| 1 |
superb |
mükemmel |
adj. |
|
- Her singing abilities are superb.
- Şarkı söyleme yeteneği mükemmel.
- We have provided him with superb publicity.
- Ona mükemmel bir tanıtım sağladık.
- The Eurofighter Typhoon is a superb aircraft.
- Eurofighter Typhoon mükemmel bir uçak.
- Once again, I thank the honourable Member for her superb report.
- Sayın Üyeye mükemmel raporu için bir kez daha teşekkür ediyorum.
- I thought that it was quite superb.
- Bence oldukça mükemmeldi.
- This is a superb report, couched in very moderate terms.
- Bu, çok ılımlı terimlerle ifade edilmiş mükemmel bir rapordur.
- Once more, thank you for a superb Presidency and congratulations on the result.
- Bir kez daha mükemmel Başkanlığınız için teşekkür eder ve sonuçtan dolayı sizi tebrik ederim.
- You have superb English.
- Mükemmel bir İngilizcen var.
- Tom has done a superb job.
- Tom mükemmel bir iş çıkardı.
- It goes without saying that he is a superb pianist.
- Mükemmel bir piyanist olduğunu söylemeye gerek yok.
- The training was superb.
- Eğitim mükemmeldi.
- His taste in music is superb.
- Müzik zevki mükemmel.
- Your pronunciation is superb!
- Telaffuzun mükemmel!
Show More (10)
|
| 2 |
superb |
harika |
adj. |
|
- Two nice folks don't must make a superb couple.
- İki harika insan iyi bir çift olmak zorunda değil.
- Two nice folks don't must make a superb couple.
- İki iyi insan harika bir ikili de olmak zorunda değil.
- You've done a superb job.
- Harika bir iş yaptın.
- You've done a superb job.
- Harika bir iş çıkardın.
- It was superb.
- Harikaydı.
- This is a superb idea.
- Bu harika bir fikir.
Show More (3)
|
| 3 |
superb |
muhteşem |
adj. |
|
- His taste in music is superb.
- Onun müzik zevki muhteşemdir.
- It was superb.
- O muhteşemdi.
- That museum has a superb collection of Celtic era cultural artifacts.
- Bu müzede Kelt dönemi kültürel eserlerinden oluşan muhteşem bir koleksiyon var.
- You have superb English.
- Muhteşem İngilizcen var.
- This is a superb idea.
- Bu muhteşem bir fikir.
Show More (2)
|
