part something - Türkçe İngilizce Sözlük

part something

"part something" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 127 sonuç

İngilizce Türkçe
Phrasals
part with (someone or something) f. (birinden/bir şeyden) vazgeçmek
You must not part with the ring.
Yüzükten vazgeçmemelisin.

More Sentences
General
pass the most difficult part of something f. birşeyin en zor kısmını atlatmak
pass the most difficult part of something f. birşeyin en sıkıntılı kısmını atlatmak
be an integral part of something f. bir bütünün parçasını oluşturmak
be part of something f. parçası olmak
be part of something f. bir parçası olmak
be a part of something f. bir şeylerin bir parçası olmak
become a part of (something) f. parçası haline gelmek
Phrasals
to take part in something f. bir şeye katılmak
to take part in something f. bir şeye dahil olmak
part with (someone or something) f. (birini/bir şeyi) bırakmak
part with (someone or something) f. (birinden/bir şeyden) ayrılmak
part with (someone or something) f. (biriyle/bir şeyle) ayrılmak
part with (someone or something) f. (biriyle/bir şeyle) yollarını ayırmak
Phrases
the best part of (something) i. (bir şeyin) büyük kısmı
the best part of (something) i. (bir şeyin) neredeyse tamamı
the best part of (something) i. (bir şeyin) neredeyse tümü
the best part of (something) i. (bir şeyin) tamamına yakını
the best part of (something) i. (bir şeyin) en güzel/iyi kısmı/tarafı
the best part of (something) i. (bir şeyin) örnek gösterilmeye değer kısmı/tarafı
best part of something i. (bir şeyin) en güzel/iyi kısmı/tarafı
best part of something i. (bir şeyin) örnek gösterilmeye değer kısmı/tarafı
the better/best part of something i. (bir şeyin) büyük kısmı
the better/best part of something i. (bir şeyin) neredeyse tamamı
the better/best part of something i. (bir şeyin) neredeyse tümü
the better/best part of something i. (bir şeyin) tamamına yakını
Idioms
best part of something i. bir şeyin büyük bir bölümü
best part of something i. bir şeyin önemli bir kısmı
a part in (something) i. (bir şeyde) bir rol (oynama)
a part in (something) i. (bir şeyde) bir payı (olma)
a part in (something) i. (bir şeyde) parmağı (olma)
a part in (something) i. (bir şeyde) bir rol (alma)
a part in something i. bir şeyde pay
a part in something i. bir şeyde rol
a part in something i. bir şeyin parçası
take something in good part f. alınmamak
take something in good part f. şakayı veya eleştiriyi kaldırabilmek
play a big part in something f. büyük bir rol oynamak
play a large part in something f. büyük bir rol oynamak
have a part in something f. bir şeyde eli olmak
get a part in something f. bir şeyde eli olmak
have a part in something f. bir şeyde payı olmak
get a part in something f. bir şeyde payı olmak
get a part in something f. bir şeyde parmağı olmak
have a part in something f. bir şeyde parmağı olmak
part over something f. bir şeyden dolayı yollarını ayırmak/ayrılmak
have no part in (something) f. (bir şeye) bulaşmamış olmak
have no part in (something) f. (bir şeye) karışmamış olmak
have no part in (something) f. (bir şeyde) parmağı olmamak
have no part in (something) f. (bir şeyle) ilgisi olmamak
have no part in (something) f. (bir şeyle) alakası olmamak
have no part in (something) f. (bir şeyde) payı olmamak
have no part in (something) f. (bir şeye) hiçbir şekilde dahil olmamış olmak
have no part of (something) f. (bir şeye) bulaşmamış olmak
have no part of (something) f. (bir şeye) karışmamış olmak
have no part of (something) f. (bir şeyde) parmağı olmamak
have no part of (something) f. (bir şeyle) ilgisi olmamak
have no part of (something) f. (bir şeyle) alakası olmamak
have no part of (something) f. (bir şeyde) payı olmamak
have no part of (something) f. (bir şeye) hiçbir şekilde dahil olmamış olmak
play/take no part in/of something f. bir şeye karışmamış olmak
play/take no part in/of something f. bir şeyde yer almamış olmak
want no part in something f. bir şeye karışmayı istememek/reddetmek
want no part in something f. bir şeyde yer almayı istememek/reddetmek
play a small part (in something) f. (bir şeyde) küçük bir rol oynamak
play a small part (in something) f. (bir şeyde) önemsiz bir rol oynamak
