| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| Common Usage | ||||
| Yaygın Kullanım | administer f. | yönetmek | ||
|
Nor have I any doubt that the Hong Kong administration is competent to administer a readmission agreement. Hong Kong yönetiminin bir geri kabul anlaşmasını yönetme yetkisine sahip olduğuna dair herhangi bir şüphem yok. More Sentences |
||||
| Yaygın Kullanım | administer f. | idare etmek | ||
|
I am going to be following how you guys are administrating my money. Paramı nasıl idare ettiğinizi takip edeceğim. More Sentences |
||||
| Yaygın Kullanım | administer f. | uygulamak | ||
|
The vaccination administered is effective for only six to nine months. Uygulanan aşı sadece altı ila dokuz ay süreyle etkili olmaktadır. More Sentences |
||||
| General | ||||
| Genel | administer f. | vermek | ||
|
I administered a painkiller and then he suddenly started vomiting. Bir ağrı kesici verdim ve sonra aniden kusmaya başladı. More Sentences |
||||
| Genel | administer f. | sağlamak | ||
|
As a judge, it is my duty to administer justice to all the people in my country. Bir yargıç olarak, ülkemdeki tüm insanlara adaleti sağlamak benim görevim. More Sentences |
||||
| Genel | administer f. | yönetmek | ||
|
The forces there cannot responsibly administer day-to-day activities in the country. Oradaki güçler ülkedeki günlük faaliyetleri sorumlu bir şekilde yönetemiyor. More Sentences |
||||
| Trade/Economic | ||||
| Ticaret/Ekonomi | administer f. | idare etmek | ||
|
The national governments have been unable to administer their funds. Ulusal hükümetler fonlarını idare edemez hale gelmiştir. More Sentences |
||||
| Ticaret/Ekonomi | administer f. | yapmak | ||
|
Sami administered CPR to Layla. Sami, Layla'ya kalp masajı yaptı. More Sentences |
||||
| Ticaret/Ekonomi | administer f. | yönetmek | ||
|
We do not necessarily have to administer it all from Brussels. Her şeyi Brüksel'den yönetmek zorunda değiliz. More Sentences |
||||
| Computer | ||||
| Bilgisayar | administer f. | yönetmek | ||
|
The forces there cannot responsibly administer day-to-day activities in the country. Buradaki güçler ülkedeki günlük faaliyetleri sorumlu bir şekilde yönetememektedir. More Sentences |
||||
| Common Usage | ||||
| Yaygın Kullanım | administer f. | tatbik etmek | ||
| General | ||||
| Genel | administer f. | vermek (ilaç/ceza vb) | ||
| Genel | administer f. | tayin etmek | ||
| Genel | administer f. | verdirmek | ||
| Genel | administer f. | ettirmek | ||
| Genel | administer f. | yerine getirmek | ||
| Genel | administer f. | ilaç vermek | ||
| Genel | administer f. | yemin ettirmek | ||
| Genel | administer f. | müdürlük etmek | ||
| Genel | administer f. | hizmet etmek | ||
| Genel | administer f. | donatmak | ||
| Genel | administer f. | ifa etmek | ||
| Genel | administer f. | tedvir etmek | ||
| Genel | administer f. | icra etmek | ||
| Genel | administer f. | bir firmanın işlerini yürütmek | ||
| Genel | administer f. | yemin ettirmek | ||
| Genel | administer f. | (mirası) yönetmek | ||
| Trade/Economic | ||||
| Ticaret/Ekonomi | administer f. | yerine getirmek | ||
| Computer | ||||
| Bilgisayar | administer i. | yönetici | ||
| Bilgisayar | administer expr. | yönet | ||
| Medical | ||||
| Medikal | administer f. | vermek (ilaç) | ||
| Medikal | administer f. | tedavi uygulamak | ||
| Medikal | administer f. | ilaçlamak | ||
| Religious | ||||
| Dini | administer f. | (kilisede) dini bir tören gerçekleştirmek | ||
