1 |
skip |
atlamak |
v. |
|
- However, we need to skip certain steps of the Roadmap; otherwise, we will never reach our goal.
- Ancak Yol Haritasının bazı adımlarını atlamamız gerekiyor; aksi takdirde hedefimize asla ulaşamayız.
- I want to hear the whole story, and don't skip any details.
- Hikâyenin tamamını dinlemeyi ve hiçbir ayrıntıyı atlamamanı istiyorum.
- I want to hear the whole story, and don't skip any details.
- Tüm hikayeyi duymak istiyorum, hiçbir detayı atlama.
- He skipped a grade.
- Sınıf atladı.
- Tom skipped many important details.
- Tom birçok önemli detayı atladı.
- Do you skip breakfast in the mornings?
- Sabahları kahvaltıyı atlar mısın?
- I want to hear the whole story, and don't skip any details.
- Tüm hikayeyi duymak istiyorum, ve hiçbir detayı atlamayın.
- He often skipped meals.
- Sıklıkla öğün atlar.
- I suggest we skip this part.
- Bu kısmı atlamamızı öneriyorum.
- It won't hurt you to skip one meal.
- Bir öğün yemek atlamak size zarar vermez.
- Do you often skip lunch?
- Sıklıkla öğle yemeğini atlar mısın?
- I seldom skip meals.
- Ben nadiren yemek atlarim.
- He skipped a year.
- Bir sınıf atladı.
- Tom skipped lunch.
- Tom öğle yemeğini atladı.
- I wish I hadn't skipped breakfast this morning.
- Keşke bu sabah kahvaltıyı atlamasaydım.
- The teacher skipped the exercise on page 21.
- Öğretmen 21. sayfadaki alıştırmayı atladı.
- Why did you skip lunch?
- Neden öğle yemeğini atladın?
- It won't hurt you to skip one meal.
- Bir öğün atlamak sana zarar vermez.
- You definitely should not skip this step.
- Bu adımı kesinlikle atlamamalısınız.
- He skipped a grade.
- O bir sınıf atladı.
- Tom skipped dinner saying he was too tired to eat.
- Tom yemek yiyemeyecek kadar yorgun olduğunu söyleyerek akşam yemeğini atladı.
- Why don't we skip lunch?
- Neden öğle yemeğini atlamıyoruz?
- I often skip breakfast.
- Sık sık kahvaltıyı atlarım.
- Do you often skip lunch?
- Öğle yemeğini sık sık atlar mısın?
- It is common for students to skip breakfast before going to school.
- Öğrencilerin okula gitmeden önce kahvaltıyı atlaması yaygındır.
- I skipped a grade.
- Bir derece atladım.
- Tom often skipped class.
- Tom sık sık sınıf atlardı.
- Why don't we skip dessert?
- Neden tatlıyı atlamıyoruz?
- I plan to skip lunch.
- Öğle yemeğini atlamayı planlıyorum.
- Tom told me he had skipped breakfast.
- Tom bana kahvaltıyı atlamış olduğunu söyledi.
- It's not healthy to skip meals.
- Öğün atlamak sağlıklı değildir.
- I suggest we skip this part.
- Bu bölümü atlamamızı öneriyorum.
- It is common for students to skip breakfast before going to school.
- Öğrencilerin okula gitmeden önce kahvaltıyı atlamaları yaygındır.
- Tom skipped breakfast this morning.
- Tom bu sabah kahvaltıyı atladı.
- Tom told me he had skipped breakfast.
- Tom bana kahvaltıyı atladığını söyledi.
- Tom often skips meals.
- Tom sık sık öğün atlar.
- Why do you skip lunch every day?
- Neden her gün öğle yemeğini atlıyorsun?
- He often skips meals.
- Sık sık öğün atlar.
- I want to hear the whole story, and don't skip any details.
- Tüm hikayeyi duymak istiyorum ve hiçbir detayı atlamayın.
- I skipped my breakfast.
- Sabah kahvaltımı atladım.
- Don't skip this step.
- Bu adımı atlama.
- Tom usually skips breakfast.
- Tom genellikle kahvaltıyı atlar.
- I skipped one.
- Birini atladım.
- We skipped his turn on purpose.
- Biz kasıtlı olarak onun sırasını atladık.
- I intend to skip lunch for a week starting today.
- Ben bugünden itibaren bir hafta boyunca öğle yemeğini atlamak niyetindeyim.
- Once you skip a lesson, it's hard to catch up with your classmates.
- Bir dersi atladığınızda, sınıf arkadaşlarınıza yetişmek zordur.
- Let's skip dessert.
- Tatlıyı atlayalım.
- Why did you skip lunch?
- Öğle yemeğini neden atladın?
- Let's skip class.
