|
- Thirteen is often considered an unlucky number.
- Halk arasında on üç uğursuz bir sayı olarak görülür.
- Thirteen out of 25 prime ministers, elected on a quite different basis, are at the centre of power.
- Oldukça farklı temellerde seçilen 25 başbakandan on üçü iktidarın merkezinde yer almaktadır.
- The Union has become the largest trading partner of the thirteen candidate countries.
- Birlik, on üç aday ülkenin en büyük ticaret ortağı haline gelmiştir.
- The first is that the insider-trading directive, which has provided the framework, is thirteen years old.
- Bunlardan ilki, taslağı oluşturan içeriden bilgi ticareti yönergesinin on üç yaşında olmasıdır.
- It has managed to commit all the available funds in thirteen Member States.
- On üç Üye Devlette mevcut tüm fonları taahhüt etmeyi başarmıştır.
- Just before killing Yolanda, the paramilitaries publicly executed thirteen peasants in Teima.
- Yolanda'yı öldürmeden hemen önce paramiliterler Teima'da on üç köylüyü alenen infaz etti.
- I would remind you that a report on women and sport was presented to Parliament thirteen years ago.
- On üç yıl önce kadın ve sporla ilgili bir raporun Parlamento'ya sunulduğunu hatırlatmak isterim.
- This is the situation in thirteen of the fifteen Member States, and has recently also been incorporated into German law.
- On beş Üye Devletin on üçünde durum budur ve yakın zamanda Alman hukukuna da dahil edilmiştir.
- Having tidied up the rules thirteen years ago, we do not need to add to them now.
- On üç yıl önce kuralları düzenledikten sonra, şimdi bunlara ekleme yapmamıza gerek yok.
- This Railways Agency should have been in place thirteen years ago.
- Demiryolları Ajansı'nın on üç yıl önce kurulmuş olması gerekirdi.
- The first is that the insider-trading directive, which has provided the framework, is thirteen years old.
- Bunlardan ilki, çerçeveyi oluşturmakta olan içeriden öğrenenlerin ticareti yönergesinin on üç yaşında olmasıdır.
- There are approximately thirteen million third-country subjects who reside within European territory.
- Avrupa topraklarında ikamet eden yaklaşık on üç milyon üçüncü dünya ülkesi vatandaşı bulunmaktadır.
- It is used by Iceland and Norway as well as thirteen EU Member States.
- İzlanda ve Norveç'in yanı sıra on üç AB Üye Devleti tarafından da kullanılmaktadır.
- Thirteen European Union countries have forces deployed there.
- On üç Avrupa Birliği ülkesinin orada konuşlanmış kuvvetleri var.
- In that way, the organisations can rely on thirteen years of support from us.
- Bu şekilde kuruluşlar bizden on üç yıldır aldıkları desteğe güvenebilirler.
- In that way, the organisations can rely on thirteen years of support from us.
- Bu şekilde, kuruluşlar bizden on üç yıl boyunca alacakları desteğe güvenebilirler.
- It has managed to commit all the available funds in thirteen Member States.
- On üç Üye Devlette mevcut tüm fonları kullanmayı başarmıştır.
- By means of low-noise asphalt, an enormous noise reduction of ten to thirteen decibels can be achieved.
- Az gürültülü asfalt sayesinde on ila on üç desibellik muazzam bir gürültü azaltımı elde edilebilir.
- And so these thirteen Jews are being threatened with the death penalty.
- Ve böylece bu on üç Yahudi ölüm cezasıyla tehdit ediliyor.
- This is the situation in thirteen of the fifteen Member States, and has recently also been incorporated into German law.
- On beş Üye Devletin on üçünde durum budur ve yakın zamanda Alman yasalarına da dahil edilmiştir.
- Tom told Mary his father died when he was thirteen.
- Tom, Mary'ye babasının on üç yaşındayken öldüğünü söyledi.
- Tom started shaving when he was thirteen.
- Tom on üç yaşındayken tıraş olmaya başladı.
- The prosecution called thirteen witnesses.
- Savcılık on üç tanık çağırdı.
- Tom was thirteen when he moved here from Boston.
- Tom Boston'dan buraya taşındığında on üç yaşındaydı.
- Tom's daughter is now thirteen.
- Tom'un kızı şimdi on üç yaşında.
- Tom couldn't read until he was thirteen.
- Tom on üç yaşına kadar okuyamıyordu.
- Tom taught at Harvard for thirteen years.
- Tom on üç yıl Harvard'da öğretmenlik yaptı.
- I began studying French when I was thirteen years old.
