İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
General | ||
Genel | stick-on i. | yapışkanlı etiket |
Genel | stick-on i. | yapışkanlı kağıt |
Genel | stick-on s. | (kağıt etiketi veya posta pulu) önceden yapıştırılmış |
Colloquial | ||
Konuşma Dili | stick-on i. | belirli bir getirisi/sonucu bulunan olay |
İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | stick on f. | yapışmak | ||
Tom got some chewing gum stuck on the bottom of his shoe. Tom'un ayakkabısının altına sakız yapıştı. More Sentences |
||||
Genel | stick on f. | yapıştırmak | ||
Genel | stick on f. | -e yapıştırmak | ||
Genel | stick on f. | -e yapışmak | ||
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | stick on f. | üstüne eklemek | ||
Öbek Fiiller | stick on f. | üstüne koymak | ||
Öbek Fiiller | stick on f. | üstüne yüklemek | ||
Öbek Fiiller | stick on f. | gereksiz/fuzuli şeyler eklemek | ||
Öbek Fiiller | stick on f. | üstüne bindirmek | ||
Öbek Fiiller | stick on f. | eklemek |