| 1 |
swarm |
sürü |
n. |
|
- He started immediately to run when he saw the swarm of bees.
- Arı sürüsünü görünce hemen koşmaya başladı.
- A swarm of birds crouched in the branches.
- Bir kuş sürüsü dallarda çömelmişti.
- A swarm of mosquitoes followed him.
- Bir sivrisinek sürüsü onu takip etti.
- A swarm of birds crouched in the branches.
- Bir kuş sürüsü dallara kondu.
Show More (1)
|
| 2 |
swarm |
arı sürüsü |
n. |
|
- A swarm of wasps attacked the children.
- Bir yaban arısı sürüsü çocuklara saldırdı.
- A swarm of hornets attacked the children.
- Bir eşek arısı sürüsü çocuklara saldırdı.
Show More (-1)
|
| 3 |
swarm |
kalabalık |
n. |
|
- A swarm of students entered the main street.
- Bir öğrenci kalabalığı ana caddeye girdi.
Show More (-2)
|
| 4 |
swarm |
doluşmak |
v. |
|
- People were swarming through the museum as the guide quit the job.
- Rehber işi bıraktığı için insanlar müzeye doluşuyordu.
Show More (-2)
|
| 5 |
swarm |
kovanı terketmek |
v. |
|
- The bees swarmed from the region because of the growing wasp population.
- Artan yaban arısı popülasyonu nedeniyle bölgedeki arılar kovanlarını terk etti.
Show More (-2)
|