- On üç yaşındayken Fransızca öğrenmeye başladım.
- Tom was thirteen when he moved to Boston.
- Tom, Boston'a taşındığında on üç yaşındaydı.
- This car can go thirteen kilometers for every liter of gasoline.
- Bu araba her bir litre yakıt başına on üç kilometre gidebilir.
- A time bomb went off in the airport killing thirteen people.
- Havaalanında on üç kişinin ölümüne yol açan bir saatli bomba patladı.
- Tom started learning French when he was thirteen years old.
- Tom on üç yaşındayken Fransızca öğrenmeye başladı.
- Tom first met Mary when he was thirteen.
- Tom, Mary ile ilk kez on üç yaşındayken tanıştı.
- We've been married for thirteen years.
- On üç yıldır evliyiz.
- Tom learned to skate when he was thirteen.
- Tom paten kaymayı on üç yaşındayken öğrendi.
- Children under thirteen years of age are not admitted to this swimming pool.
- On üç yaşından küçük çocuklar bu yüzme havuzuna alınmamaktadır.
- Tom didn't find out he had been adopted until he was thirteen.
- Tom on üç yaşına kadar evlat edinildiğini anlamadı.
- I began to study French when I was thirteen.
- Ben on üç yaşındayken Fransızca öğrenmeye başladım.
- Tom broke his collarbone when he was thirteen.
- Tom on üç yaşındayken köprücük kemiğini kırdı.
- When she was thirteen, she ran away from home.
- On üç yaşındayken, evden kaçtı.
- Tom didn't find out he was adopted until he was thirteen.
- Tom on üç yaşına kadar evlatlık olduğunu öğrenmedi.
- This dog is thirteen or fourteen years old.
- Bu köpek on üç ya da on dört yaşında.
- I was thirteen when it happened.
- Bu olduğunda on üç yaşındaydım.
- Thirteen were killed.
- On üç kişi öldürüldü.
- Tom didn't find out he was adopted until he was thirteen.
- Tom on üç yaşına kadar evlat edinildiğini anlamadı.
- Tom turned thirteen today.
- Tom bugün on üç yaşına girdi.
- Thirteen people were arrested.
- On üç kişi tutuklandı.
- Tom and Mary have been happily married for thirteen years.
- Tom ve Mary on üç yıldır mutlu bir evlilik sürdürüyorlar.
- Tom was only thirteen years old at that time.
- Tom o zaman sadece on üç yaşındaydı.
- Tom's parents got divorced when he was thirteen.
- Tom'un ailesi o on üç yaşındayken boşandı.
- I haven't danced since I was thirteen.
- On üç yaşımdan beri dans etmedim.
- My dad died when I was thirteen.
- Ben on üç yaşındayken babam öldü.
- Tom was bitten by a dog when he was thirteen.
- Tom on üç yaşındayken bir köpek tarafından ısırıldı.
- Is thirteen an even number?
- On üç çift sayı mı?
- I'll be thirteen next month.
- Önümüzdeki ay on üç yaşında olacağım.
- Tom's parents died when he was thirteen.
- Tom'un ailesi o on üç yaşındayken öldü.
- Tom hasn't given Mary a birthday present since they were both thirteen.
- Tom, Mary'ye on üç yaşından beri doğum günü hediyesi vermemişti.
- I have thirteen cats.
- On üç kedim var.
- Thirteen people are injured.
- On üç kişi yaralandı.
- Tom started working for us when he was only thirteen.
- Tom daha on üç yaşındayken bizim için çalışmaya başladı.
- I ran away from home when I was thirteen.
- On üç yaşındayken evden kaçtım.
- Tom came to Boston when he was thirteen.
- Tom on üç yaşındayken Boston'a geldi.
- Tom needed thirteen stitches.
- Tom'un on üç dikişe ihtiyacı vardı.
- Tom didn't know that he was adopted until he was thirteen.
- Tom on üç yaşına kadar evlatlık alındığını bilmiyordu.
- When I was thirteen, my dad bought me my own fishing boat.
- On üç yaşımdayken babam bana kendi balıkçı teknemi aldı.
- Tom is going to be thirteen next year.
- Tom önümüzdeki yıl on üç yaşında olacak.
- Tom first met Mary when he was thirteen years old.
- Tom, Mary ile ilk kez on üç yaşındayken tanıştı.
- Magdalena and Lech are thirteen.
- Magdalena ve Lech on üç yaşındadır.
- Magdalena and Lech are thirteen.
- Magdalena ve Lech on üç yaşındalar.
