sustained - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

sustained

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"sustained" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 14 sonuç

İngilizce Türkçe
General
sustained s. sürdürülebilir
sustained s. uzun süreli
sustained s. sönümsüz
sustained s. uzatmalı
sustained s. başından sonuna kadar aynı seviyede sürdürülen
sustained s. güçlü tutulmuş
sustained s. devamlı
sustained s. aralıksız
sustained s. başından sonuna kadar aynı güçle sürdürülen
sustained s. sürekli
sustained s. kesintisiz
Trade/Economic
sustained s. sürekli
Law
sustained s. sürdürülebilir
Music
sustained s. devam ettirilen

"sustained" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 36 sonuç

İngilizce Türkçe
General
sustained attention i. sürekli dikkat
self-sustained s. kendi ayakları üzerinde duran
self-sustained s. kendi kendine yeten
self-sustained s. kendini geçindiren
self-sustained s. başkalarına yük olmadan kendi kendine yaşayabilen
Trade/Economic
sustained inflation i. sönümsüz/devamlı enflasyon
Law
sustained damage i. ika olunan zarar
sustained loss i. uğranılan zarar
objection sustained! expr. itiraz kabul edildi!
Politics
sustained economic growth i. süren ekonomik büyüme
sustained funding i. sürdürülen fonlama
sustained recovery i. sürdürülen toparlanma
Technical
sustained short-circuit current i. devamlı kısa devre akımı
sustained combustibility i. sürgit yanabilirlik
sustained load i. uzun süreli yüklenme
sustained oscillation i. zorlamalı osilasyon
self-sustained s. kendi kendine hareket eden
Informatics
sustained rate i. sürdürülebilir hız
sustained oscillation i. sürdürülen salınım
Telecom
sustained information rate i. sürdürülebilir veri hızı
Automotive
sustained backfire i. tutulan ateş tepmesi
Railway
sustained braking i. devamlı frenleme
sustained braking i. sürekli frenleme
Medical
sustained release i. sürekli salım
sustained-release morphine i. yavaş salınımlı morfin
sustained-release s. yavaş salınımlı
sustained-released s. yavaş salınımlı
Marine Biology
sustained harvest i. sürdürülen hasat
sustained speed i. sürdürülen hız
sustained use i. sürdürülen kullanım
Linguistics
sustained juncture i. duraklama aralığı
Military
maximum sustained speed i. devamlı idame ettirilecek azami sürat
sustained flight vehicle i. destekli uçuş aracı
sustained attrition minefield i. sürekli yıpratıcı mayın tarlası
sustained defence i. sürekli savunma
Hunting
sustained lead i. muhafaza edilen önleme tekniği