play a small part (in something) f. (bir şeyde) küçük bir rolü olmak
play a small part (in something) f. (bir şeyde) küçük bir etkisi olmak
play a small part (in something) f. (bir şeyde) önemsiz bir etkisi olmak
play a small part (in something) f. (bir şeyde) pek bir rolü/etkisi olmamak
take no part in/of (something) f. (bir şeyde) yer almamak
take no part in/of (something) f. (bir şeyin) parçası olmamak
take no part in/of (something) f. (bir şeyde) rol oynamamak
take no part in/of (something) f. (bir şeyde) hiçbir şekilde payı olmamak
take no part in/of (something) f. (bir şeye) dahil olmamak
take no part in/of (something) f. (bir şeyle) ilgisi olmamak
take no part in/of (something) f. (bir şeye) bulaşmamış olmak
take no part in/of (something) f. (bir şeye) karışmamış olmak
have/play/take/want no part in/of something f. bir şeyde yer almamak/almak istememek
have/play/take/want no part in/of something f. bir şeyin parçası olmamak/olmak istememek
have/play/take/want no part in/of something f. bir şeyde rol oynamamak/oynamak istememek
have/play/take/want no part in/of something f. bir şeyde hiçbir şekilde payı olmamak/olmasını istememek
have/play/take/want no part in/of something f. bir şeye dahil olmamak/olmak istememek
have/play/take/want no part in/of something f. bir şeyle ilgisi olmamak/olmasını istememek
have/play/take/want no part in/of something f. bir şeye bulaşmamış olmak/bulaşmak istememek
have/play/take/want no part in/of something f. bir şeye karışmamış olmak/karışmak istememek
be art and part of (something) f. (bir şeyin) aktif bir parçası/katılımcısı olmak
be art and part of (something) f. (bir şeyin) parçası olmak
be art and part of (something) f. (bir şeyin) içinde olmak/yer almak
be art and part of (something) f. (bir şeye) karışmış/bulaşmış olmak
be part and parcel of something f. bir şeyin önemli bir parçası olmak
be part and parcel of something f. bir şeyin ayrılmaz bir parçası olmak
be part and parcel of something f. bir şeyin temeli olmak
be part and parcel of something f. bir şeyin kaçınılmaz bir yanı/özelliği/parçası olmak
have a part to play (in something) f. (bir şeyde) görevi/sorumluluğu/üstüne düşen bir rol/işlev (olmak)
have a part to play (in something) f. (bir şeyde) oynayacak/alacak bir rolü olmak
have no part in (something) f. (bir şeyin) parçası olmamak
have no part in (something) f. (bir şeye) bulaşmamış olmak
have no part in (something) f. (bir şeyde) rol oynamamak
have no part in (something) f. (bir şeyde) yer almamak
have no part in (something) f. (bir şeyle) ilgisi olmamak
have no part in (something) f. (bir şeye) karışmamış olmak
have no part in (something) f. (bir şeyde) hiçbir şekilde payı olmamak
have no part in (something) f. (bir şeye) dahil olmamak
have no part of (something) f. (bir şeyin) parçası olmamak
have no part of (something) f. (bir şeye) bulaşmamış olmak
have no part of (something) f. (bir şeyde) rol oynamamak
have no part of (something) f. (bir şeyde) yer almamak
have no part of (something) f. (bir şeyle) ilgisi olmamak
have no part of (something) f. (bir şeye) karışmamış olmak
have no part of (something) f. (bir şeyde) hiçbir şekilde payı olmamak
have no part of (something) f. (bir şeye) dahil olmamak
play a bit part (in something) f. (bir şeyde) küçük bir rolü olmak
play a bit part (in something) f. (bir şeyde) küçük bir rol almak
play a bit part (in something) f. (bir şeyde) küçük/önemsiz bir rol oynamak
play a bit part (in something) f. (bir şeyde) küçük bir etkisi olmak
play a bit part (in something) f. (bir şeyde) pek bir rolü/etkisi olmamak
play a part in (something) f. (bir şeyde) rol oynamak
play a part in (something) f. (bir şeyin) içinde yer almak
play a part in (something) f. (bir şeyde) rol almak
play a part in (something) f. (bir şeyde) rol oynamak
play a part (in something) f. (bir şeyde) rol oynamak
play a part (in something) f. (bir şeyin) içinde yer almak
play a part (in something) f. (bir şeye) yol açmak/neden olmak
play your part (in something) f. (bir şeyde) rol oynamak
play your part (in something) f. (bir şeyin) içinde yer almak
play your part (in something) f. (bir şeye) yol açmak/neden olmak