- Tom didn't know Mary was only thirteen.
- Tom, Mary'nin sadece on üç yaşında olduğunu bilmiyordu.
- I went to Australia when I was thirteen years old.
- On üç yaşındayken Avustralya'ya gittim.
- Thirteen people were injured.
- On üç kişi yaralandı.
- I met them when I was thirteen.
- Onlarla on üç yaşındayken tanıştım.
- Some people say thirteen is an unlucky number.
- Bazı insanlar, on üçün uğursuz bir sayı olduğunu söyler.
- It was a bright cold day in April, and the clocks were striking thirteen.
- Nisan ayında parlak ve soğuk bir gündü ve saatler on üçü gösteriyordu.
- Tom was thirteen when he moved to Boston.
- Tom Boston'a taşındığında on üç yaşındaydı.
- Thirteen percent were undecided.
- Yüzde on üçü kararsızdı.
- Thirteen people were killed in the train wreck.
- Tren kazasında on üç kişi öldü.
- Alexander ruled for thirteen years.
- İskender on üç yıl hüküm sürdü.
- Tom died when I was thirteen.
- Tom ben on üç yaşındayken öldü.
- Thirteen homes have been destroyed.
- On üç ev yıkıldı.
- Tom said Mary would be thirteen next month.
- Tom Mary'nin önümüzdeki ay on üç olacağını söyledi.
- I started studying French when I was thirteen.
- On üç yaşımda Fransızca öğrenmeye başladım.
- I'm only thirteen.
- Henüz on üç yaşındayım.
- I've been on my own since I was thirteen.
- On üç yaşımdan beri tek başımayım.
- I met Tom when I was thirteen.
- Tom'la on üç yaşımdayken tanıştım.
- Dan dropped out of school at age thirteen.
- Dan on üç yaşında okulu bıraktı.
- I've been babysitting since I was thirteen.
- On üç yaşımdan beri bebek bakıcılığı yapıyorum.
- I know Tom is thirteen years old.
- Tom'un on üç yaşında olduğunu biliyorum.
- Can you believe Tom is still only thirteen?
- Tom'un hâlâ on üç yaşında olduğuna inanabiliyor musun?
- I had a crush on Tom when I was thirteen.
- On üç yaşımdayken Tom'a aşıktım.
- My parents died in a traffic accident when I was thirteen years old.
- Ailem ben on üç yaşındayken bir trafik kazasında öldü.
- Tom is going to be thirteen next month.
- Tom önümüzdeki ay on üç yaşında olacak.
- Thirteen people were detained.
- On üç kişi gözaltına alındı.
- I had to start supporting myself when I was thirteen.
- On üç yaşındayken kendime destek vermeye başlamak zorundaydım.
- It was a bright cold day in April, and the clocks were striking thirteen.
- Nisanda aydınlık soğuk bir gündü ve saat on üçü vuruyordu.
- Tom is now thirteen.
- Tom şimdi on üç yaşında.
- Thirteen percent said no.
- Yüzde on üçü hayır dedi.
- I haven't eaten chocolate since I was thirteen.
- On üç yaşımdan beri çikolata yemedim.
- Tom was thirteen when he moved here from Boston.
- Tom, Boston'dan buraya taşındığında on üç yaşındaydı.
- Tom was only thirteen years old then.
- Tom o zaman sadece on üç yaşındaydı.
- Can you believe Tom is still just thirteen?
- Tom'un hâlâ sadece on üç yaşında olduğuna inanabiliyor musun?
- I met him when I was thirteen.
- Onunla on üç yaşındayken tanıştım.
- Tom started working when he was thirteen.
- Tom on üç yaşındayken çalışmaya başladı.
- Tom never even saw a computer until he was thirteen.
- Tom on üç yaşına kadar hiç bilgisayar görmemişti.
- We have thirteen clubs.
- On üç tane kulübümüz var.
- Thirteen percent remain undecided.
- Yüzde on üç kararsız.
- I'll be thirteen next year.
- Önümüzdeki yıl on üç yaşında olacağım.
- Let's not forget that Tom is only thirteen years old.
- Tom'un daha on üç yaşında olduğunu unutmayalım.
- I've been in therapy since I was thirteen.
- On üç yaşımdan beri terapi görüyorum.
- Thirteen people were killed.
- On üç kişi öldürüldü.
- I've been in therapy since I was thirteen.
- On üç yaşından beri terapideyim.
- Tom started playing the violin when he was thirteen.
- Tom on üç yaşındayken keman çalmaya başladı.
- This car can go thirteen kilometers for every liter of gasoline.