- Dersi atlayalım.
- Skip the boring chapters.
- Sıkıcı bölümleri atla.
- I skipped the first few pages of the book.
- Kitabın ilk birkaç sayfasını atladım.
- Tom was so busy he skipped lunch.
- Tom o kadar meşguldü ki öğle yemeğini atladı.
- Tom skipped a grade.
- Tom sınıf atladı.
- Can you skip me?
- Beni atlayabilir misin?
- Click here to skip this ad.
- Bu reklamı atlamak için buraya tıklayın.
- We skipped his turn on purpose.
- Sırasını bilerek atladık.
- I skipped a grade.
- Sınıf atladım.
- She often skips meals.
- Sık sık öğün atladığı olur.
- I skipped lunch.
- Öğle yemeğini atladım.
- I skipped lunch, so I'm pretty hungry.
- Öğle yemeğini atladım, bu yüzden oldukça açım.
- I shouldn't have skipped the meeting.
- Toplantıyı atlamamalıydım.
- I skipped my breakfast.
- Kahvaltımı atladım.
- Jane skipped the questions she couldn't answer.
- Jane, cevap veremediği soruları atladı.
- She often skips meals.
- O sık sık öğün atlar.
- Skip the ad.
- Reklamı atla.
Show More (63)
|
2 |
skip |
asmak (okul) |
v. |
|
- I have never skipped a class.
- Ben dersi hiç asmadım.
- Tom skips class too often.
- Tom çok sık dersi asar.
- She skipped class to hang out with her friends.
- Arkadaşlarıyla takılmak için dersi asmıştı.
- Tom has been skipping classes.
- Tom dersleri asıyor.
- Tom skipped class today.
- Tom bugün dersi astı.
- They often skip class.
- Okulu çok asıyorlar.
- She often skipped class.
- Sık sık dersi asardı.
- She often skipped class.
- O sık sık dersi astı.
- Did Tom skip class again today?
- Tom bugün yine dersi asmış mı?
- I was tempted to skip class and go home early.
- Dersi asıp eve erken gitmeyi canım istedi.
- Tom skipped class today.
- Tom bugün dersi asmış.
- My physics teacher doesn't care if I skip classes.
- Fizik öğretmenim dersleri asmamı umursamaz.
- He often skips meetings.
- O sık sık toplantıları asar.
- Did Tom skip class again today?
- Tom bugün yine dersi mi astı?
- Tom shouldn't have skipped classes.
- Tom dersleri asmamalıydı.
- She skipped a class.
- O, dersi astı.
- I've never skipped school.
- Okulu hiç asmadım.
- Tom skipped a couple of classes today.
- Tom bugün birkaç dersi astı.
- She skipped a class.
- Dersi asmış.
- My physics teacher doesn't care if I skip classes.
- Fizik öğretmenim dersleri asmamı umursamıyor.
- Why don't we skip class?
- Neden dersi asmıyoruz?
- Tom skips class too often.
- Tom dersi çok sık asıyor.
- Tom skipped French class yesterday.
- Tom dün Fransızca dersini asmış.
- Don't skip classes, okay?
- Dersleri asmayın, tamam mı?
Show More (21)
|
3 |
skip |
atlatmak |
v. |
|
- If you skip my classes, I'll kill you.
- Derslerimi atlatırsan seni öldürürüm.
- Have you ever skipped school?
- Hiç okulu atlattın mı?
- I skipped English class this afternoon.
- Bu öğleden sonraki İngilizce dersini atlattım.
Show More (0)
|
4 |
skip |
geçmek |
v. |
|
- You can skip stage three of the certification process and advance immediately to stage six.
- Sertifikasyon işleminin üçüncü aşamasını geçip hemen altıncı aşamaya doğru ilerleyebilirsiniz.
- Skip the boring chapters.
- Sıkıcı bölümleri geç.
Show More (-1)
|
5 |
skip |
kaçmak |
v. |
|
- Tom skipped work to watch the USA-Germany soccer match.
- Tom, ABD-Almanya futbol maçını izlemek için işten kaçtı.
- Tom skipped school a lot.
- Tom okuldan çok kaçtı.
Show More (-1)
|
6 |
skip |
kaytarmak |
v. |
|
- I used to skip classes a lot.
- Derslerden çok kaytarırdım.
Show More (-2)
|
7 |
skip |
zıplamak |
v. |
|
- All children love to run and skip.
- Bütün çocuklar koşmayı ve zıplamayı seviyorlar.
Show More (-2)
|
8 |
skip |
gitmemek (gidilmesi gereken bir toplantıya/yere) |
v. |
|
- My physics teacher doesn't care if I skip classes.
- Derslere gitmezsem fizik öğretmenim umursamaz.
Show More (-2)
|