İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | knit f. | örmek | ||
My mother is knitting me a new sweater. Annem bana yeni bir kazak örüyor. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | knit i. | örgü | ||
This video teaches simple knits and purl stitches. Bu video, basit düz ve ters örgüyü anlatıyor. More Sentences |
||||
Genel | knit f. | bağlamak | ||
The two groups are knit together by common interests. İki grup ortak çıkarlarla birbirine bağlanmıştır. More Sentences |
||||
Genel | knit f. | kaynamak (kemik) | ||
After the operation, his broken bone knitted. Ameliyattan sonra, kırılan kemiği kaynadı. More Sentences |
||||
Genel | knit f. | örgü örmek | ||
My aunt taught me how to knit. Teyzem bana örgü örmeyi öğretti. More Sentences |
||||
Genel | knit f. | çatmak | ||
The old woman knitted her brows. Yaşlı kadın kaşlarını çattı. More Sentences |
||||
Genel | knit f. | örmek | ||
I didn't knit it for him. Bunu onun için örmedim. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Teknik | knit f. | örmek | ||
I didn't knit it for him. Ona örmedim. More Sentences |
||||
Textile | ||||
Tekstil | knit f. | örmek | ||
She knit him a sweater for his birthday. Doğum günü için ona bir kazak ördü. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | knit i. | örülmüş giysi | ||
Genel | knit f. | özel iğnelerle örmek | ||
Genel | knit f. | birleşmek | ||
Genel | knit f. | kaynaşmak | ||
Genel | knit f. | sıkı sıkıya bağlamak | ||
Genel | knit f. | birleştirmek | ||
Genel | knit f. | sıkı ve sağlam bir biçimde birbirine bağlamak | ||
Genel | knit f. | çatmak (kaşları) | ||
Genel | knit f. | dokumak | ||
Genel | knit f. | düğümle birleştirmek | ||
Genel | knit f. | düğümle bağlamak | ||
Genel | knit f. | sıkı ve sağlam bir şekilde bağlanmak | ||
Irregular Verb | ||||
Irregular Verb | knit f. | knitted/knit - knitted/knit | ||
Textile | ||||
Tekstil | knit i. | dokuma şekli | ||
Tekstil | knit i. | bir kumaşın dokunma biçimi |