- Bu araba her litre benzinle on üç kilometre gidebilir.
- Neptune has thirteen known moons.
- Neptün'ün bilinen on üç uydusu vardır.
- I started working when I was thirteen.
- Ben on üç yaşında çalışmaya başladım.
- I left home when I was thirteen.
- On üç yaşındayken evden ayrıldım.
- I'll be thirteen in October.
- Ekim ayında on üç yaşında olacağım.
- I haven't seen Tom since he was thirteen.
- Tom'u on üç yaşından beri görmedim.
- When I was thirteen years old, I couldn't speak French at all.
- On üç yaşındayken hiç Fransızca konuşamıyordum.
- I've been babysitting since I was thirteen.
- On üç yaşından beri bebek bakıyorum.
- Tom has been teaching French for thirteen years.
- Tom on üç yıldır Fransızca öğretiyor.
- I began to study French when I was thirteen years old.
- On üç yaşındayken Fransızca çalışmaya başladım.
- Tom spent thirteen years on death row.
- Tom idam sırasında on üç yıl geçirdi.
- Dan didn't even speak English until he was thirteen.
- Dan on üç yaşına kadar İngilizce bile konuşmadı.
- Tom started working for us when he was only thirteen.
- Tom sadece on üç yaşındayken bizim için çalışmaya başladı.
- Tom can still recite a poem he wrote when he was thirteen.
- Tom on üç yaşındayken yazdığı bir şiiri hâlâ ezbere okuyabiliyor.
- Tom is turning thirteen.
- Tom on üç yaşına giriyor.
- Are you really only thirteen?
- Gerçekten sadece on üç yaşında mısın?
- Only thirteen people complied.
- Sadece on üç kişi uydu.
- Tom started playing drums when he was thirteen.
- Tom on üç yaşında davul çalmaya başladı.
- I haven't done that since I was thirteen.
- On üç yaşımdan beri bunu yapmamıştım.
- Tom was just thirteen at the time.
- Tom o sırada sadece on üç yaşındaydı.
- Thirteen passengers were hospitalized.
- On üç yolcu hastaneye kaldırıldı.
- I began studying French when I was thirteen.
- On üç yaşındayken Fransızca öğrenmeye başladım.
- I'll be thirteen next year.
- Gelecek yıl on üç yaşında olacağım.
- Tom was orphaned at the age of thirteen.
- Tom on üç yaşında yetim kaldı.
- Tom didn't know that he was adopted until he was thirteen.
- Tom on üç yaşına kadar evlatlık olduğunu bilmiyordu.
- I was thirteen years old at that time.
- O zamanlar on üç yaşındaydım.
- When I was thirteen, someone told me I was really good at French.
- Ben on üç yaşındayken birisi bana Fransızcada gerçekten iyi olduğumu söyledi.
- I have thirteen employees.
- On üç çalışanım var.
- Can you believe Tom is still just thirteen?
- Tom'un hâlâ on üç yaşında olduğuna inanabiliyor musun?
- Tom still rides the bicycle that his parents gave him when he was thirteen years old.
- Tom hâlâ ailesinin ona on üç yaşındayken verdiği bisiklete biniyor.
- Thirteen people have died.
- On üç kişi hayatını kaybetti.
- Tom didn't find out he had been adopted until he was thirteen.
- Tom on üç yaşına kadar evlatlık olduğunu öğrenmedi.
- I got my first computer when I was thirteen.
- İlk bilgisayarıma on üç yaşımda sahip olmuştum.
- I've been living in Boston since I was thirteen.
- On üç yaşından beri Boston'da yaşıyorum.
- Thirteen were hospitalized.
- On üç kişi hastaneye kaldırıldı.
- My dad died when I was thirteen.
- Babam ben on üç yaşındayken öldü.
- You have exactly thirteen minutes to finish this.
- Bunu bitirmek için tam on üç dakikan var.
- When she was thirteen, she ran away from home.
- On üç yaşındayken evden kaçtı.
- Tom started playing the violin when he was thirteen.
- Tom keman çalmaya on üç yaşında başladı.
- Tom turns thirteen today.
- Tom bugün on üçe giriyor.
- Tom was thirteen then.
- Tom o zaman on üç yaşındaydı.
- I've been a public school teacher for the past thirteen years.
- Son on üç yıldır devlet okulunda öğretmenlik yapıyorum.
- The computer that Tom's father gave him when he was thirteen is still working.
- Tom on üç yaşındayken babasının ona verdiği bilgisayar hâlâ çalışıyor.
