| 1 |
supplement |
tamamlamak |
v. |
|
- To supplement these measures the report rightly calls for more high quality education.
- Bu önlemleri tamamlamak için rapor haklı olarak daha yüksek kaliteli eğitim çağrısında bulunmaktadır.
- It must supplement other funding, be subject to conditions and comply with the principle of financial discipline.
- Bu yardım diğer fonları tamamlamalı, koşullara tabi olmalı ve mali disiplin ilkesine uygun olmalıdır.
- This is therefore an ideal means of supplementing the demand.
- Dolayısıyla bu, talebi tamamlamak için ideal bir araçtır.
- These amendments supplement or clarify the Commission's text.
- Bu değişiklikler Komisyon metnini tamamlamakta veya açıklığa kavuşturmaktadır.
- I will supplement these assessments in my explanation of vote.
- Bu değerlendirmeleri oylama açıklamamda tamamlayacağım.
- The new programme is designed to supplement and enhance the actions of existing programmes.
- Yeni program, mevcut programların faaliyetlerini tamamlamak ve geliştirmek üzere tasarlanmıştır.
- Improving, yes; supplementing, yes; putting a question mark over, emphatically no.
- İyileştirmek, evet; tamamlamak, evet; üzerine soru işareti koymak, kesinlikle hayır.
- It supplements the Directive on environmental information.
- Çevresel bilgilere ilişkin Direktifi tamamlayıcı niteliktedir.
- I believe that this would supplement the report.
- Bunun raporu tamamlayacağına inanıyorum.
- You had better supplement your diet with vitamins.
- Diyetini vitaminlerle tamamlasan iyi olur.
Show More (7)
|
| 2 |
supplement |
desteklemek |
v. |
|
- She supplemented her income with freelance work.
- Gelirini serbest çalışma ile destekliyordu.
- This is therefore an ideal means of supplementing the demand.
- Dolayısıyla bu, talebi desteklemek için ideal bir yöntemdir.
- We need to supplement this with other regional statistical indicators.
- Bunu diğer bölgesel istatistiki göstergelerle desteklememiz gerekiyor.
- They will also be supplemented by an oral amendment which I hope the House will support.
- Ayrıca Meclisin destekleyeceğini umduğum sözlü bir değişiklikle de desteklenecektir.
- Allow me to supplement his press review with some news.
- Basın incelemesini bazı haberlerle desteklememe izin verin.
- It is now imperative that we supplement the regulatory measures with economic instruments.
- Düzenleyici tedbirleri ekonomik araçlarla desteklememiz artık bir zorunluluktur.
- Consistent checks by producers, but also by farmers, must supplement the system.
- Üreticiler ve aynı zamanda çiftçiler tarafından yapılan tutarlı kontroller sistemi desteklemelidir.
Show More (4)
|
| 3 |
supplement |
ek |
n. |
|
- Have you seen the sports supplement?
- Spor ekini gördün mü?
- Moreover, we already notice that much biomass is being used as a supplement in coal-fired power plants.
- Ayrıca biyokütlenin büyük bir kısmının kömürle çalışan enerji santrallerinde ek olarak kullanıldığını görüyoruz.
- It has to be possible to enforce compliance with the supplements by all concerned.
- İlgili herkesin bu eklere uymasını sağlamak mümkün olmalıdır.
- I think that my own amendment concerning recital 7a is a good supplement to the otherwise excellent report.
- Resital 7a'ya ilişkin kendi değişikliğimin, mükemmel rapora iyi bir ek olduğunu düşünüyorum.
Show More (1)
|
| 4 |
supplement |
ek ücret |
n. |
|
- Room service is available at a supplement.
- Ek ücret karşılığında oda servisi mevcuttur.
Show More (-2)
|
| 5 |
supplement |
takviye |
n. |
|
- She is taking iron and folic acid supplements.
- Demir ve folik asit takviyesi alıyor.
Show More (-2)
|
