1 |
transmit |
iletmek |
v. |
|
- This device is able to transmit coded information.
- Bu cihaz kodlanmış bilgileri iletebilmektedir.
- In June 2003, the Commission transmitted its proposals for the Second Action Plan to the Council.
- Haziran 2003'te Komisyon, İkinci Eylem Planı'na ilişkin önerilerini Konsey'e iletti.
- In June 2003, the Commission transmitted its proposals for the Second Action Plan to the Council.
- Haziran 2003'te Komisyon, İkinci Eylem Planı'na ilişkin önerilerini Konseye iletti.
- Transponders transmit the aircraft's code and position to the air traffic control tower.
- Transponderler uçağın kodunu ve konumunu hava trafik kontrol kulesine iletir.
- Signal lamps are used to transmit Morse code.
- Sinyal lambaları mors alfabesini iletmek için kullanılır.
- Iron transmits heat well.
- Demir ısıyı iyi iletir.
- Wires transmit electricity.
- Teller elektriği iletir.
- Music that doesn't transmit feelings, images, thoughts, or memories is just background noise.
- Hisleri, görüntüleri, düşünceleri ya da anıları iletmeyen müzik sadece arka fon gürültüsüdür.
- It transmits movement by belts and pulleys.
- Hareketi kayışlar ve kasnaklarla iletir.
Show More (6)
|
2 |
transmit |
aktarmak |
v. |
|
- In other words, communications generate culture, and culture is transmitted via communications.
- Başka bir deyişle, iletişim kültürü yaratır ve kültür de iletişim yoluyla aktarılır.
- In other words, communications generate culture, and culture is transmitted via communications.
- Başka bir deyişle, iletişim kültürü üretir ve kültür de iletişim yoluyla aktarılır.
- In other words, communications generate culture, and culture is transmitted via communications.
- Başka bir deyişle, iletişim kültür yaratır ve kültür de iletişim yoluyla aktarılır.
- Music that doesn't transmit feelings, images, thoughts, or memories is just background noise.
- Duyguları, görüntüleri, düşünceleri veya anıları aktarmayan müzik sadece arka plan gürültüsüdür.
- Data can be transmitted from the main computer to yours, and vice versa.
- Veriler ana bilgisayardan sizinkine aktarılabilir veya tam tersi de olabilir.
- He has transmitted all his knowledge to his son.
- Bütün bilgisini oğluna aktardı.
Show More (3)
|
3 |
transmit |
bulaştırmak |
v. |
|
- A squirrel transmitted rabies to my daughter.
- Bir sincap kızıma kuduz bulaştırdı.
- A squirrel transmitted rabies to my daughter.
- Bir sincap kızıma kuduz hastalığı bulaştırdı.
Show More (-1)
|
4 |
transmit |
bulaştırmak (hastalığı) |
v. |
|
- This virus can be transmitted from a mother to her baby.
- Bu virüs anneden bebeğine bulaşabilmektedir.
Show More (-2)
|
5 |
transmit |
(madde içerisinde) iletmek |
v. |
|
- Glass is a material that transmits light.
- Cam ışığı ileten bir malzemedir.
Show More (-2)
|