- Tom couldn't read until he was thirteen.
- Tom on üç yaşına kadar okuyamadı.
- Mikey is thirteen.
- Mikey on üç yaşında.
- We've received thirteen complaints so far this week.
- Bu hafta şimdiye kadar on üç şikâyet aldık.
- I got my first computer when I was thirteen.
- İlk bilgisayarımı on üç yaşındayken aldım.
- I started studying French when I was thirteen.
- On üç yaşındayken Fransızca öğrenmeye başladım.
- Thirteen people were hurt.
- On üç kişi yaralandı.
- I have thirteen employees.
- On üç tane çalışanım var.
- Thirteen homes were destroyed.
- On üç ev yıkıldı.
- Tom was thirteen when he died.
- Tom öldüğünde on üç yaşındaydı.
- I've known Tom since I was thirteen.
- On üç yaşından beri Tom'u tanımaktayım.
- I've been living in Boston since I was thirteen.
- On üç yaşımdan beri Boston'da yaşıyorum.
- I haven't danced since I was thirteen.
- On üç yaşından beri dans etmedim.
- Tom and Mary were only thirteen when they first met.
- Tom ve Mary ilk tanıştıklarında sadece on üç yaşındaydılar.
- Tom said Mary would be thirteen next month.
- Tom, Mary'nin gelecek ay on üç yaşına gireceğini söyledi.
- Tom started learning French when he was thirteen.
- Tom on üç yaşındayken Fransızca öğrenmeye başladı.
- Tom still rides the bicycle that his parents gave him when he was thirteen years old.
- Tom hâlâ ebeveynlerinin ona on üç yaşındayken verdiği bisiklete biniyor.
- Tom didn't learn how to swim until he was thirteen.
- Tom on üç yaşına kadar yüzmeyi öğrenmedi.
- I've been playing football since I was thirteen.
- Ben on üç yaşımdan beri futbol oynarım.
- Tom got his first job when he was thirteen.
- Tom on üç yaşındayken ilk işini buldu.
- Tom dropped out of school and started working when he was thirteen.
- Tom on üç yaşındayken okulu bıraktı ve çalışmaya başladı.
- I haven't done that since I was thirteen.
- Onu on üç yaşından beri yapmadım.
- I learned to dance when I was thirteen.
- On üç yaşındayken dans etmeyi öğrendim.
- Thirteen firefighters were injured.
- On üç itfaiyeci yaralandı.
- Tom said he was kidnapped when he was thirteen.
- Tom on üç yaşındayken kaçırıldığını söyledi.
- I'll be thirteen next month.
- Gelecek ay on üç yaşında olacağım.
- Tom said he would be thirteen next month.
- Tom gelecek ay on üç yaşında olacağını söyledi.
- My parents told me that I was adopted when I was thirteen.
- Ailem bana on üç yaşındayken evlat edinildiğimi söyledi.
- This dog is thirteen or fourteen years old.
- Bu köpek on üç ya da on dört yaşındadır.
- I began to study French when I was thirteen years old.
- On üç yaşındayken Fransızca öğrenmeye başladım.
- I still have the sweater you gave me when I was thirteen.
- On üç yaşımdayken bana verdiğin kazak hâlâ bende.
- Tom wasn't able to read until he was thirteen.
- Tom on üç yaşına kadar okuyamamıştı.
- Tom will be thirteen next month.
- Tom önümüzdeki ay on üç olacak.
- Tom couldn't tell time until he was thirteen.
- Tom on üç yaşına kadar zamanı söyleyemiyordu.
- When I was thirteen, my dad bought me my own fishing boat.
- On üç yaşımdayken, babam bana kendi balıkçı teknemi satın aldı.
- Tom's parents got divorced when he was thirteen.
- Tom on üç yaşındayken anne ve babası boşandı.
- Tom said he would be thirteen next month.
- Tom önümüzdeki ay on üç olacağını söyledi.
- Tom learned to skate when he was thirteen.
- Tom on üç yaşındayken paten yapmayı öğrendi.
- I haven't seen Tom since I was thirteen.
- On üç yaşımdan beri Tom'u görmedim.
- You've got thirteen minutes left.
- Senin on üç dakikan kaldı.
- That incident happened when Tom was thirteen.
- O olay, Tom on üç yaşındayken oldu.
- We have thirteen clubs.
- On üç kulübümüz var.
- Tom didn't learn how to play the guitar until he was thirteen.
- Tom on üç yaşına kadar nasıl gitar çalınacağını öğrenmedi.
- I was thirteen when I wrote that.
