İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | length i. | uzunluk | ||
A play of this length is certainly boring. Bu uzunlukta bir oyun kesinlikle sıkıcı oluyor. More Sentences |
||||
Yaygın Kullanım | length i. | boy | ||
With the establishment of Fortress Europe, we are creating a new Iron Curtain running the length of Europe. Avrupa Kalesi'nin kurulmasıyla birlikte Avrupa'yı boydan boya geçen yeni bir Demir Perde yaratıyoruz. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | length i. | süre | ||
The overall length of the journey was 36 hours. Yolculuğun toplam süresi 36 saatti. More Sentences |
||||
Genel | length i. | uzunluk | ||
Do you know the length of your couch? Kanepenizin uzunluğunu biliyor musunuz? More Sentences |
||||
Genel | length i. | boy | ||
Our boat won by two lengths. Teknemiz iki boy farkla kazandı. More Sentences |
||||
Genel | length i. | mesafe | ||
This refusal is part of a much broader pattern, one of keeping the United Nations at arm's length. Bu reddediş çok daha geniş bir kalıbın, Birleşmiş Milletleri kol mesafesinde tutmanın bir parçasıdır. More Sentences |
||||
Genel | length i. | uzun parça | ||
He twisted a length of wire and taped it. Uzun bir parça kabloyu büktü ve bantladı. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Teknik | length i. | boy | ||
I like to wear my skirts knee length. Eteklerimi diz boyu giymeyi severim. More Sentences |
||||
Teknik | length | mesafe | ||
This refusal is part of a much broader pattern, one of keeping the United Nations at arm's length. Bu reddediş çok daha geniş bir kalıbın, Birleşmiş Milletler'i kol mesafesinde tutmanın bir parçasıdır. More Sentences |
||||
Computer | ||||
Bilgisayar | length | uzunluk | ||
The test was conclusive and in all participating States, queues were of normal length. Test sonuç verdi ve tüm katılımcı Devletlerde kuyruklar normal uzunluktaydı. More Sentences |
||||
Automotive | ||||
Otomotiv | length | uzunluk | ||
The criteria are, amongst others, the length of legal residence and adequate resources. Bu kriterler, diğerlerinin yanı sıra, yasal ikamet süresinin uzunluğu ve yeterli kaynaklara sahip olmaktır. More Sentences |
||||
Linguistics | ||||
Dilbilim | length | uzunluk | ||
Standardising the maximum lengths of buses will also reduce distortions of competition. Otobüslerin azami uzunluklarının standartlaştırılması da rekabetin bozulmasını azaltacaktır. More Sentences |
||||
Dilbilim | length | süre | ||
Shortening the length of a part-session produces savings of just 1%. Bir yarı-oturumun süresinin kısaltılması sadece %1 oranında tasarruf sağlar. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | length i. | müddet | ||
Genel | length i. | parça | ||
Genel | length i. | miktar | ||
Genel | length i. | süre uzunluğu | ||
Food Engineering | ||||
Gıda | length i. | mayalama sırasında ezilmiş arpadan çıkarılan malt hacmi | ||
Math | ||||
Matematik | length i. | bir doğru parçasının iki ucu arasındaki mesafe | ||
Physics | ||||
Fizik | length i. | akışkanlık | ||
Fizik | length i. | sıvı bir karışım oluşturabilme | ||
Linguistics | ||||
Dilbilim | length i. | sesli harf süresi | ||
Dilbilim | length i. | hece süresi | ||
Sport | ||||
Spor | length i. | (kriket) topun yere çarpmadan önce kat ettiği mesafe | ||
Spor | length i. | (okçuluk) atış mesafesi | ||
Spor | length i. | (at yarışında) at uzunluğu | ||
Card | ||||
İskambil | length i. | (briç) bir elde aynı cinsten en az dört kağıdın olması | ||
İskambil | length i. | (briç) bir elde aynı cinsten en az dört kağıda sahip olma | ||
Theatre | ||||
Tiyatro | length i. | 42 replik | ||
Archaic | ||||
Eski Kullanım | length i. | laf kalabalığı | ||
Eski Kullanım | length i. | söz uzunluğu | ||
British Slang | ||||
İngiliz Argosu | length i. | çük | ||
İngiliz Argosu | length | penis |