderken bir sağanak yağmura yakalandım.
- Yesterday I was caught in a shower on my way home.
- Dün eve giderken bir sağanağa yakalandım.
- The weather forecast says there'll be showers.
- Hava tahmini sağanaklar olacağını söylüyor.
- I was caught in a shower on my way home yesterday.
- Dün eve giderken bir sağanağa yakalandım.
- We lost our way, and what was worse, we were caught in a shower.
- Yolumuzu kaybettik ve daha da kötüsü, sağanak yağışa yakalandık.
- I was caught in a shower on my way home yesterday evening.
- Dün akşam eve giderken bir sağanağa yakalandım.
- On my way home from school yesterday, I was caught in a shower.
- Dün okuldan eve dönerken sağanağa yakalandım.
- We were caught in a shower and got wet to the skin.
- Biz bir sağanağa yakalandık ve iliklerimize kadar ıslandık.
- The weather forecast says there'll be showers.
- Hava tahminine göre sağanak yağış olacak.
- We were caught in a shower.
- Biz bir sağanağa yakalandık.
- I had not gone very far when I was caught in a shower.
- Sağanağa yakalandığımda çok uzağa gitmemiştim.
- On my way home from school yesterday, I was caught in a shower.
- Dün okuldan eve gelirken bir sağanağa yakalandım.
- Koji was caught in a shower on his way home.
- Koji eve giderken sağanağa yakalandı.
- I was caught in a shower while I was jogging.
- Koşarken sağanak yağmura yakalandım.
- We were caught in a shower on the way to school.
- Biz okula giderken bir sağanağa yakalandık.
- I was caught in a shower on my way home yesterday evening.
- Dün akşam eve dönerken sağanak yağışa yakalandım.
- I was caught in a shower on my way to the station.
- İstasyona giderken bir sağanağa yakalandım.
- We were caught in a shower.
- Sağanak yağışa yakalandık.
- We were caught in a shower on our way home from school.
- Biz okuldan eve giderken bir sağanağa yakalandık.
- James was caught in a shower.
- James bir sağanağa yakalandı.
- I was caught in a shower and was drenched to the skin.
- Bir sağanağa yakalandım ve sırılsıklam oldum.
- Tom was caught in a shower on his way home from work.
- Tom işten eve dönerken sağanak yağmura yakalandı.
- The homeless sought shelter from the chilly shower.
- Evsiz, serin sağanaktan korunmak için sığınak aradı.
Show More (29)
|
| 4 |
shower |
yağmuruna tutmak |
v. |
|
- Tom showered Mary with compliments.
- Tom, Mary'yi iltifat yağmuruna tuttu.
- Tom and Mary showered John with confetti.
- Tom ve Mary John'u konfeti yağmuruna tuttu.
- Tom and Mary showered John with confetti.
- Tom ve Mary John'u konfeti yağmuruna tuttular.
- Mount Etna has erupted, showering Sicily in volcanic rock.
- Etna Dağı, Sicilya'yı volkanik kaya yağmuruna tutarak püskürdü.
Show More (1)
|
| 5 |
shower |
duş yapmak |
v. |
|
- I usually shower at night.
- Genellikle gece duş yaparım.
- You can shower here.
- Burada duş yapabilirsiniz.
Show More (-1)
|
| 6 |
shower |
yağdırmak |
v. |
|
- Tom showered Mary with compliments.
- Tom, Mary'ye övgüler yağdırdı.
Show More (-2)
|
| 7 |
shower |
yağmur yağmak |
v. |
|
- Judging from the look of the sky, we might have a shower before nightfall.
- Gökyüzüne bakılırsa, akşam olmadan bir sağanak yağmur yağabilir.
Show More (-2)
|