- Bunu yazdığımda on üç yaşımdaydım.
- This consortium has thirteen members.
- Bu konsorsiyumun on üç tane üyesi vardır.
- Tom started racing at the age of thirteen.
- Tom on üç yaşında yarışmaya başladı.
- I still have a scar on my left leg from a car accident I was in when I was thirteen years old.
- On üç yaşındayken geçirdiğim bir araba kazasından dolayı sol bacağımda hâlâ bir yara izi var.
- Tom couldn't have been any older than thirteen at the time.
- Tom o sırada on üç yaşından büyük olamazdı.
- Tom learned to skate when he was thirteen.
- Tom on üç yaşındayken paten kaymayı öğrendi.
- My parents told me that I was adopted when I was thirteen.
- Annem ve babam evlat edinildiğimi bana on üç yaşımdayken söylediler.
- You have exactly thirteen minutes to finish this.
- Bunu bitirmek için tam olarak on üç dakikan var.
- I ran away from home when I was thirteen.
- On üç yaşımdayken evden kaçtım.
- I told you that my dad died when I was thirteen.
- Ben sana ben on üç yaşındayken babamın öldüğünü söyledim.
- I've studied French since I was thirteen.
- On üç yaşımdan beri Fransızca öğreniyorum.
- I've been playing football since I was thirteen.
- On üç yaşımdan beri futbol oynuyorum.
- Tom didn't know that Mary was only thirteen.
- Tom, Mary'nin sadece on üç yaşında olduğunu bilmiyordu.
- Are you really only thirteen?
- Sen sadece on üç yaşında mısın?
- Tom Jackson wrote his first book before he was thirteen.
- Tom Jackson ilk kitabını on üç yaşından önce yazdı.
- I've been here thirteen days, possibly more.
- On üç gündür buradayım, hatta muhtemelen daha fazla.
- Tom and Mary have three children under the age of thirteen.
- Tom ve Mary'nin on üç yaşından küçük üç çocuğu var.
- I'll be thirteen next month.
- Gelecek ay on üç olacağım.
- Tom can still recite a poem he wrote when he was thirteen.
- Tom on üç yaşındayken yazdığı bir şiiri hala ezbere okuyabiliyor.
- This car can go thirteen kilometers for every liter of gasoline.
- Bu araba bir litre yakıt başına on üç kilometre gidebilir.
- We've received thirteen complaints so far this week.
- Bu hafta şu ana kadar on üç şikayet aldık.
- Tom started playing drums when he was thirteen.
- Tom on üç yaşındayken davul çalmaya başladı.
- Some people say thirteen is an unlucky number.
- Bazı insanlar, on üçün uğursuz bir sayı olduğunu söylerler.
- I got my first job when I was thirteen.
- İlk işime on üç yaşındayken başladım.
- Tom learned to drive when he was thirteen.
- Tom on üç yaşındayken araba sürmeyi öğrendi.
- Tom has been driving without a license since he was thirteen.
- Tom on üç yaşından beri ehliyetsiz araba kullanıyor.
- I've been playing the guitar since I was thirteen.
- On üç yaşımdan beri gitar çalıyorum.
- I'm turning thirteen on Monday.
- Pazartesi günü on üç yaşına giriyorum.
- Tom is only thirteen.
- Tom sadece on üç yaşında.
- I spent three weeks in this hospital when I was thirteen years old.
- On üç yaşındayken bu hastanede üç hafta geçirdim.
- Tom couldn't tell time until he was thirteen.
- Tom on üç yaşına kadar saati söyleyemezdi.
- Thirteen people were wounded.
- On üç kişi yaralandı.
- Some people believe that thirteen is an unlucky number.
- Bazı insanlar on üçün şanssız bir sayı olduğuna inanmaktadır.
- I was thirteen years old then.
- Ben o zaman on üç yaşındaydım.
- Tom got his first job when he was thirteen.
- Tom ilk işini on üç yaşındayken aldı.
- Tom lived in a small town until he was thirteen.
- Tom on üç yaşına kadar küçük bir kasabada yaşadı.
- She left home at age thirteen.
- On üç yaşında evi terk etti.
- Tom is thirteen years old.
- Tom on üç yaşında.
- Thirteen people died in the train wreck.
- Tren kazasında on üç kişi hayatını kaybetti.
- Thirteen percent were undecided.
- Yüzde on üçü kararsız kaldı.
- Tom died when I was thirteen.
- Ben on üç yaşındayken Tom öldü.
- Where were you living when you were thirteen years old?
- On üç yaşındayken nerede yaşıyordun?
