|
- A more sustained effort is required in particular as regards excise duties.
- Bilhassa özel tüketim vergileri konusunda daha sürekli bir çabaya ihtiyaç vardır.
- We can only have sustainable economic development when we have sustained investment.
- Sürdürülebilir ekonomik kalkınmaya ancak sürekli yatırım yaptığımızda sahip olabiliriz.
- Only a sustained and joint effort can help us to meet them.
- Sadece sürekli ve ortak bir çaba bu hedeflere ulaşmamıza yardımcı olabilir.
- Destruction goes against every notion of sustained use.
- Yıkım, sürekli kullanım kavramına aykırıdır.
- We can only have sustainable economic development when we have sustained investment.
- Sürdürülebilir ekonomik kalkınmayı ancak sürekli yatırımla sağlayabiliriz.
- There is one area where we are not for the first time facing sustained opposition.
- İlk defa sürekli bir muhalefetle karşılaşmadığımız bir alan var.
- In this respect, sustained action is needed by the EU institutions to improve the situation.
- Bu itibarla, durumun iyileştirilmesi için AB kurumları tarafından sürekli eylem gerekmektedir.
- This will require a thorough and sustained effort throughout the negotiations.
- Bu, müzakereler boyunca kapsamlı ve sürekli bir çaba gerektirecektir.
- This will require a thorough and sustained effort throughout the negotiations.
- Bu da müzakereler boyunca kapsamlı ve sürekli bir çaba gerektirecektir.
- In this respect, sustained action is needed by the EU institutions to improve the situation.
- Bu bağlamda, durumun iyileştirilmesi için AB kurumları tarafından sürekli eylem gerekmektedir.
- It requires a sustained political and financial commitment to cover the gap between rhetoric and reality.
- Retorik ile gerçeklik arasındaki boşluğu kapatmak için sürekli bir siyasi ve mali taahhüt gerekir.
- A sustained effort must be made to improve basic infrastructure.
- Temel altyapıyı geliştirmek için sürekli bir gayret gösterilmelidir.
- That, obviously, is our sustained and unchanging objective.
- Açıkçası bu bizim sürekli ve değişmez hedefimizdir.
- The President of the Council has rightly said that the fight against terrorism will be global and sustained.
- Konsey Başkanı haklı olarak terörizmle mücadelenin küresel ve sürekli olacağını söylemiştir.
- Repression in Cuba has received a prompt, firm and sustained reaction from the Union.
- Küba'daki baskılar Birlik tarafından hızlı, sert ve sürekli bir tepkiyle karşılandı.
Show More (12)
|