- Tom spent thirteen years on death row.
- Tom ölüm hücresinde on üç yıl geçirdi.
- I spent three months in the hospital when I was thirteen.
- Ben on üç yaşındayken hastanede üç ay geçirdim.
- Tom never even saw a computer until he was thirteen.
- Tom bile on üç yaşına kadar hiç bilgisayar görmedi.
- Tom began writing poetry when he was thirteen.
- Tom on üç yaşındayken şiir yazmaya başladı.
- I met Tom when I was thirteen.
- On üç yaşındayken Tom'la tanıştım.
- I was thirteen years old at that time.
- Ben o zaman on üç yaşındaydım.
- A time bomb went off in the airport killing thirteen people.
- Havaalanında saatli bir bomba patladı, on üç kişi öldü.
- Canada has thirteen provinces and territories.
- Kanada'nın on üç tane il ve bölgesi vardır.
- She left home at age thirteen.
- O on üç yaşında evi terk etti.
- Tom was able to speak three languages by the time he was thirteen.
- Tom on üç yaşındayken üç dil konuşabiliyordu.
- I haven't seen Tom since he was thirteen.
- On üç yaşından beri Tom'u görmedim.
- I began to study French when I was thirteen.
- On üç yaşındayken Fransızca öğrenmeye başladım.
- I'm only thirteen.
- Daha on üç yaşındayım.
- Tom spent thirteen years on death row.
- Tom on üç yılını ölüm hücresinde geçirdi.
- Tom has played the piano since he was thirteen.
- Tom, on üç yaşından beri piyano çaldı.
- Thirteen Americans were killed.
- On üç Amerikalı öldürüldü.
- Ten, eleven, twelve, thirteen, fourteen, fifteen, sixteen, seventeen, eighteen, nineteen, twenty.
- On, on bir, on iki, on üç, on dört, on beş, on altı, on yedi, on sekiz, on dokuz, yirmi.
- I had to start supporting myself when I was thirteen.
- On üç yaşındayken kendi geçimimi sağlamaya başlamak zorunda kaldım.
- I met her when I was thirteen.
- Onunla on üç yaşındayken tanıştım.
- I've been playing the guitar since I was thirteen.
- On üç yaşından beri gitar çalıyorum.
- I'm thirteen.
- On üç yaşındayım.
- I started working when I was thirteen.
- On üç yaşındayken çalışmaya başladım.
- Tom was only thirteen years old then.
- Tom o zamanlar sadece on üç yaşındaydı.
- Tom's father died when he was thirteen.
- Tom'un babası o on üç yaşındayken öldü.
- Tom sold a pint of his blood for thirteen dollars.
- Tom on üç dolara kanından yarım litre sattı.
- I'll be thirteen next year.
- Seneye on üç yaşında olacağım.
- Tom began skating when he was thirteen years old.
- Tom paten yapmaya on üç yaşındayken başladı.
- Tom has been singing professionally since he was thirteen.
- Tom on üç yaşından beri profesyonel olarak şarkı söylüyor.
- Tom dropped out of school and started working when he was thirteen.
- Tom on üç yaşındayken okuldan ayrılıp çalışmaya başladı.
- Tom is at most thirteen years old.
- Tom en fazla on üç yaşında.
- Tom is thirteen years old.
- Tom on üç yaşındadır.
- Before working here, Tom was a police officer for thirteen years.
- Burada çalışmaya başlamadan önce Tom on üç yıl polis memurluğu yaptı.
- Tom first met Mary when he was thirteen years old.
- Tom ilk on üç yaşındayken Mary ile tanıştı.
- Tom learned to dive when he was thirteen.
- Tom on üç yaşındayken dalmayı öğrendi.
- Tom told Mary his father died when he was thirteen.
- Tom Mary'ye on üç yaşındayken babasının öldüğünü söyledi.
- I spent three months in the hospital when I was thirteen.
- On üç yaşımdayken hastanede üç ay geçirdim.
- Thirteen homes have been destroyed.
- On üç tane ev yıkıldı.
- Dan dropped out of school at age thirteen.
- Dan on üç yaşında okuldan ayrıldı.
- Tom's parents died when Tom was thirteen.
- Tom'un ailesi Tom on üç yaşındayken öldü.
- The first time I met Tom, he was only thirteen years old.
- Tom'la ilk tanıştığımda sadece on üç yaşındaydı.
- Dan didn't even speak English until he was thirteen.
- Dan on üç yaşına kadar İngilizce konuşmadı bile.
- Tom started smoking when he was thirteen.
- Tom on üç yaşındayken sigara içmeye başladı.
- Tom is thirteen.
- Tom on üç yaşında.
- Thirteen people have died.
- On üç kişi öldü.
- I have thirteen names on my list.
- Listemde on üç isim var.
- Tom's parents died when he was thirteen.
- Tom on üç yaşındayken Tom'un anne ve babası öldü.
- Canada has thirteen provinces and territories.
- Kanada'da on üç eyalet ve bölge var.
- Tom didn't learn how to play the guitar until he was thirteen.
- Tom on üç yaşına kadar gitar çalmayı öğrenemedi.
- Tom has played the piano since he was thirteen.
- Tom on üç yaşından beri piyano çalıyor.
- Some people believe that thirteen is an unlucky number.
- Bazı insanlar on üçün uğursuz bir sayı olduğuna inanır.
- My parents sent me to fat camp when I was thirteen.
- On üç yaşımdayken ailem beni şişmanlar kampına gönderdi.
- Children under thirteen years of age are not admitted to this swimming pool.
- On üç yaşın altındaki çocuklar bu yüzme havuzuna kabul edilmemektedir.
- When I was thirteen, someone told me I was really good at French.
- On üç yaşımdayken biri bana Fransızca'da çok iyi olduğumu söylemişti.
- Tom ran away from the orphanage when he was thirteen.
- Tom on üç yaşındayken yetimhaneden kaçtı.
- I've been studying French since I was thirteen.
- On üç yaşımdan beri Fransızca öğreniyorum.
- My parents died in a traffic accident when I was thirteen years old.
- Ben on üç yaşındayken ebeveynlerimi bir trafik kazasında öldüler.
- Tom started taking piano lessons when he was thirteen.
- Tom on üç yaşındayken piyano dersleri almaya başladı.
- Tom sold a pint of his blood for thirteen dollars.
- Tom bir litre kanını on üç dolara sattı.
- Tom was able to speak three languages by the time he was thirteen.
- Tom on üç yaşına geldiğinde üç dil konuşabiliyordu.
- I still have the hat I used to wear when I was thirteen.
- On üç yaşımdayken taktığım şapka hâlâ bende.
- My sister will be thirteen years old next summer.
- Kız kardeşim önümüzdeki yaz on üç yaşına girecek.
- My thirteen year old girl loves to watch romance movies.
- On üç yaşındaki kızım aşk filmleri izlemeyi seviyor.
- Tom has been driving without a license since he was thirteen.
- Tom, on üç yaşından beri ehliyetsiz araba kullanmakta.
- Tom first met Mary when he was thirteen.
- Tom, on üç yaşındayken ilk kez Mary ile tanıştı.
- I've been boxing since I was thirteen.
- On üç yaşımdan beri boks yapıyorum.
- You've got thirteen minutes left.
- On üç dakikan kaldı.
- Tom turns thirteen today.
- Tom bugün on üç oluyor.
- Tom was thirteen at that time.
- Tom o zaman on üç yaşındaydı.
- Thirteen percent were opposed.
- Yüzde on üçü karşı çıktı.
- Both teams have thirteen points.
- Her iki takım da on üç puana sahip.
- I've been working since I was thirteen.
- On üç yaşımdan beri çalışıyorum.
- Tom was orphaned at the age of thirteen.
- Tom on üç yaşında öksüz kaldı.
- Tom was only thirteen years old at that time.
- Tom o zamanlar sadece on üç yaşındaydı.
- I'm thirteen.
- Ben on üç yaşındayım.
- I've played soccer since I was thirteen.
- On üç yaşımdan beri futbol oynuyorum.
- I'll be thirteen next year.
- Gelecek yıl on üç olacağım.
- Tom will be thirteen next year.
- Tom gelecek yıl on üç yaşında olacak.
- Only thirteen people complied.
- Sadece on üç kişi katıldı.
- I've had this since I was thirteen.
- On üç yaşımdan beri böyle.
- My parents told me that I was adopted when I was thirteen.
- Ebeveynlerim bana on üç yaşındayken evlat edinildiğimi söyledi.
- Tom left school at thirteen.
- Tom on üç yaşında okuldan ayrıldı.
- I had a dog for thirteen years.
- On üç yıldır bir köpeğim vardı.
- This consortium has thirteen members.
- Bu konsorsiyumun on üç üyesi var.
- Tom has been training since he was thirteen years old.
- Tom on üç yaşından beri antrenman yapıyor.
- I make thirteen dollars an hour.
- Saatte on üç dolar kazanırım.
Show More (322)
|